45, lust

6.4K 544 534
                                    

Uyarı: Bu bölüm cinsel içerik içermektedir. Rahatsız olanlar o kısmı atlasın.

Fleurie - Fire in my Bones.

Oturduğum koltukta biraz daha küçüldüm. Hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Hayatıma aldığım her insanı kaybetmiştim. Hepsine teker teker veda etmiştim ve daha fazlası için gücüm yoktu. Tanrı'ya daha fazlası olmaması için yalvarmaktan başka çarem de yoktu.

Dumanı tüten bir çay görüş alanıma girdiğinde başımı hafifçe yukarı kaldırdım. Leydi Mina elindeki çay fincanını almamı beklemeden elime tutuşturdu. "İç hadi, için ısınsın." dediğinde hafifçe gülümsedim ve oturduğum yerde dikleşerek fincanı temkinli bir şekilde tuttum. "Teşekkür ederim."

Elini önemsiz dercesine havada salladı. Ben fincandaki dumanı tüten çayımı yudumlayana kadar Leydi Mina bakışlarını üzerimde gezdirdi. "Neden öyle bakıyorsunuz?" diye sorduğumda elimdeki çay fincanını koltuğun kenarındaki sehpaya bıraktım.

"Hasar kontrolü yapıyorum." dedi gülümseyip arkasına yaslanırken.

Meraklı gözlerle ona baktığımda gözlerini devirdi. "Birini tahtalı köye yolladık sonuçta, ne bileyim duygusal falan değil misin?"

Başımı iki yana salladım. Herhangi bir şey hissetmiyordum. Sıradan, normal bir şeymiş gibi geliyordu. "Hayır." dediğimde kaşlarını kaldırdı. "Beklediğimden erken alışmışsın."

"Öyle oldu sanırım." diye mırıldandım bakışlarımı kaçırırken. Leydi Mina, "Yapmamız gerekeni yaptık." dediğinde kafamla onu onayladım. İntikam yemini etmiştim. Bunun için de her şeyi göze almalıydım, daha gözlerini açamadan hayata veda eden oğlumun, nedimelerimin ve Taehyung'un intikamını almalıydım.

"Ayrıca," dedi Leydi Mina oturduğu koltuğun yanındaki sehpadan birkaç üzüm alıp ağzına atarken. "Ona kraliyete karşı yapılan her girişim için yaptıklarımın günah olup olmadığını sordum ve o reddetti." Bir üzüm daha attı ağzına ve ellerini kaldırarak omuz silkti. "Tamamen masumum."

Kilisede işlenen o cinayetten sonra insanlar rahibin öldüğünden şüphelenmesin diye köy halkına rahibin saraya taşınacağını ve buraya yeni bir rahip tahin edileceğini söylemiş; cesedi arka kapıdan çıkarmıştık. Aslında yapmıştık demek doğru değildi. Yapmıştı. Leydi Mina. At arabasında panzehiri unuttuğu için dertlenirken panzehiri olmayan zehirle rahibi zehirlemişti. Bunu ona söylediğimde ise kendisinin hiçbir şey yapmadığını, rahibin panzehiri olmayanı seçtiğini söylemişti.

Şimdi ise Leydi Mina'nın bir köşkündeydik. Fakat hayır, tüm saray halkının gideceğimizi zannettiği o köşkte değil; başka bir köşkteydik. Leydi Mina'nın her yerde bir mülkü vardı resmen.

"En azından bir şeyler öğrendik." dediğimde Leydi Mina kafasıyla beni onayladı. "Jaehyun'un bunu tek başına planlayamayacağı çok açıktı. Şimdi en azından seçenekleri eledik."

"Conall'dan birinin bunu yapması kanıma dokunuyor." dedim dürüst olmayı seçerek. Bakışlarımı parmaklarıma çevirdiğimde Leydi Mina, "Hangi ırktan olduğu önemli değil." dedi. "Hain haindir."

"Öyle ama yine de..." diye mırıldandığımda devamını getiremedim.

"Zaten Jackson sana dokunmayacaklarını falan söylediğinde ben işkillenmiştim. Bir Sengalı neden Conallıyı korusun ki?" dediğinde kafamla onu onayladım. Derin bir nefes verdim ve bakışlarımı parmaklarımdan alarak ona çevirdim. "Açıkçası kim olduğunu öğrendiğimde vereceğim tepkiden korkuyorum. Hayal kırıklığına uğrayacağım sanırım."

a queen and her tearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin