48, coming home

4.6K 539 963
                                    

RM - Tokyo.

Senga, 1448 Eylülü

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Senga, 1448 Eylülü

Sindiğim soğuk duvarın köşesinde ağlarken daha fazla devam edemeyeceğimi hissediyordum. Her şey elimden alınmıştı. Arkadaşlarım, daha yeni doğmuş olan bebeğim, şimdi de ailem... Hepsi teker teker beni terk ediyor, yalnızlığa mahkum ediyordu.

Kalbimi teslim ettiğim adam, beni bir kuyuya hapsetmiş; karanlığa gömmüştü. Beni öldürüyordu. Beni günden güne zehirliyor, mezarımı kendi elleriyle kazıyordu. Ben, ben, buna dayanamıyordum. Ben bu kadarıyla başa çıkamıyordum. Ben bu kadar yalnız hissetmeye dayanamıyordum.

Öylece ağlamaya devam ederken soğuktan uyuşmuş parmaklarım soğuk duvara tutundu. Ne yapacağımı bilemeden birkaç kez avuç içimi çarptım duvara. Bir elim ağzımı kapatıp hıçkırıklarımı duymasını engellerken bir elim bunları yediremezcesine duvara sertçe vuruyordu.

Dışarıdaydı. Kapının önündeydi. İçeri girmeye yüzü yoktu. Olmamalıydı da.

Ben, onun için her şeyi yapmıştım. Ben onu koruyabilmek için olmadığım, olmak da istemediğim birine dönüşmüştüm. Ben, o zarar görmesin diye hıçkırıklarımı dindirmiş; onu korumaya çalışmıştım. Ben, hep onun yanındaydım. Peki o neredeydi?
Öncesini bilemezdim. Çünkü olanlara bakılırsa yanımda olmadığı kesindi. Fakat şimdiye ve geleceğe bakacak olursak, o kesinlikle benim karşımdaydı.

Ve karşımda durmaya cesaret eden herkes bunun bedelini ödeyecekti.

Ben salak değildim. Buraya geleli çok olmamıştı. Jennie'i bana yardımcı olsun diye Conall'a çağırmıştım ve o an ikisinin de bana yalan söylediğini sezsem de sesimi çıkarmamıştım. Sonra da bir aptal gibi unutmuştum. Bana nasıl yalan söylediklerini unutmuştum.

O pazarda karşılaştığımız falcı haklıydı. Ben onların sonu olacaktım. Senga bedelini ödeyecekti. Her şeyin, yaptığı her yanlışın bedelini çok ağır ödeyecekti.

"Roséanne..." Adım dudaklarından döküldüğünde kulaklarımı kapatmak istedim. Sesini duymak istemiyordum. Varlığına tahammül edemiyordum. Ben onun gerçekte kim olduğunu bildiğimi zannederken bile yanında kalmış, her şeye rağmen ona yardımcı olmak için çok çabalamıştım.

Ben onu gerçekten çok sevmiştim. Hayatımda birine bu denli bağlı olduğumu hatırlamıyordum. Ailem başka bir tarafta o başka bir taraftaydı benim için. Şimdiyse o, kurduğum teraziyi alaşağı etmişti.

"Ben, özür dilerim..." Titreyen sesini duyduğumda döktüğü gözyaşlarını görmeme gerek yoktu. Biliyordum, ağlıyordu. Fakat bundan sonrası benim için önemli değildi.

a queen and her tearsМесто, где живут истории. Откройте их для себя