spoiler [special chapter]

3.2K 318 569
                                    

6. Bölüm

Gerginlikle harita odasında bekliyordum. Önümde kalın derinin üzerine işlenmiş bir harita vardı. Hemen yanımda Alarick, diğer yanımda ise Alarick'in adamlarından ve babamın konseyinde bulunan Lord Thomas vardı.

Kral odaya Yoongi, Seok Jin, Namjoon ve Hoseok ile birlikte girdi. Eğilerek onu selamladıktan sonra tek kolumu belime sarıp avuç içimle diğer kolumun dirseğini kavradım. "Hoş geldiniz, Dük Alarick ve Lord Thomas." diyerek selamladığında Alarick de hızlıca karşılık verdi.

"Efendim, hiç oyalanmadan konuya girmem gerekiyor. Buradaki vaktimiz oldukça kısıtlı." dediğinde heyecanla elimle çenemi sıkıştırdım. Korku ve panik içindeydim. Kral devam etmesi için eliyle işaret yaptığında "Conall'da bir grup isyancı ortaya çıktı." Panikle içime derin bir nefes çektim.

"Fakat halk değil, bir grup fakat nereden geldiklerini bilmiyoruz. Yıllardır gemilerle Afrika dediğimiz bölgenin kuzeyinde birilerinin yaşadığını biliyorduk fakat asla devamına erişecek bilgilerimiz olmamıştı. Ancak yakaladığımız birkaç adamın söylediğine göre farklı bir kıta varmış." Odadakiler şok içinde birbirine bakmaya başladıklarında ben yeni yerlerin olmasına şaşırmıyordum. Tanrı aşkına tüm bu evren sadece bizden oluşmuş olamazdı ya? Benim merak ettiğim kısım şuydu: bizi yıkacak kadar donanımlılar mıydı?

"Yeni bir kıta mı?" diye şaşkınlıkla konuşan Hoseok'tu. "Evet, yeni bir kıtadan geldiklerini söylediler ve bahsettiklerine göre bizim gibi çoğunlukla kıtlıkla yaşamıyorlarmış. Halk sefalet değil zenginlik ve bolluk içindeymiş. Nüfuslarını bilmediklerini çünkü ormanların, denizlerin ve karanın olduğu bir yerde olduklarından bahsettiler. Sular tatlı değil tuzluymuş. Büyük balıkların yaşadığı bir yerden geldiklerini söylediler..."

"Peki neden buradasınız, Dük?" Jungkook sabırsızlıkla sorduğunda Alarick hafifçe güldü ve "Conall ve Senga imparatorluklarına zarar verecekler." dedi bir çırpıda.

"Bunu nereden biliyorsunuz?"

"Çünkü bir gece yarısı Lizbon limanına geldiler ve gemileri lüks içindeydi. Ceplerinde ve ellerinde farklı yiyecekler vardı. Ve gelir gelmez yaptıkları ilk şey karışıklık çıkarmak oldu. Bir grup onların gemileriyle gitmek için hazırlanıyor, insanlara oraya götürebileceklerini söylüyorlar ve kaptanlarından biri elimizde...-" devam edecekti ki Namjoon, "Ve siz de bizden bir grup öncü isteyip oraya göndereceksiniz." dedi.

"Aynen öyle, prens Namjoon." diyen Lord Thomas şöyle devam ettirdi: "Halklarımız yakında Prenses Roséanne ve Prens Jungkook sayesinde birleşecekler. Ve eğer orada beklediğimizden fazlasını bulursak, bunun savaşla parçalanmamasını istiyoruz. Kral Tamnais size şunu iletmemi istediler efendim: 'Gelecek çok yakında avuçlarımızın içinde olacak ve bu aydınlığı, iki halk olarak paylaşmaktan gurur duyarız.'"


25.Bölüm

Jinyoung, "Ben de seninle geleyim, Rosie. Orman biraz tehlikeli olabilir." diyerek kendini sanki bir şey olsa beni koruyabilecekmiş gibi göstermesine karşın güldüm. "Hadi alalım o zaman."

Yugyeom'u arkada bırakıp ağaçlık alana Jinyoung ile ilerlemeye başladım. Topu aramak için ilerlemeye başladığımızda Jinyoung'un avuçlarımın arasındaki elini daha sıkı tuttum. "Topu görebiliyor musun, Jinyoung?"

Jinyoung kafasını iki yana salladı. "Artık ne kadar hızlı vurduysan, noona!" deyip güldüğünde ben de ona eşlik ettim.

"Çok uzaklaşmayalım," dedim. "Bulamazsak başka bir top alabiliriz."

a queen and her tearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin