37, hurts like hell

4.1K 572 304
                                    

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

FLEURIE - Can You Hear Me?

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

FLEURIE - Can You Hear Me?

RUELLE - Live Like Legends.


Sıkıca sarıldığım beden saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalışırken nutkum tutulmuş bir şekilde karşıya bakıyordum. Tecavüze uğramak üzereydim, kendimi savunmak için onu öldürdüğüm için pişman değildim. Küçücük bebeğimin katiliydi o sonra Taehyung'un... Onu öldürdüğüm için asla pişman olacağımı zannetmiyordum sadece birinin kanının elime bulaştığı psikolojisinden çıkamamıştım. Ben birinin nefes almasını engellemiştim. Kalbinin atmasını önlemiştim.

Ben artık bir katildim. Ellerimde bir başka katilin kanı vardı.

"Rosie?" Fısıltısını duyduğumda irileşmiş gözlerimi karşıdaki duvardan aldım ve Jungkook'a çevirdim. "Daha iyi misin?" Boynumda, ellerimde ve elbisemde kan vardı. Yine. İyi değildim fakat olmak zorundaydım. Başımı şiddetle iki yana salladığımda gözlerimden yaşlar akıyordu, ağzımın içinde kan tadı vardı. Dudaklarımı çok dişlemiş olmalıydım.

"Özür dilerim," diye fısıldadı. Gözünden düşen damlaları gördüm. "Ben çok özür dilerim... Her şey benim yüzümden oldu..."

Yutkundum. Onu teselli etmeye gücüm yoktu. Zihnim bir mezarlıktı; her saniye bir mezar daha kazılıyor, tabut toprağın altına gömülüyor ve ağıtlar yakılıyordu. Sadece bir günde neler olmuştu öyle? Sadece bir günde ben ölmüştüm. Bebeğim ölmüştü, Taehyung ölmüştü... Herkes gidiyordu.

"Bebeğimiz için..." Konuşamadı. Hıçkırmamak için dudaklarını birbirine bastırdığında kucağındaki bedenimi ona doğru ittirdim ve boynundaki kollarımı sıkılaştırarak kafamı onunkine yasladım. "Ben ne yapacağımı bilemiyorum... Ayakta kalamıyorum, devam edemiyorum..." Sesi kısıldığında dudaklarının arasından bir hıçkırık kaçtı.

Güçlü olmalısın, diye avaz avaz bağırıyordu zihnim. Ayağa kalkmalısın!

Kanla kaplı dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı geriye doğru çekerek gözlerinin içine baktım. "Şimdi değil," diye fısıldadım. "Şimdi ağlamak için doğru zaman değil."

a queen and her tearsΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα