1. Kısım GAIA Bölüm 12

2.2K 274 5
                                    

Kız Kardeşlerin alkol bölümüne doğru ilerliyoruz ve barın arkasında bulunan küçük bir kapıdan dışarı çıkıyoruz. Yolumuza koridorda devam ederken, sadece sessizliği bozmak adına gence ismini soruyorum. Bize rehberlik eden çocuk, sorduğum sorunun ardından kısa süreliğine yüzünü bana çeviriyor ve sanki diken üstünde duruyormuş gibi bir ifade takınarak cevaplıyor "Herbert. Benim adım Herbert ve acele etmeliyiz Lara. Artık hiçbir yer güvenli değil."

Dikkatli hareketlerle birkaç koridordan daha geçerek asansöre ulaşıyoruz ve çağırma düğmesine bastıktan sonra beklemeye başlıyoruz. Asansör bulunduğumuz kata geldiğinde eski metal kapılar gıcırtıyla açılıyor ve hepimiz, sanki göğüs boşluğumuza bir darbe yemişiz de nefesimiz kesilmiş gibi kala kalıyoruz. Asansörde bulunan ve kapılar açıldığında göz göze geldiğimiz iki tane tertemiz üniformalı koruyucu, binmemiz için bizi bekliyor. Belli ki durakları bizim bindiğimiz kat değil ve Mavi Özgürlük konusunda kırmızı alarmda olduklarından şüpheci tavırlarla bizi inceliyorlar. Biz içeri girdikten sonra kapılar yeniden kapanıyor ve o sırada çıkan gıcırtı, her zamankinden farklı olarak, bu sefer bana daha çok bir çığlığı andırıyor. İçimde tuttuğum ve beni yiyip bitiren uzun, kulak tırmalayıcı bir çığlık... Herbert onların ineceği katın ilerisindeki, tahminimce rastgele bir katın düğmesine basıyor. Çocuğun yüzü kıpkırmızı ve bizimkiler için de farklı bir şey söylemek pek mümkün değil. Eğer biraz daha böyle devam ederse, zaten gözleri üzerimizde olan koruyucular her an sorular sormaya başlayabilir ve bu durumdan kurtulabilir miyiz gerçekten emin değilim. Bir şey yapmam gerek, bir şey, ama ne? Aslında aklımda bir şey var ama... Hadi Lara, zamanın yok, adamlar aralarında fısıldaşmaya başladı bile, yap şunu!

Aniden Herbert'a dönüyorum ve yüzüne kocaman bir tokat atıyorum. Çocuk neye uğradığını şaşırmışken, konuşmasına fırsat vermeden söze giriyorum "Hiç bir zaman seninle birlikte olmayacağım. Anladın mı? Hiç bir zaman!" Sesim o kadar gür ve yüksek çıkıyor ki, bu nedenle asansörün içinde oluşan yankıdan ben bile rahatsız oluyorum. Düşünmeye zamanım yok. Devam et Lara! İnandır onları... "Seninle bir daha görüşmek istemiyorum!"

Herbert adeta cin çarpmış gibi kaskatı kesiliyor ve bu da aslında benim işime geliyor. Oynadığım kısa filmin inandırıcılığı ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. Çocuğa sırtımı dönüyorum ve karşıma çıkan ilk erkeğin dudaklarına yapışıyorum. Günün şanslı ismi Mert ve o da aynı Herbert gibi şaşırmış bir ifade ile, mecburiyetten kaynaklanan öpücüğüme karşılık veriyor "Sen olmasaydın beni aldattığını asla bilemezdim. Teşekkür ederim." Dudaklar yoluyla edilen bu teşekkürün ardından koruyuculara göz ucuyla bakıyorum ve yüzlerini başka bir yöne çevirdiklerini görüyorum. Sanırım homurdanmalarının nedeni, asansörden bir an önce inmek istemeleri. Başardın Lara! Onları kandırmayı başardın...

Koruyucular kendi duraklarında indikten sonra, Herbert onlar varken bastığı katın düğmesini iptal edip gerçekten gitmemiz gereken kata basıyor. Bu sırada tarafıma yapılan ilk tebrik Irinda'dan geliyor "Harikaydın Lara! Bir an yakalanacağımızı düşünüp çok korkmuştum." Jake ve özellikle Mert'teki şaşkınlık devam etse de, kendilerini tebrik etmek zorunda hissederek, bana yönelttikleri birkaç övgü dolu sözcükle Irinda'yı takip ediyorlar. Son noktayı Herbert'ın koyacağı sırada çocuktan önce davranıyorum "Çok özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim." Genç delikanlı gayet sakin "Özür dilemene gerek yok. Dikkat dağıtman gerekiyordu ve kendi yöntemlerinle sadece yapman gerekeni yaptın. Bunun için sana minnettarım." Herbert kibar ve anlayışlı birine benziyor. Tamam yapmam gerekeni yapmış olabilirim ama yine de başka bir şey tercih etmediğim için beni azarlayabilirdi. Ama o, bunun yerine bana teşekkür etmeyi tercih etti. Herbert'ın bu davranışı, zihnimdeki tabloda Mavi Özgürlük'e artı bir puan kazandırıyor.

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin