1. Kısım GAIA Bölüm 08

2.9K 266 43
                                    

Şehirde en sevilen spor olan "Duvar Topu" ile ilgili bir federasyon kurulmasını ve düzenli maçlar yapılmasını içeren fikrim, şehir sakinleri için tamamen motivasyon amaçlı ve dolayısı ile psikoloji merkezli bir düşünce. Yönetim tarafından, hayatta kalma odaklı bir yaşam biçiminin yıpratıcı etkilerini gidermekle ilgili çok fazla bir şey yapılmadığını fark ettiğimden beri, bu konuyla ilgili ne yapılabileceğini araştırıp böyle bir fikir geliştirmiştim.

Beşer kişilik takımlar tarafından oynanan duvar topu, aslında çok basit bir oyun. İki kişilik savunma, ortalama otuz santimetre çapındaki topu rakip takımın almasını engellemeye çalışırken, bir oyun kurucu ve iki saldırı oyuncusu, topu duvarlardan sektirerek paslaşıp yaklaşık kırk beş santimetre çapındaki delikten geçirmeye çalışıyor. Eğer atak yapan takım, oyunun amacını başarıp gol yapamadan herhangi bir rakip takım oyuncusu topa dokunmayı başarırsa atak sırası onlara geçiyor.

Yirmi metre çapındaki altıgen bir sahada oynanan oyunun en keyifli yanı ise, topun sekme özelliğinin çok yüksek olması ve oyuna skor olarak yaptığı etki. Golü atan oyuncu, pası almadan önce top kaç defa sekerse, takımın hanesine yazılan puan da aynısı oluyor. Pasın sayı değeri kazanması için duvarlardan en az bir defa sekmesi gerekiyor. Gaia'da, özellikle genç kitlenin favori sporu olan duvar topu eğer bir federasyona dönüşürse, birçok insanın bekleyeceği ve dolayısıyla hayatta kalmak dışında geçirdikleri zamanı anlamlandıracak bir sosyal paylaşım oluşur diye düşünüyorum.

Christina'ya konuyla ilgili sunumumu yaparken, projemden çok ona odaklıyım ve dış görünüşünün arkasındaki kişiyi görmeye çalışıyorum. Bu durum arada kekelememe, bazen duraksamama, hatta söyleyeceklerimi unutmama neden oluyor. Öğretmenim bu halime anlam veremezken Mert, Jake ve Irinda dışındaki sınıf arkadaşlarım aralarında fısıldaşıp kıkırdıyor. Böyle güzel bir fikri dedektifçilik oynayarak rezil ettiğime inanamayarak sunumumu bitiriyorum. Bugün, akademi hayatımdaki en utanç verici gün olarak tarihin yapraklarında yerini alıyor.

Okul çıkışında biraz ağır davranıp Christina'yı takip etme niyetindeyim. Dört kişi çok dikkat çekeceğinden sadece Mert benimle kalıyor. Gaia'da, bir yerden bir yere giderken genelde asansörler kullanılıyor ve bu da öğretmenimizle aynı asansöre binmek zorunda olduğumuz anlamına geliyor. Yirmi kişi sınırına kadar taşıma kapasitesi olan şehir asansörüne önce Christina'nın binmesini bekleyip, ardından kendimizi içeri atıyoruz. Kalabalıkta dikkat çekmemeye çalışsak da, güzel kadın bizi hemen fark ediyor. Bugünlük amacımız sadece hangi katta ineceğini öğrenmek ve bunun için düğmesine bastığı katı görmemiz yeterli.

Adanmışların katı mı? Şehir adaletinden sorumlu olan Adanmışlar'ın bizim okul çıkış saatimizde mesaisi bitiyor. Fazla mesai yapanlar dışında bu saatte herkes evlerine gidiyor ve Gaia'da çok olay çıkmadığı için genelde o katta kimse fazla mesai yapmıyor. Ayrıca güvenlik görevlileri, mesai saati bittikten sonra o kata kimsenin girmesine izin vermiyor. Bu işte gerçekten bir gariplik var ama ne yazık ki onu takip etmemiz imkansız. Zaten bu bilmeceyi kesinlikle dikkat çekmeden çözmeliyiz.

Eve gelip küçük kardeşimle biraz zaman geçirdikten sonra, anneme ödevlerimi bahane edip erkenden odama geçiyorum. Bulduğumuz görüntüleri defalarca izleyip Christina ile ilgili fazladan bir şeyler öğrenmeye çalışsam da, elimde hala koca bir sıfır var. Genelde kimsenin sevmediği, aşırı kuralcı insanlardan oluşan Adanmışlarla öğretmenimin o saatte ne işi olabilir ki?

Son birkaç gündür olduğu gibi, dün akşam da huzursuz uyuduğum için sabah uyandığımda kendimi pek dinlenmiş hissetmiyorum. Belli ki küçük şapşal benden önce uyanmış ve gözlerimi açtığımı gördüğü gibi gelip üzerime atlıyor. Kardeşimin hayat dolu hali, adeta bedenime yapışmış olan ağırlığın bir süre de olsa uzaklaşmasına neden oluyor.

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin