2. Kısım NEXA Bölüm 13

1.1K 178 7
                                    


Herkes sakinleştikten sonra sığınaktaki dağınıklığın içinde bulabildiğimiz uygun yerlere oturup, katliamdan sağ çıkmış olan aileye kendimizi tanıtıyoruz. Başka bir galaksiden geldiğimizi ve onlara zarar verenlerle ilgi bilgi almak için burada olduğumuzu anlattığımızda, anlaşılan biraz olsun güvenlerini kazanıyoruz.

Adam hala korkudan titreyen karısına sakinleşmesini söylerken yan odadan bir inleme sesi geliyor. Merakımız yüzünden bir anda gerginleştiğimizi fark eden aile bize sorun olmadığını söylüyor. Adam, genelde kendisiyle iletişim kuran kişi Lanila olduğu için, kızıl saçlı kadından onu takip etmesini istiyor. Odaya girdikten kısa bir süre sonra yeniden yanımıza geldiklerinde, Lanila Minla'dan oraya gitmesini ve elinden gelen ne varsa yapmasını istiyor. Ardından, ailenin genç erkek çocuğunun savaş sırasında yaralandığını ve babanın hem ilaç, hem de yemek bulmak için dışarıda olduğunu öğreniyoruz.

Yardımsever davranışlarımız kadının ve küçük kızın bile tamamen sakinleşmesini sağladıktan sonra adam söze giriyor. "Her şey bir anda oldu. Çığlıklar, patlamalar... Tanıdığım herkes birer birer ölüyordu. Biz çok şanslıydık. Çok... Saldırıdan bir gün önce işimi kaybetmiştim. Bu yüzden her şey yaşanırken ailemin yanındaydım ve şu anda bulunduğunuz evin, geçmişte kaçakçılar tarafından kullanıldığı için gizli bir sığınağı vardı. Hepimiz sığınağa kaçarken, oğlum evimizin yakınındaki bir patlama yüzünden yaralandı ve o günden beri bilinci yerinde değil. Böyle daha ne kadar dayanırız bilemiyorum. Bizi yanınıza alır mısınız?"

Adam ailesi için bir çıkış yolu olarak gördüğü öneriyi Lanila'ya sorduğunda kızıl saçlı kadın bir süre duraksıyor. Sonra hemen kendini toplayıp verdiği cevapla adamı geçiştiriyor. "Elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Peki size saldıranları hiç yakından gördünüz mü? Neye benziyorlar?"

Adamın yüzü Lanila'nın öğrenmek istediği detaylar nedeniyle bir anda geriliyor. "Evet. Saldırıdan kurtulan sadece biz değildik ama geriye bizden başka kimse kalmadı. Her birini teker teker avladırlar. Hiçbir şey yapamadım. Tanrım... Gizlendiğim yerden öylece izledim."

Kısa boylu adam yaşadıklarını anlatırken, henüz çok taze olan anıları zihninde teker teker beliriyor ve gözlerinden birkaç damla yaşın zemine düşmesine neden oluyor. Ancak kısa bir süre içinde kendini toparlayıp sözlerine kaldığı yerden devam ediyor. "İnsanlardan yaklaşık bir buçuk kat daha uzun ve iriler. Çok güçlüler. Geri kalanları avlarlarken, tek elleriyle bir kişiyi metrelerce uzağa fırlattıklarına tanık oldum. Bizim gibi iki el ve iki ayakları var ama insan olduklarını düşünmüyorum. Büyük zırları ve korkunç başlıkları nedeniyle tam olarak neye benzediklerini göremedim ama insan olamazlar. Onlar... İnsan değiller... Buna eminim..."

Lanila adamın aslında çok da bir şey görmediğini anlayıp, bu konu ile daha fazla bir şey öğrenemeyeceğimizi düşünmüş olacak ki, konuyu değiştiriyor. "Peki gezegenin geri kalanı? Onlara ne olduğunu biliyor musunuz?" Adam, bilgisi olmadığına dair bir yüz ifadesi takınıyor ve ekliyor. "Umarım gece avcıları onları paramparça ederler."

Gece avcıları diye kast ettiği vahşi hayvanların varlığını, daha önce bu gezegenin geceleri neden tehlikeli olduğu ile aldığımız eğitimlerde öğrenmiştik. Akşamları avlanan bu hayvanlar inanılmaz hızlı hareket edebiliyorlar ve bizim gibi teknolojik donanımlı bir ekibin bile kalabalık gruplar halinde hareket eden bu yırtıcılara karşı hiçbir şansı yok. Bu nedenle Sekunar 12'deki şehirlerin hepsi, Cirra adı verilen bu hayvanlardan yüksek duvarlarla korunuyor. Ancak şu anda bulunduğumuz yerde taş taş üzerinde kalmadığı için, eğer geceyi burada geçirmek istemiyorsak bir an önce güvenli bir yere gitmeliyiz. Bana göre en kısa zamanda aracımıza geri dönmemiz gerekiyor ama bu insanları ne yapacağız? Onları da yanımıza alacak mıyız? Lanila daha önce adamı oyaladı ama karar anına gelindiğinde, yeni tanıştığımız zor durumdaki aileyi gerçekten burada mı bırakacak? Sanırım bu sorunun cevabını yakında öğreneceğiz.

Takım liderimizin isteği ile çevreyi bir süre kolaçan ediyoruz. Ancak kokuşmuş cesetler ve işlevini tamamen yitirip harabeye dönmüş evlerden başka bir şey bulamıyoruz. Burası tam anlamıyla bir hayalet şehir ve üzerinde hayatta kalmayı başaranlar şimdiye kadarki bilgilerimiz ışığında sadece dört kişilik bir aileden oluşuyor. Onlardan birinin de yaralarının ağır olduğu ve Minla'nın uyguladığı tedaviye rağmen hayatta kalıp kalmayacağının belirsizliğini koruduğu düşünülürse, yakında onların da saklanmaktan başka burada olmak için bir nedenleri kalmayacakmış gibi görünüyor.

Sonunda ayrılmamız gereken an gelip çatıyor ve Lanila'nın vereceği kararı merakla beklemeye koyuluyorum. Herkes yeniden sığınakta toplandıktan sonra, Lanila adama dönüyor ve onları burada bırakmayacaklarını ama şu anda yanımıza da alamayacağımızı söylüyor. Ardından, az önce kısmen hayal kırıklığına uğrattığımız aileyle sahip olduğumuz erzakın bir kısmını paylaşıyoruz ve mutlaka onlar için geri döneceğimizi söyledikten sonra görünmez bir şekilde bizi bekleyen gemimizin yolunu tutuyoruz.

Gece uğultulu rüzgarlar ve tüm karanlığıyla küçük gemimizin üzerine çökerken akşam yemeğimizi bitiriyoruz ve Sekunar 12'de geçirdiğimiz ilk günün analizini yapıyoruz. Bu sırada dışarıdan gelen garip sesler nedeniyle, hepimiz yaptığımız toplantıyı bırakıp kokpitin camından dışarıya bakmak için ayağa kalkıyoruz.

Karanlığın içinden adeta süzülen gölgeleri seçmeye çalışırken, içinde bulunduğumuz keşif gemisine bir şey çarpıyor. Ardından derin bir inilti geliyor ve bir şey daha çarpıyor. Çarpanların Cirra olduğundan kimsenin şüphesi olmasa da, neye benzediklerini yakından görebilmek umuduyla bulunduğumuz camın önünden ayrılmıyoruz. Kısa bir süre sonra bir Cirra daha hızla görünmez araca çarpıyor. Ancak bu sefer çarpma olayı ön kısımda gerçekleştiğinden, hepimiz dışarıdaki dehşet dolu hayvanlardan birini -yoksa yaratık mı demeliyim?- çıplak gözlerimizle görebiliyoruz. Hayvan, detayları fark edebileceğimiz kadar süre geçmeden kendine gelip çarptığı cisimden uzaklaştığı için her ayrıntısını göremiyoruz. Ancak, eğitim sırasında arşivlerden incelediğimiz hayvanın o uzun dişlerinin bulunduğu kocaman ağzını ve korkunç suratındaki görme işlevini gerçekleştiren, ikisi sağda ve ikisi solda olmak üzere dört kırmızı gözünü sanırım asla unutmayacağım.

Geceyi, sanki bir korku filminin içindeki başrol oyuncularıymışız gibi, oturduğumuz yerlerde rahatsızca uyuyarak geçirmemizin ardından, yeni günün ilk ışıklarına uyanıyoruz. Lanila ve Merc pilot koltuklarına oturup kendi aralarında bir süre fısıldaştıktan sonra kadın bize dönüyor ve günün planını açıklıyor. "Bugün iki gruba ayrılacağız. Tenn, Minla ve Merc gezegende mahsur kalan ajanımız Kramen'i bulmaya çalışırken, geri kalanınız benimle beraber gelip Sekunar 12'nin diğer yaşam merkezlerinde neler olup bittiğini öğrenmeye çalışacak. Hava kararmadan burada buluşacağız. Anlaşılmayan bir şey?" 

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin