2. Kısım NEXA Bölüm 16

1.1K 161 2
                                    

Gece boyunca Lanila ve yanındakilerle iletişim kurma çabalarımız sonuçsuz kalırken, Merinas'ın abisine ne olduğu da hala gizemini koruyor. Yaşadığı şok ve yorgunluk küçük kızın kısa zamanda uyuya kalmasına neden oluyor. Ancak Cirraların sesine onun gibi alışık olmadığımız için, bizim uyuma şansımız pek bulunmuyor. Arada gözlerimiz kapansa da, dakikalar içinde sürekli uyanıp merdivenlerin sonunda bulunan sığınağın giriş kapağına yeniden gözlerimizi dikmiş bir şekilde içeriye Cirraların girmediğinden emin oluyoruz.

Sabah olduğunda korku dolu gecemiz sonlanıyor ve biraz da olsa sakinleşmiş bir halde sığınağın kapağını kaldırıp dışarıya çıkıyoruz. Yerde tanınmayacak halde yatan Merc'i ve biraz ilerideki, Merinas'ın anne ve babasının paramparça olmuş ölü bedenlerini gördüğümüzde, iliklerimize kadar hissettiğimiz üzüntüyü küçük kızın da yaşamaması için, Minla elleriyle onun gözlerini kapıyor.

Günün ilk ışıkları bizi karşılarken içimize işleyen dehşet, kolumdaki yardımcı bilgisayardan savaş gözlüğüme gelen mesajın Lanila'nın bizimle iletişim kurmaya çalıştığını haber vermesiyle bir nebze de olsa kayboluyor. Merc'in başına gelenler yüzünden kendimi suçlamaktan diğerleri için endişelenecek zamanı pek bulamasam da, takım liderimizin sesini duyduğumda derin bir "Oh," çekiyorum.

Lanila önce nerede olduğumuzu soruyor ve ardından bulunduğumuz yere yarım saatlik mesafede olduklarını, harabelerin arasına iniş yapamayacağı için hayalet şehrin girişinde buluşmamız gerektiğini söylüyor. Neden Merc'in cevap vermediğini sorduğunda ise bilgisayarının arızalandığını, şu anda keşfe çıktığını ve aramızda olmadığını söylüyorum. Kadın'a neler olduğunu yüz yüze anlatmak için, en azından onlar gelene bu yalan sayesinde zaman kazanıyorum.

Keşif gemisi yerin kulağı vardır misali, olabildiğince az gürültülü bir şekilde inişini gerçekleştiriyor ve ardından bizi içeri almak için bir süreliğine görünmezliğini kapatıyor. Bizimle yeniden görüşebildiklerine mutlu olan diğerleri, kısa bir süre içinde Merc'in yokluğunu ve Minla'nın kucağında duran, ona yaşadığı şok nedeniyle hala sıkı sıkı sarılmış olan Merinas'ı fark ediyorlar.

Meraklı gözlerle beni izleyen topluluğa, hiçbir detayı atlamamaya çalışarak başımıza gelenleri anlatıyorum. Sözlerim tamamlandığında, çok eski arkadaş olduklarını daha onları beraber gördüğüm ilk günden beri tahmin ettiğim Lanila dahil herkes de derin bir sessizlik oluyor. Bu rahatsız edici yas ortamına bir süre ben de dahil oluyorum ama yine de birilerinin konuyu değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Lanila'ya dönerek "Peki siz neden gelmediniz? Neler oldu?" diye sorduğumda ise, kadın Merc'in ölümünü hala hazmedemediği için hiçbir şey söylemeden, hava almak amacı ile aracı terk ediyor. Zaten burada sıkışıp kalmış olduğumuz gerçeği yeterince büyük bir problemken, umarım Lanila en kısa zamanda kendini toplar ve ihtiyacımız olan liderlik görevini yerine getirir.

Kadının araçtan ayrılışının ardından, sorduğum sorunun cevabını almak umuduyla gözlerim Ent, Sleni ve Karna'ya çevriliyor. Sleni, beni ve merak içerisinde onlardan gelecek olan cevabı bekleyen Minla'yı daha fazla bekletmeyip söze giriyor. "Sizden ayrıldıktan sonra gezegenin üzerinden hızla uçarak, sahip olduğumuz zaman içerisinde karşılaştığımız bütün yerleşim merkezlerini herhangi bir canlı bulmak umuduyla taradık. Hiçbirinin durumu buradan farklı değildi ve son gittiğimiz yer hariç, ne yazık ki herhangi bir canlıya rastlamadık. Yer altında bulunan ve küçük denebilecek boyutlarda bir üsten oluşan askeri bölgeyi bulduğumuzda, nihayet hayatta olan birilerine ulaşabildiğimiz için heyecanlandık. Onlara zarar vermeyeceğimize inanmaları biraz zamanımızı almış olsa da, Lanila'nın ikna edici konuşması üzerlerinde oldukça etkili oldu. Bize göre çok daha ilkel olan bu insanların hepsi de, içinde bulundukları durumun tanrıların onlara verdiği bir ceza olduğunu düşünüyordu. Aradığımız bilgiye ulaşmak konusundaki umudumuzu kaybetmek üzereyken, bize saldırganlardan birini yakaladıklarını ve istersek gösterebileceklerini söylediler. Böyle bir fırsatın karşımıza çıktığına hala inanamıyorduk ama kendimizi açığa çıkarmanın da oldukça büyük bir risk olduğunun farkındaydık."

Sleni derin bir iç çektikten sonra konuşmasına kaldığı yerden devam ediyor. "Sonunda Lanila, yeni tanıştığımız askerlerin tutsağı olan saldırganla görüşmek için aramızdan ayrıldı. Ona eşlik eden üs mensuplarıyla birlikte geri döndüğünde, zaman oldukça ilerlediği için oradan ayrıldık ve askeri yerleşkenin oldukça yakınında bulunan gemimize doğru yola çıktık. Sizinle buluşmak için hareket etmek üzereyken, küçük boyutlardaki iki adet saldırı gemisi yakınımıza iniş yaptı ve içlerinden çıkanlar doğruca az önce ayrıldığımız askeri üsse saldırdı. Sanırım askerlerin tutsak ettiği saldırganın üzerinde bir çeşit verici vardı ve diğerleri de bu sinyali takip edip onu buldular. Çünkü ne yaptıklarını, nereye gitmeleri gerektiğini çok iyi biliyorlardı. Görünmezliğimiz sayesinde bizim varlığımızın farkında değillerdi ama biz de kalkış yapamıyorduk. Lanila, silah sesleri yüzünden hepimizin irkildiği bir sırada, saldırgan ırkın adının Doria olduğunu ve içerideki tutsakla konuştuktan sonra onu öldürdüğünü söyledi. Yani Doria kurtarma operasyonu çoktan başarısız olmuştu ve gelenler birazdan bunu anlayacaklardı. Saldırı gemileri bilmediğimiz bir nedenle gece boyu orayı terk etmedi. Biz de olduğumuz yerde saplanıp kaldık ve bizi fark etmeleri korkusuyla sizinle iletişim kurmadık. Ölü taklidi yapan görünmez bir keşif gemisinin içinde, başınıza bir şey gelmemesini umut etmekten ve dışarıdaki Cirraların çığlıklarını dinlemekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Sabahın ilk ışıklarıyla iki gemi kalkış yapıp uzaklaştı ve biz de en hızlı şekilde yanınıza geldik. Gerisini biliyorsunuz..."

Sleni olanlar ile ilgili bize bilgi vermeyi bitirdiği sırada, Lanila rahatlamak için dışarıda geçirdiği zamanı sonlandırıp yeniden aramıza katılıyor. "Federasyon yaşadığımızı varsayıp bizi kurtarmak için mutlaka gelecektir. Daha beş günlük erzağımız var. Şu anda elimiz kolumuz bağlı. Bu nedenle bizimkiler gelene kadar hayatta kalmalıyız. Sanırım ben dışarıdayken dün neler olduğu ile ilgili bilgi sahibi oldunuz. Birazdan arkadaşlarınızın size bahsettiği askeri üsse doğru yola çıkacağız. Zaten oraya saldırıp herkesi öldürdükleri için bir daha geri döneceklerini sanmıyorum. Kurtarılmayı beklerken güvende olacağımız bir yere ihtiyacımız var ve konum olarak elimizdeki en doğru nokta orası gibi duruyor. Eğer şanslıysak, belki geri kalan günler için erzak da bulabiliriz. Peki sizin bulduğunuz veri kristalinden işe yarar bir şeyler çıktı mı?" 

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin