Gaia

1. Kısım GAIA Bölüm 10

Kadın ne yapacağına karar vermeye çalışırken kapı önce üç defa, ardından bir defa ve tekrar üç defa çalınıyor. Sanırım bu bir çeşit güvenlik parolası. Eğer böyle bir şeye ihtiyaçları varsa başları belada olabilir ya da çok riskli bir şey yapıyor olabilirler. Her iki durumda da, birazdan her ne öğreneceksem hayatımda çok şeyi etkileyecek gibi duruyor.

Christina sandalyeden kalkıp kapıya doğru yöneliyor ve "Özgürlük için" diye sesleniyor. Diğer taraftaki kişi ise "fedakarlık gerek" diye tamamlıyor. Ne özgürlüğü? Ne fedakarlığı? Neler oluyor? Gerçekten çıldırmak üzereyim...

Kapı açıldığında, babamın kaydettiği görüntülerde Christina ile birlikte gördüğüm adam içeri giriyor. Hafif kırlaşmış kısa ama dağınık saçları, sert biri olduğunu belli eden yüz hatları ve içeri girdiğinde doğrudan üzerime dikilen siyah gözleri beni rahatsız etmeye fazlasıyla yetiyor. Aralarındaki fısıldaşmaları anlayabilmek için kendimi zorluyorum. Ancak tek duyabildiğim, adamın bana dönmeden önce Christina'ya söylediği "Zamanı geldiğine emin misin? Ona güvenebilir miyiz?" oluyor. Kendimi tutamayıp çığlık atarcasına "Evet bana güvenebilirsiniz. Sırrınız her ne ise benimle güvende olacak. Artık şu işi sonlandırabilir miyiz? Neler döndüğünü anlatın artık!" diyorum.

Adam yavaş adımlarla bana doğru yaklaşıyor ve nazikçe yanıma oturuyor "Demek artık tanışma zamanımız geldi küçük hanım! Ben dünya Sağlık Örgütü Başkanı Richard Lowen."

Bu adam biraz keçileri kaçırmış galiba "Kim? Kim?" Şaşkınlığıma önceden hazırlıklı olduğu çok belli "Yanlış duymadın! Ben Gaia'ya ilk gelenlerden biriyim. Hatta şehrin yapımı sırasında, sağlık konularıyla ilgili bizzat danışman olarak çalışmıştım. Bunun sana çok saçma geldiğini biliyorum ama emin ol daha hiçbir şey bilmiyorsun."

Söylediği nasıl doğru olabilir? Bu adam eğer şehre ilk gelenlerden biriyse, en az üç yüz yaşında olması gerek ama hiç de öyle durmuyor. Zaten insanlık tarihinde bu kadar uzun bir yaşam süresi hiç olmadı "Siz ne söylediğinizin farkında mısınız? Daha çok genç olabilirim ama bu kadar aptal yerine konmayı hak ettiğimi düşünmüyorum. Birisiyle dalga geçmeye falan ihtiyacınız varsa, kendinize yeni birini bulmanızı öneririm."

Gösterdiğim aşırı tepki, adamla Christina'nın göz göze gelmesine neden oluyor. Belki de bana her ne anlatacaklarsa, önce dinleyip sonra yorum yapmamım daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Çünkü böyle davranmaya devam edersem ve eğer bunca zamandır merak ettiğim şeylerle ilgili bir bilgileri varsa, bunları asla öğrenemeyebilirim.

Tarafımdan gerilen ortamı biraz yumuşatmak için adama dönüp, az öncekinin aksine yumuşak bir ses tonuyla soruyorum "Peki nasıl bu kadar zamandır buradasınız? Bana mantıklı bir açıklama yapar mısınız?"

Bay Lowen derin bir nefes alarak uzun bir konuşmaya başlamak için hazırlık yapıyor "Lara. Şimdi ön yargılarını bir kenara bırakarak beni dinle tamam mı? Bu şehir kurulmadan insanlık büyük bir bütçeyi uzay bilimlerine ayırmaktaydı. Her geçen gün dünya nüfusu daha da artıyor ve kaynaklar da hızla tükeniyordu. Gelecekte meydana gelebilecek felaket senaryolarına karşı hazırlıklı olmalıydık. Bu nedenle, dünyanın dışında hayatımızı sürdürebileceğimiz gezegenleri araştırmaya başladık. Eş zamanlı olarak da, ayda kurduğumuz ve zamanı geldiğinde, fazlalaşan nüfusa ilk alternatif yaşam merkezi haline gelecek olan uzay istasyonunu geliştirmeye çalışıyorduk. Sonunda, uzay konusundaki bu takıntımız uzaylı bir ırkla ilk teması kurmamıza neden oldu. Önceleri, bilinmeyenle ilgili yaşadığımız şüphe ve korku, temkinli bir politika izlememize neden olsa da, bir süre sonra tamamen barışçıl bir ırk olduklarına ikna olduk. Bu tanışıklığın sonu, insanlık adına belki de tarihteki en önemli ittifaka kadar dayandı. Bizden teknolojik olarak çok ilerideydiler ve gelişen ilişkilerimiz sayesinde sahip oldukları bilgileri bizle paylaşmaya başladıklarında, hayal bile edemeyeceğimiz şeyler öğrendik. Bu sayede, yirmi birinci yüzyılın içinde dünya çok büyük bir teknolojik sıçrama gerçekleştirdi. Biz de onlara, ihtiyaç duydukları ve gezegenlerinde nadir olan kaynakların temini konusunda yardımcı olduk. Ancak bütün bunlar çok disiplinli bir gizlilik içinde yapıldı."