2. Kısım NEXA Bölüm 03

1.8K 207 9
                                    

Gizemli tepeden ordu sınırlarının dışına çıkacak, daha sonra da evlerimizde sonlanacak kısa yolculuğumuz sırasında, zorlu bir görevin adayları olarak, daha fazla zaman kaybetmeden, hatta sabah Savaş Merkezi'nin önünde yapmamız gereken şeyi yapıyoruz. Tanışıyoruz...

Bizi bir araya getiren şartların ciddiyetini benimsemiş olsak da, kendimizle ilgili iyi intiba uyandırmaya çalışarak gülümsüyoruz. İnsanların birbirlerini tanımasının kısa bir yürüyüşe sığdırılamayacağının farkındayız ama bir yerden başlamadan bir yere varılamayacağını da biliyoruz. Minla ile ilgili asla başaramadığım şeyi en azından burada yapabiliyorum. Bu da bir gelişmedir... Kim bilir, günün birinde belki Minla'yı da tanımayı başarırım.

Eve ulaştığımda beni karşılayan Meli'ye onu sevdiğimi söylüyorum. Evet, az önce bir robota onu sevdiğimi söyledim. Eve gelmek için bindiğim hava aracından bu yana içimde dizginleyemediğim heyecan öyle büyük ki... Sanırım bilincim bugün öğrendiğim, belki de geleceğimi değiştirecek bilgilerden korkmak yerine, onları heyecana dönüştürüyor. Ordu adına hizmet etme şansı bulmanın heyecanı, önemli bir göreve gönderilecek bir takımın üyesi olabilme ihtimalinin heyecanı, kendi gezegenim Nexa dışında yeni bir gezegen görebilme ihtimalinin heyecanı...

En yakınımdaki insanlar olan ailem, Peneks ve platonik aşkım olmaktan öteye geçememiş Minla bir türlü aklımdan çıkmıyor. Peneks ve Minla şu anda akademide, ailem de işte olduğu için, sahip olduğum sınırlı zamanı olabildiğince iyi değerlendirmeye çalışarak, kişisel eşyalarımı organize ediyorum.

Diş kapsülüm, saçımı ve yüzümde yeni yeni oluşmaya başlayan sakallarımı kesmek için programlayabildiğim eski model yüz şekillendirici maskem, galaksimizdeki parlak güneşin gözlerimiz için zararlı ışınlar yaydığı saatlerde üstlendiği koruyucu görev hariç, kitap okumak ve insanlarla iletişim kurmak dışında çok da işime yaramayan düşük model gözlüğüm, yedek üniformam, pijamam... Başka bir şey kaldı mı? Bir şeyleri atlamış olabilir miyim? Orada, iç çamaşırı dışında sivil bir kıyafet giyebileceğimizi düşünmediğimden, yanıma alınacak başka bir şey aklıma gelmiyor.

Evimden uzak geçireceğim on gün için eksik bir şey kalmamasına odaklanmışken, ailemin küçükken duyduğum ilgiye dayanamayıp, on ikinci yaş günümde bana hediye olarak aldığı oyuncak yıldız kruvazörü gözüme takılıyor. O gün yaşadığım mutluluğu hala unutamıyorum. Tek elime sığacak kadar küçük olan oyuncağın, eskiden sürekli yaptığım gibi üzerindeki düğmesine dokunuyorum ve yıldız kruvazörüm odamın içinde uçmaya başlıyor. Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen hala bir yerlere çarpmamasını sağlayan sistemleri çalışıyor, hala sapasağlam... En sevdiğim, hatta tek sakladığım, yeri başköşem olan oyuncağımın havada uçarken çıkardığı vızıltı, çocukluk anılarımın canlanmasına neden oluyor. Her biri aklıma geldiğinde gülümsüyorum ve beni bugünkü halime getiren, böyle önemli bir görev için seçmelere katılmamı sağlayanın geçmişim olduğunu düşünüyorum.

Anne, baba, size şu an için bir şey söyleyemiyor olsam da, umarım sonunda oğlunuzla gurur duyarsınız. Sonunda, karşılık beklemeden hayatımın her anında hep yanımda olduğunuz için, önemli bir şey yapma, belki de bir fark yaratma fırsatı yakalayabileceğim...

Eve ilk olarak gelen babamı, ondan kısa bir süre sonra da annemi kapıda karşılıyorum ve günlerinin nasıl geçtiğini soruyorum. Benden bu tarz bir ilgi görmeye pek alışık olmadıkları için, yüzlerinde oluşan şaşkınlığı gizleyemiyorlar. Beraber biraz zaman geçirip havadan sudan konuştuktan sonra, her ikisini de karşıma alıp Komutan Kall'ın bizden istediği şekilde, on gün boyunca akademide olacağımı söylüyorum. Bununla kalmayıp, eğer yeterlilik ölçümlerinde başarılı olursam, bunun benim için önemli bir fırsat olduğunu da ekliyorum.

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin