3. Kısım GAIA Bölüm 11

1.1K 154 2
                                    

Hal böyle olunca Bay Pablov, adamlarından silahlarını indirmelerini istemekten başka bir şey yapamıyor. Eğer karar tamamen kendine kalsa ne yapardı bilmiyorum ama öğrenmek zorunda kalmadığım için de seviniyorum. Şimdi geriye kalan tek şey Nexa'ya sinyal göndermek ve bunun için de yönetim katına ihtiyacımız var. "Gaia halkı. Cesaretinizden ve inancınızdan dolayı size teşekkür ediyorum. Şimdi son bir konuda yardımınıza ihtiyacım var. Bahsettiğim sinyali göndermek için yönetim katında bulunan teknolojiye ihtiyacımız var. Oraya giderken beni takip eder misiniz?"

Benden yana taraf olan topluluk, onlardan istediğim yardımı bağırışlarla onayladıktan sonra, yönetim katına ilerlemek üzere yola çıkıyoruz. Gaia'nın asansörleri dolup taşarken, böyle büyük bir şeyi bu kadar kısa zamanda nasıl başardığımı düşünüyorum ve bunun sadece benim becerim olmadığına karar veriyorum. Sanırım biz Gaia'dan ayrıldıktan sonra, geride kalan insanlar yönetimden çok büyük bir baskı gördüler ve sevdiklerine gelebilecek zararlardan dolayı, onların istediği gibi davranmak zorunda kaldılar. Ancak onlara bambaşka bir yaşam alternatifi sunulduğunda ve bu seçeneğin gerçekliğine inandıklarında, uzun zamandır içlerine gömdükleri özgürlük duygusu açığa çıktı. Aklıma gelen en mantıklı açıklama bu ve açıkçası olayların bu şekilde gelişmesinden dolayı çok mutlu hissediyorum.

Yönetim katına ulaştığımızda, bulunduğum yeri ve onun altındaki birkaç katı tamamen doldurmuş olan kalabalığı arkama almanın güveniyle, kapının önünde duran özel korumalardan kenara çekilmelerini istiyorum. Sayıca ne kadar üstün olduğumuzun farkına varmakta gecikmeyen adamlar, kendilerine yöneltilen talebi yerine getirmekten başka bir şey yapamıyorlar. Ardından büyük metal kapıları açmak için harekete geçiyorum ama içeriden kilitli olduklarını fark ediyorum. Sanırım yönetimin bizi öylece içeri almaya niyeti yok gibi duruyor.

Durumu gören Ent yanıma geliyor ve bana kapıları açmakla ilgili yardımcı olabileceğini söylüyor. Ne yapacağımızı düşündüğüm bir sırada, Nexalı askerden böyle bir yardım teklifinin gelmesi içimi rahatlatıyor. Ent rahat çalışmak için biraz geride beklememizi istiyor ve büyük kapıların hemen yanındaki elektronik paneli açarak kurcalamaya başlıyor.

Aciz çabanız sizi kurtaramayacak sürüngenler... Bunca zamandır kandırdığınız, bastırdığınız, manipüle ettiğiniz halk sonunda uyandı ve Gaia'nın sahibi gibi davrandığınız günler artık sona erdi. Aklımdan geçen düşünceleri, Ent'in yanıma gelip "Şimdi bir daha dene," demesi bölüyor ve hiç zaman kaybetmeden Nexalının benden istediğini yapıyorum.

Şehrin tarihi boyunca ilk defa gerçekleşen bu olay tüylerimin diken diken olmasına neden oluyor. Sonunda kendimi onlarla eşit hissediyorum, hatta üstün, hatta üzerlerine basıp onları birer böcek gibi ezebilecek kadar güçlü...

Kapı açıldıktan sonra karşımda öylece duran değersiz yalancılara ne yapmamız gerektiğini düşünürken, bay Pablov'un kulağına eğilip ona bir şeyler söyleyen Irinda gözüme takılıyor. Bundan kısa bir süre sonra da, bay Pablov adamlarına yönetimde bulunan herkesi tutuklamalarını emrediyor. Bana ettiği küfürlerden Garry Maison olduğunu anladığım kişi, elleri kelepçelenmiş bir şekilde yanımdan geçerken, sadece adamın gözlerinin içine bakıyorum. Donuk, kendinden emin ve adaleti yerine getirmeyi başarmış biri olarak... Ardından Irinda'nın yanına gidip babasına ne söylediğini sorduğumda ise, arkadaşım ona "Hayatında bir kere olsun doğru şeyi yap," dediğini söylüyor.

Beni destekleyen büyük kalabalıktan, söylediklerimi bugün yanımızda olmayan diğer insanlara anlatmalarını ve Gaia'dan bizimle birlikte ayrılmak isteyenlerin hazırlıklara başlamalarını istedikten sonra Osiris'e durumla ilgili rapor veriyorum. Eminim şimdiye kadar yeterince endişelenmişlerdir. Onlara her şeyin kontrol altında olduğunu, herkesin şehre güvenli bir şekilde gelebileceğini ilettiğim sırada, Ent de yönetim katında bulunan ve bay Lowen'ın ona anlattığı cihazı aramaya koyuluyor. Sonuç olarak Nexa'ya sinyali ne kadar çabuk gönderirsek, buradan o kadar çabuk kurtulabiliriz.

Nexa'ya yardım sinyalini göndermemizin üzerinden geçen üç günün ardından, genelde yaşlılardan oluşan küçük bir grup hariç, geriye kalan herkesin bizimle gelmek istemesine çok seviniyorum. Osiris'te geçirdiğimiz zaman içinde kader birliği yaptığımız dostlarımız geride bıraktıkları sevdikleriyle hasret giderirken, bir yandan da Gaia halkını organize etmeme yardım ediyorlar. Lanila ve ekibi de bir an olsun dinlenmeden, Gaia'dan ayrılmadan önce yapılması gerekenler konusunda olanca gayretleriyle çalışıyorlar. Yirmi bine yakın insanı buradan götürmek, özellikle şehrin denizin altında olduğunu düşününce çok da kolay olmayacak. Bizimle gelecek olanları, en az miktarda eşyayı yanlarına almaları konusunda teşvik ederken, diğer taraftan da yolculuğumuz sırasında ihtiyacımız olacak hayati envanteri toplamaya çalışıyoruz. Yiyecek, içecek ve ilaçlar gibi tıbbi ihtiyaçlar çok geçmeden listenin başında yerlerini alıyorlar.

Irinda zamanının büyük kısmını yanımda geçiriyor ve bana yardım etmeye çalışıyor. Mert ve Jake gibi, ben de kıza her fırsatta hayatımızı kurtardığı için teşekkür ediyorum. Bütün yaşananlardan sonra, hepimizin yeniden bir arada olması, bana ne kadar değerli olduğunu asla unutmayacağım mucizevi bir durum gibi geliyor. Bizim ayrılmamızın ardından neler olduğunu sorduğumda, Irinda'nın cevabı "Artık bunun bir önemi yok," olsa da merakıma engel olamayıp üsteliyorum ve kendisinin Mavi Özgürlükle olan bağlantısını babasının örtbas ettiğini, ancak o günden sonra adamla ilişkilerinin tamamen nefrete dönüştüğünü söylüyor. Anlatırken gözleri dolan kızı üzdüğümün farkına vardığımda, konuyu belki ileride, daha sakin şartlarda konuşmak üzere kapatıyorum. Aslında Irinda'nın söylediği gibi, geçmişte ne olduğunun bir önemi yok. Önemli olan yeniden birlikte olmamız ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak bir planımızın olması.

Tenn'le beraber depoya gidip, Gaia'dan ayrılmadan önce yanımıza almamız gerekenlerin bulunduğu listeyi kontrol ederken, çocuğun eli belki bilinçli olarak, belki da yanlışlıkla elimin üzerine geliyor. O sırada tutuyor olduğum sandığın kapağını kaldırmam gerektiğini bilmeme rağmen, nedense bu anı uzatmak için elimden geleni yapıyorum. Onunla tenlerimizin birbirine değmesi tüylerimi diken diken ederken, bir an olsun yaşadığım hoş duygunun içinde kayboluyorum. Çocuk bu durumu fark etmiş olacak ki, diğer elini yavaşça yüzüme yaklaştırıyor ve nazikçe yanağımın üzerine koyuyor. Göz göze geldiğimiz anda, az önce üzerinde taşıdığı Nexa'ya özel bir teknolojiye sahip olan gözlüklerini çıkardığını fark ediyorum. Konuşma Lara... Ne olur konuşma... Bu anı da mahvetme tamam mı?

Dudaklarımız birbirlerine yaklaşırken heyecandan titrediğimi fark etsem de, çabalarım bedenimin verdiği fiziksel tepkiye engel olmaya yetmiyor. Kalbimin yerinden çıkıp hızla hangarın yolunu tutacağından ve bir LP2'ye binip, "Böyle bir yükü nasıl kaldırmamı beklersin?" diye söylene söylene, beni sonsuza kadar yalnız bırakmak üzere, ardına bile bakmadan uzaklaşacağından korkuyorum. Acaba Tenn depoda yalnız olmamızı ve şu anda yaşadığımız yakınlaşmayı planlamış mıydı?

Sonunda birbirine değen dudaklarımız, aklımdan geçen bütün düşünceleri bir bıçak gibi kesip atarken, yaşadığım olağanüstü duyguların adeta beni uçurmasına neden oluyor. Sanki bastığım zemin ayaklarımın altından yavaş yavaş yok oluyor ve havada süzülmeye başlıyorum.

Bulunduğumuz yere doğru yaklaşan birkaç kişinin aralarında gülüşmesini duyduğumuzda, Tenn'le birbirimizden uzaklaşıyoruz ve sanki hiçbir şey olmamış gibi az önce yaptığımız işe devam ediyoruz. O sırada dışarıdan çalışıyor gibi görünsem de, aslında gerçekte ondan başka bir şey düşünemiyorum.

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin