2. Kısım Sonu NEXA Bölüm 20

1.3K 180 19
                                    

Ent yine bir sabırsızlık örneği sergileyip kimseye fırsat vermeden hemen konuyu açıyor. Bazen onun ilk gün tanıştığımı düşündüğüm çekingen çocuk olmasını o kadar istiyorum ki... İnsana bir huzur ver! Bırak da anın keyfini çıkaralım. Ama yok... Olur mu hiç öyle şey... "Bence bunlar savaş kararı almayacaklar. Bakın görürsünüz."

Ent sözlerini tamamladıktan sonra fikrine yorum yapmamızı beklercesine adeta gözlerimizin içine düşüyor. Çocuğun bu hareketinin üzerimde yarattığı etki nedeniyle kendimi söze girmiş buluyorum. "Ne yani? Sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam mı edecekler? Benden böyle bir şey beklerlerse, yapabileceğimi hiç sanmıyorum."

Son cümlemi kurarken ekşittiğim yüz ifademin aynısını, sözlerimin hemen ardından Ent'e cevabı yapıştıran Minla'da da görüyorum. "Sen öyle san! Herkesi kendin gibi korkak mı sanıyorsun?" Çok saldırgan oldu ama bence Ent bunu fazlası ile hak etti. Gelip bizi kendin gibi karamsarlığa düşürmeye çalışırsan, sonun bu olur işte. Ent Minla'ya karşı kırgın bir ifade takınmaya çalışsa da, ne kadar yapmacık olduğunu çok uzatmadan kendisi de anlıyor ve ardından kahkahayı basıyor. "Korkak mı? Ne korkaklığımı gördün? Ben korkaksam sen de... sen de soytarısın tamam mı?"

Sanırım üçümüz de, beraber geçirdiğimiz zor günler nedeniyle içimizde tutmak zorunda kaldığımız gençliğimizi dışarıya vurmak istiyoruz. Ordu her ne kadar sınırlarımızı zorlamaya çalışsa da, sonuçta hepimiz genciz ve şu anda olduğu gibi, on yaşında bir çocuğa benzeyerek saçmalayabiliyoruz. Eğlenmeye bizim de hakkımız olduğunu düşünerek, zaman kaybetmeden oyuna dahil oluyorum.

Önümdeki masada duran büyük bardağın içindeki bütün suyu Minla'nın üzerine boca ediyorum. Yüzü ve üstü ıslanan kızın o sırada bana çok komik gelen haline gülerken, Ent de sırıtarak bana katılmakta gecikmiyor. Önce neye uğradığını anlamayan Minla, misilleme yapma amacıyla yerden aldığı taşı bana atacakken son anda vazgeçiyor ve sadece gülüşümüze ortak olmakla yetiniyor. Uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim diye düşünürken arkamızda beliren Savaş Komutanı Kall'ın sesi, beni o ana kadar sıkı sıkı saran mutluluğun kollarından çekip alıyor. "Kendinize gelin!"

Hepimiz hızla toparlanırken, aklımdan yaklaşık bir ay öncesine kadar böyle bir adamla yan yana bile gelemeyeceğim geçiyor. Şimdi ise aynı adam saçmaladığımız için bizi uyarıyor. Komutan Kall konuşurken en ciddi halimizi takınarak sözlerine kulak kesiliyoruz. "Savaş Kanunu bana yarına kadar dinlenmek ve bu sırada sakince düşünmek istediğini söyledi. Sizce de yaptığınız şeyle onun sakinliğini bozmuyor musunuz? Nasıl bu kadar düşüncesiz olabiliyorsunuz? Hepimizin geleceği belirsizken, sizden bu duruma uygun davranmanızı bekliyorum."

Kall sözlerini tamamladıktan sonra bir şey söylememize fırsat vermeden arkasını dönüyor ve bahçenin bulunduğumuz kısmından uzaklaşıyor. Çok ağır olmadı mı? Biraz anlayışlı olamaz mıydı? Huysuz adam... Ona ne kadar kızsam da, sakince düşündüğümde, aslında bizi elinden geldiğince yumuşak bir şekilde azarladığını ve sözlerinde haklı olduğunu fark ediyorum. Üzgünüm... Bir anlığına da olsa asker olmayan yaşıtlarım gibi davranmak istediğim için gerçekten çok üzgünüm...

Komutan Kall'ın bizi uyarmasının ardından odalarımıza dönüyoruz ve günün geri kalanını dinlenerek geçiriyoruz. Ertesi güne kadar bomboş oturarak, yemek yiyerek ve uyuyarak... Nexa delegeleri, diğer gezegenlerin delegeleri ile aynı bölgede kaldıkları için, muhteşem doğanın içindeki tek kişilik odalarda tamamen yalnız, izole edilmiş bir günü aylaklıkla tamamladıktan sonra, sabah gelen kahvaltı servisinin sesine uyanıyorum. Bu arada itiraf etmeliyim ki, Lura'da uyanmak gerçekten harika bir duyguymuş.

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin