1. Kısım Sonu GAIA Bölüm 24

1.8K 237 12
                                    

İlk olarak çevremde oluşan kalabalıktan sıyrılıp rahat bir nefes aldıktan sonra, yön bulma koltuğunda oturan Francis'e ne kadar zaman sonra karaya ulaşabileceğimizi soruyorum. Çocuk sakince "Şimdiki hızımızla kırk beş dakika!" diye cevapladıktan sonra, ona derinliği yüz metrede sabitleyip ilerlemeye devam etmesini ve hızımızı mümkün olduğu kadar düşürmesini söylüyorum. İletişim subayı koltuğunda oturan Mert'e ise denizaltıyı sessiz moda alması gerektiğini söyledikten sonra, kısa bir bilgilendirme yapmak için köprüyü adeta işgal eden kalabalığa dönüyorum. "Hiçbirimiz yukarıda bizi neyin beklediğini bilmiyoruz. Bu nedenle, aynı anda herkesin hayatını riske atamayız. İlk olarak bir keşif takımı karaya ulaşacak ve şartların güvenli olduğu doğrulandıktan sonra sıra diğerlerine gelecek. Böyle bir görev için dört kişi yeterli olacaktır." Olacak mıdır? Gerçekten bilmiyorum... "Öncelikle gönüllü olmak isteyen var mı?"

Gönüllü kelimesini duyduğu anda, Jake daha lafımı bitirmemi bile beklemeden, çevresini saran diğer insanlardan birkaç adım öne doğru atılıyor. Arkadaşımın ardından, bay Lowen dışında köprüde bulunan herkes, keşif ekibinde olmak istediğini yüksek sesle beyan ettiği için oluşan rahatsız edici gürültüyü gecikmeden durduruyorum. "Sessizlik lütfen! Yukarıya hepinizi beraber gönderemeyeceğimiz için, Jake dışında geri kalanları benim seçmemle ilgili itirazı olan var mı?"

Gruba her ne kadar liderlik yapıyor olsam da, onların onaylarını alarak hareket ettiğimde kendimi çok daha iyi hissediyorum. Kimseden bir yanıt gelmediğine göre sanırım iş başa düştü. "Jake, Herbert, Minx ve..." Annem en son kişinin adını söylememe fırsat vermeden lafımı kesiyor. "Lara, burada bulunan ileri derecede gelişmiş revir bana pek bir iş bırakmadı ama senin de söylediğin gibi yukarıda bizi neyin beklediğini bilmiyoruz. Bu nedenle bir doktora ihtiyaçları olabilir."

Annemin doğru söylediği çok açık bir gerçek olsa da, onu kaybetme korkusu bir anda yeniden içimi sarıyor. "Daha tam olarak iyileşmedin anne. Bu nedenle seni..." Dr. Sophie sözlerimi bitirmeden kızgın bir ifade takınarak yeniden araya giriyor. Annem son zamanlarda bana yetişkin bir bireymişim gibi davransa da, bazen eski alışkanlıklarını tekrarlamaktan kendini alamıyor. "Gördüğün gibi gayet iyiyim Lara. Şimdi ya beni ekibe alırsın ya da..." Bu sefer de ben onun sözünü kesiyorum. Nasıl oluyormuş? Kendini kötü hissettiriyor değil mi? Neler diyorum ben? Seni seviyorum anne ve aramızda başlayan bu düzeysiz savaşın devam etmesine izin vermeyeceğim. "Haklısın. Umarım gerek kalmaz ama yine de bir doktora ihtiyaç olabilir."

Annemi de keşif ekibine dahil ettikten sonra diğerlerine dönüyorum. "Yukarı gidecek olan herkesin iki saat içinde hazır olmasını istiyorum. Yanınıza almanız gerekenler konusunda bay Lowen size yardımcı olacak. Şimdi köprüyü boşaltabilir misiniz lütfen?" Bay Lowen, söylediklerimi onaylar gözlerle bana baktıktan sonra diğerleri ile birlikte uzaklaşıyor. Dönüşü olmayan yolculuğumuzu en iyi şekilde sonlandırmak adına aldığım kararlar umarım doğrudur. Sanırım bekleyip görmekten başka emin olmanın hiçbir yolu yok...

Keşif takımı hazırlıklarını yaparken biz de, özgürlüğe bir adım daha yaklaşmadan önce Osiris'in kara ile ilgili sağlayabileceğini umduğumuz verilere ulaşmaya çalışıyoruz. Ancak ne yaparsak yapalım, sonarda gördüklerimizden başka herhangi bir bilgi edinemiyoruz. Kimseye belli etmesem de yaşadığım gerginlik, zaman ilerledikçe hedefi olan çelimsiz kızı adeta ele geçiriyor. Oysa şimdiye kadar çektiğimiz bütün sıkıntılar bu ana ulaşmak için değil miydi? Hem bay Lowen'ın anlattığı, Doria adındaki dünyaya saldıran uzaylılar bunca yıl burada kalmamışlardır herhalde... Evleri falan yok mu bunların? Gitmişlerdir... Gitmiş olmalılar... Off, içimde köklerini salan bir şeylerin ters gideceği ile ilgili hissi bir türlü kendimden uzaklaştıramıyorum. 'Olumsuz düşünürsen olumsuz olayları çekersin Lara.' Babamın bu sözleri, geçmek bilmeyen dakikalar boyunca kulaklarımda çınlamayı bırakmıyor.

Annem, Jake, Herbert ve Minx köprüye geldikleri sırada düşüncelere o kadar dalmışım ki, bir anlığına da olsa onları fark edemiyorum. Başımı çevirip gözlerimi onlara diktiğimde, hala boş baktığımı fark eden Dr Sophie hemen durumu kurtarıyor. "Biz hazırız Lara. Ne kadar yolumuz kaldı?" Francis'de annemin bana sorduğu soruyu duymuş olacak ki, ona sormama fırsat bırakmadan cevap dudaklarından dökülüyor. "Şimdiki hızımızla otuz dakika."

Evet, burada eli kolu bağlı oturup, karşımda duran insanların bize ulaştırmasını umduğum haberlerin gelmesini çaresizce beklemeye başlamam için sadece otuz dakika kaldı. Şimdi kötümserliğin sırası değil Lara! Rehberlik ettiğin insanların motivasyona ihtiyacı var. "Yeni kıyafetlerinizle çok farklı görünüyorsunuz." Sahip olduğum ruh halinin aksine davranmaya çalıştığımda hep saçmalamak zorunda mıyım? Farklı mı?

Birazdan yola çıkacak olan grup, beyaz ağırlıklı, tahminimce Krenon tarzındaki giysilerin içinde, iyi bir şey söyleyip söylemediğimi anlamak umuduyla haklı olarak bana bakıyorlar. O sırada yanımıza gelen bay Lowen duruma müdahale etmekte gecikmiyor. "Bu giysiler aynı zamanda çok güçlü bir zırh görevi görüyorlar Lara. Ayrıca yola çıkarlarken yanlarına silah da alacaklar."

Adamın sözlerini duyduğunda gözlerinden ateşler fışkıran annem hışımla söze giriyor. "Hiç bir kuvvet bana silah kullandıramaz." Neyse ki Herbert ve Minx Mavi Özgürlükten oldukları için hali hazırda yeterli eğitime sahipler ve Jake gibi yetenekli birinin silah kullanmak konusunda çok da zorlanmayacağına eminim. "Anne, zaten bay Lowen seni kast etmemişti."

Kadın sözlerimin ardından sakinleşirken, onları yukarıya taşıyacak altı kişilik mini denizaltının son kontrollerini yapan Mavi Özgürlük üyelerinden, her şeyin hazır olduğuna dair rapor geliyor. Mini denizaltılar altı kişilikken neden dört kişi gönderiyorum? Ya iki kişiye daha ihtiyaç duyarlarsa... Sanırım artık bu düşünceler için çok geç... Eğer ben, bir lider olarak verdiğim kararların arkasında durmazsam, kimse de benim arkamda durmaz.

Sonunda hayatlarımızın geri kalanını şekillendirecek yolculuğun sonuna geldik. "Ayrılabilirsiniz!" Komutumla birlikte keşif ekibini taşıyan mini denizaltı Osiris'ten ayrılıyor ve geriye kalanlar için stresli bekleyiş başlıyor. Ayrılışın üzerinden iki dakika kadar geçtikten sonra, içlerinde annemin de bulunduğu dört kişinin karaya güvenli bir şekilde ulaştığını, Osiris'teki takip teknolojisi sayesinde rahatlıkla görebiliyorum. Edindiğimiz bu bilginin ardından Mert'e dönüyorum ve iletişimi kontrol etmesini istiyorum. Herbert, Jake, Minx ve son olarak da annemin sesini duyduğumda içim biraz olsun rahatlıyor. "Ne görüyorsunuz? Anlatabilir misiniz?"

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin