1. Kısım GAIA Bölüm 17

1.8K 238 7
                                    


Yaşadığım şok etkisiyle annem ve arkadaşlarıma baktığımda, onların da benim gibi kaskatı kesildiğini görüyorum. Bu sayede, içinde bulunduğum duygu karmaşası ile ilgili yalnız olmadığımı fark ediyorum. Anlaşılan bunca zamandır, başkaları tarafından onayım alınmadan yazılmış bir senaryonun baş aktörlüğünü yapmışım. Ne söylemem gerektiğini düşündüğümde, zihnimdeki kaos kelimeleri birbirine sokuyor ve bana paramparça halleriyle sunuyor. Kızmalı mıyım, yoksa teşekkür mü etmeliyim?

Tamamen sessiz kalıyorum. İstemediğim ama ne yapacağımı, nasıl tepki göstereceğimi bilemememden kaynaklanan zorunlu sessizlik içimi kasıp kavuruyor. Görünen o ki, annem benim kadar kararsız değil "Gerçekten size inanamıyorum." Bay Lowen'a öyle bir bakıyor ki, eğer ellerinde pençeler olsa, savurmak için bir saniye bile kaybetmeyecekmiş gibi, hayal kırıklığı ve nefret dolu "Murat'la bana nasıl böyle bir şeyi söylemezsiniz? Sizi bencil..."

Adam annemin lafını bu sefer gözlerinden alevler çıkararak kesiyor "Murat'ın haberi vardı. Ona anlatmıştım. Eğer bu kadar korumacı, bu kadar ön yargılı olduğunu bilmeseydim sana da anlatırdım. Murat hayatını kaybettiğinde ailene zarar gelmesini istememeni ve bu yüzden aramızdan ayrılmanı tamamen anlayışla karşıladım ama artık yeter. Burada senin kızın da dahil, birçok insanın kaderi söz konusu ve sen gelmiş bizi bencillikle suçluyorsun. Eğer söylediğin gibi bencil olsaydım, şu anda diğer yöneticiler gibi lüks içinde günümü gün ediyor olurdum. Başından beri bencillik yapan sensin Sophie ve buna bir an önce son vermelisin." Annem, bay Lowen'ın bu ani çıkışından sonra renkten renge giriyor. Onun gerçek bir cevap bulamayıp böyle aciz kaldığını belki de ilk defa görüyorum.

Acilen bu gerginliği sonlandırmam gerek "Osiris'in içinde olduğunu söylediğiniz depoyu arkadaşlarımla beraber bulduk bay Lowen. Tam olarak nerede olduğunu biliyorum." Adam, uzun zamandır içimde tuttuğum ve ona az önce açıkladığım bu sır karşısında pek de şaşırmışa benzemiyor "Biliyorum. Gardiyan'dan kurtulmak için yaptıkların inanılmazdı." Nasıl yani? Bunu da mı biliyorlarmış?

Bay Lowen sözlerine devam ediyor "Şaşırdığının farkındayım ve emin ol bu çok normal. Umudumuzu bağladığımız bir insanı öyle başıboş bırakmamızı beklemiyordun herhalde. Sen daha Akademi'ye ilk başladığında, Christina'dan senin kullandığın LP2'ye gizli bir kamera yerleştirmesini istemiştim. Bu sayede denizaltı kullanmadaki becerilerini sürekli gözlemleyebilecektik. Orada yaşadığınız her şeyi sizinle aynı anda, bahsettiğim kameradan izledik ve gerçekten Gardiyan'la karşılaştığınızda yüreğim ağzıma geldi. Christina, siz daha aşağıya inerken sizi uyarmamız gerektiğini söylemişti ama benim sana güvenim tamdı ve bir tehlike anında neler yapabileceğini görmek istiyordum. Sonuçta burada karşılıklı duruyorsak, demek ki tahminlerimde yanılmamışım."

Aklımda sorulacak birçok soru olmasına rağmen detaylar, her zamankinden farklı olarak yavaş yavaş sıkılmama neden oluyor. Şu anda beni bundan öncesi değil, bundan sonrası daha çok ilgilendiriyor "Diyelim teklifinizi kabul ettim, ki başka bir şansım yok gibi duruyor; planınız tam olarak nedir?"

Odada bulunan Mavi Özgürlük üyelerinin de bizim gibi dikkat kesilmesi nedeniyle, bu insanların da planla ilgili net bir bilgileri olmadığını fark ediyorum. Bay Lowen, kendinden emin bir ses tonuyla anlatmaya başlıyor "Osiris'i kaçırıp yeryüzüne gideceğiz ve bunu da on gün içinde yapmamız gerek. Neden on gün olduğunu açıklamama gerek yok herhalde. Sadece denizaltıyı kaçırmakla da bitmiyor ne yazık ki. Gaia'dan Christina dahil, bizimle birlikte gelmek isteyen herkesi yanımızda götürebilmek için ikinci bir plana daha ihtiyacımız var. Aklımdan bununla ilgili birkaç şey geçiyor ama daha netlik kazanmadığı için konuyla ilgili detayları önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım. En önemlisi de, önümüzdeki kısıtlı zaman içinde Oriris'i kullanmayı öğrenmen gerek Lara! Denizaltı'yı kullanabilmek için sadece sen de yeterli değilsin. Senden hariç dört tane de subayın olması gerekiyor. Bu dört subayın görevleri yön bulma, muharebe, genel sistemler ve iletişim olacak. İletişim subayı, içinde bulunduğumuz durum düşünüldüğünde çok önemli değilmiş gibi dursa da, yine de işleyiş için orada birinin oturması gerekiyor. Aramızdan seçtiğim dört kişi uzun süredir yönetimden kaçırdığım veriler üzerinde çalışıyorlar ve artık göreve hazırlar. Aslında her şey normal gitseydi sen de onlar gibi uzun bir zamana sahip olacaktın ama şu anda gerekenleri öğrenebilmek için sadece on günün var. Açıkçası kişisel fikrim bunu başarabileceğin yönünde."

Aklıma, depoyu bulduğumuz sırada bay Lowen'ın Gardiyan dediği robotik yılanın çıkma sebebi geliyor "Depo'yu bulduğumuzda bizden bir kod istendi. Ne yapacağımızı bilmediğimiz için de Gardiyan'la karşılaşmak zorunda kaldık. Bahsettiğim kodun ne olduğunu biliyor musunuz?"

Adam kendinden emin bir tavırla "Evet. Zaten o koda sahip olmasaydık bu planın da pek bir anlamı kalmazdı." Bay Lowen bu sefer gözlerini odadaki diğer kişilerin üzerinde gezdiriyor "Arkadaşlar. Gördüğünüz gibi yapılması gereken çok şey var ve tekrar tekrar dile getirmek istemesem de zamanımız çok kısa. Osiris'te bizimle olmak isteyen herkes, eğer ailelerini de yanlarında istiyorlarsa, onlara bütün gerçekleri en son gün anlatmalılar. Diğer türlü bilgi sızması olabilir ve her şeyi riske atmış oluruz. Beş gün sonra yine burada buluşmak üzere..."

Toplantı noktalandıktan sonra herkes evlerine dağılıyor. Annemle birlikte eve vardığımızda Lena'ya bakmaya gelen hemşireye teşekkür ediyoruz ve artık evine dönebileceğini söylüyoruz. Küçük şapşal anlaşılan çoktan uyumuş ve bu sayede annemle günün detaylarını konuşabilmek için fırsatımız oluyor.

Annem odasına gidiyor ve oradan elinde bir kavanozla geri dönüyor. Kavanozun içinde kahverengi, toz halinde bir şey var ve ben, tam onun ne olduğunu soracakken kadın benden önce davranıyor "Bunun adına kahve deniyor. Babana yıllar önce, Gaia'nın hayat destek sistemleriyle ilgili çok kritik bir sorunu çözdüğü için yönetim tarafından ödül olarak verilmişti. Küçüklere zararlı olması nedeniyle sizden saklamıştık ama bence, şimdi beraber birer bardak içebiliriz. Ne dersin?"

Annemin gözlerine baktığımda, ilk defa bana gerçekten saygı duyduğunu fark ediyorum. Dr Sophie ilk defa kızına bir çocuk gibi değil de, gerçek bir birey gibi yaklaşıyor "Seninle gurur duyuyorum Lara! Bunu bilmeni istiyorum. Kendi ayakların üzerinde durabileceğini daha önce fark edemediğim için özür dilerim."

Annem bardaklara kahverengi tozdan koyuyor ve üzerine sıcak su ekliyor. Karşılıklı kahvelerimizi yudumlarken, annemle az önce başlayan yeni ilişki şeklimizden hoşlanmaya başlıyorum "Başarabileceğimize inanıyor musun?" Kadın gayet kendinden emin "Evet. Sen de baban gibi her zaman başarabileceğine inanmalısın. Zaten en az onun kadar inatçısın. Murat'la beraber Mavi Özgürlüğe katıldığımızda Gaia'nın daha güzel bir geleceğe sahip olabileceğini düşünmüştük. Ancak babanın başına gelenlerden sonra, ne yazık ki ben de inancımı yitirmiştim. Şimdi, senin sayende sanırım benim için de bir şeyler değişiyor." Belki de beni rahatlatmak için bu cevabı veriyor ama nedenini çok da önemsemiyorum. Çünkü, şu anda en çok ihtiyacım olan şey motivasyon. 

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin