2. Kısım NEXA Bölüm 19

1.2K 160 15
                                    

Gezegende buluşmanın yapılacağı şehre bizi taşıyan ordu aracı ve Nexa delegelerini taşıyan sivil araç aynı anda iniş yaparken, Lura'ya ilk defa geliyor olmamın da yaşattığı heyecanla, bizi karşılayan doğaya kelimenin tam anlamıyla hayran kalıyorum. Yere indiğimizde her yanımız sık ağaçlarla kaplanırken, Nexa'dan çok farklı olan ve bütün gezegenin standardı haline gelmiş çift katlı mimariyi ilk defa canlı olarak görebiliyorum. Başımı şöyle yavaşça Minla'ya doğru çeviriyorum ve yanımda yürüyen kızın yüzündeki gülümsemeden, benimle aynı hislere sahip olduğunu anlayabiliyorum.

Hepimiz gibi Ent'in de yanımızdaki yüksek rütbeliler nedeniyle ağzını bıçak açmazken, bu durumun onu çok rahatsız ettiği her halinden belli oluyor. Konuşmayı çok seven çocuğun dudaklarından dökülecek olan sözler, daha yola çıkmadan kayıplara karışıyor. Bizi karşılayan Lura diplomasi kafilesi ise, ırklarının neredeyse her özelliğini üzerlerinde taşıyorlar. Güler yüzlü, sıcak, barışçıl, misafirperver Luralenn adındaki bu canlılar, eminim birazdan öğreneceklerine hiç hazır değiller.

Yola fazla erken çıkmamız nedeniyle Lura'ya gelen ilk temsilciler bizleriz. Bu nedenle diğer beş gezegenin delegelerinin gelmelerini beklerken, nazikçe zaman geçirebileceğimiz bir yere götürülüyoruz. Kollarının çok kısa ve sahip oldukları kuyruklarının çok uzun olması nedeniyle, Luralenn ırkının bana komik gelmesi bugün de değişmiyor. Hangi canlıdan evrildikleri ile ilgili hala birçok teori bulunsa da, ben onları oldukları gibi kabul ediyorum.

Eğitimim sırasında Luralennlerle ilgili öğrendiğim bilgilerden biri de, galaksimizdeki diğer ırklardan uzak kalmayı tercih etmeleriydi. Lura'nın üzerinde uçarken ve iniş yaptıktan sonra gördüklerim, bu tercihlerini zihnimde daha anlamlı bir hale getiriyor. Böyle bir düzeni ve bu derece iyi korunmuş doğayı gördükten sonra huzurlu olduğunu düşündüğüm Nexa, bu gezegenin yanında kaosun hakim olduğu bir yere dönüşüyor.

Beklediğimiz yerdeki uzun ağaçlar bizi güneşten korurken, bulunduğumuz yere birkaç adım mesafede, hemen karşımızdaki akarsudan gelen ses, ormandaki diğer hayvanların bestelediği senfoniye eşlik ediyor. Nexa delegeleri kendi aralarında sürekli konuşsalar da, biz diğer gezegenlerin delegelerinin katılımını sessizlik içinde beklemeyi tercih ediyoruz. Geçirdiğimiz yaklaşık yarım saatin ardından dişi bir Luralenn yanımıza geliyor ve her şeyin hazır olduğunu söylüyor. Yakınımızdaki, oldukça geniş ve diğer binalar gibi iki katlı Lura yönetim binasının büyük kapısından içeriye girerken, içimde sürekli bastırmaya çalıştığım heyecan daha da artıyor.

Özellikle Federasyon toplantıları için tasarlanmış yuvarlak salona ulaştığımızda, bütün gezegenlerin delegeleri kendileri için ayrılan yerlere yerleşiyorlar. Biz ise bir Luralenn'in oturmamızı işaret ettiği, misafirler için ayrılan en ön koltuklarda yerlerimizi alıyoruz. Planlı olmayan bu buluşmayı talep eden gezegen Nexa olduğu için, bizim delegelerimizden uzun siyah saçlı, orta yaşlı bir kadın söze giriyor.

Konuşması sırasında kelimeleri dikkatle seçmeye çalıştığı yavaş ve sakin ses tonundan belli olan kadın, Doria ile ilgili bildiklerimizi federasyonun diğer gezegenleriyle paylaştığında, salona büyük bir korku egemen oluyor. Luralennler gibi insan olmayan Akinest delegeleri, hayvansı görünümlerine yakışan homurdanma sesleri çıkarırken, insanlar aralarında yüksek sesle tartışmaya başlıyorlar. Evet sayın seyirciler, beklenen kaos şu an itibarı ile başlamış bulunmakta. Bundan sonraki süreçte hepinize iyi seyirler dilerim.

Tanığı olduğum federasyon buluşması yarı gizli ve medyaya açık olmadığı için, salonda delegeler haricinde sadece biz varız. Savaş Kanunu Amira yaşanan karmaşanın bitmesini, ya da en azından azalmasını bir süre bekledikten sonra öyle bir "Yeter!" diyor ki, güçlü sesinin içinde bulunduğumuz salonun boş olmasından kaynaklanan yankısı, herkesin kulağında adeta kesici bir alet etkisi yapıyor. Sessizlik...

Yaşlı adam konuşmaya başladığında, Nexa delegesinin az önce bahsettiğinden daha detaylı bir şekilde, Kramen'in bize gönderdiği kırmızı kodlu mesajdan itibaren yaşanan her şeyi anlatıyor. Bizimle ilgili konulardan bahsederken arada dönüp onayımızı alıyor ve en ufak bir ara vermeden konuşmasına devam ediyor. En vurucu kısma geldiğinde ise, kararlı bir ifade ile kendi fikrini -fikrimizi- açıklıyor. "Kayıtsız kalamayız." Sonrasında ise Doria'nın bizi bulmasını beklemenin yanlış olduğunu, görünmezlik teknolojilerimizin o gün geldiğinde bizi koruyamayabileceğini ve bu nedenle galaksimizi korumak için savaşmamız gerektiğini ekleyerek, kelimelerini adeta boğazlarına düğümlediği delegelere sözü bırakıyor.

Tecrübeli komutana duyulan saygının yarattığı baskıdan kaynaklanan sessizlik, adamın konuşması tamamlandığında yeniden bozuluyor ve salondaki bütün delegeler alınması gereken kritik karar üzerine tartışmaya başlıyorlar. Zaman, doğası gereği ilerlerken, bir önceki an ve şimdi arasında hiçbir şey değişmiyor. Muhtemelen bir sonraki anda şimdinin tamamen aynısı olacak. Lura delegesi de bu durumu fark etmiş olacak ki, sakin ve yumuşak ses tonu ile salondaki topluluğa bir öneri getiriyor. "İsterseniz böyle önemli bir karar için acele etmeyelim. Buluşmayı burada sonlandırıp yarın yeniden tekrarlayalım. Hem o zamana kadar hepimiz düşünme fırsatı buluruz."

Akinestlerin homurdanmaları dışında, burada toplanmış olan herkes Luralenn delegesi ile aynı fikirde gibi görünüyor. Federasyon buluşması bugünlük son bulurken, kaderimizi değiştirecek kararın yarına kalmış olması ve bu nedenle yaşadığım belirsizliğin devam etmesi canımı sıkıyor. Ancak diğer taraftan düşününce, Lura delegesi önerisinde oldukça haklı görünüyor. Zaten, bu ana kadar konu ile ilgili en ufak bir fikri olmayan temsilcilerin hızlı karar vermesini beklemek hiç sağlıklı olmazdı.

Salonu terk ederken göz ucu ile Amira ve Kall'a baktığımda, soğukkanlılıklarını koruduklarını ama yine de sürecin uzamasından rahatsız olduklarını görebiliyorum. Ancak onların da geriye kalan herkes gibi beklemekten başka ellerinden bir şey gelmiyor...

Bize eşlik eden iki dişi Luralennle beraber, gezegenlerine özgü tasarlanmış enteresan bir araca biniyoruz ve yaklaşık on dakika içinde kalacağımız yere geliyoruz. Tek katlı ve küçüklüğünden tek kişilik olduğunu anladığım evler, yol boyunca devam eden ormanla çevrelenmiş olarak bizleri bekliyor. Önlerindeki bahçeler daha önce hiç görmediğim kadar güzel bitkilerle süslenmiş bir şekilde, zaten ortama hakim olan huzuru daha da arttırıyor.

Araçtan indiğimizde, kafilemize "Hoş geldiniz," dercesine uçan canlıların sesleri daha da artıyor ya da bana öyle geliyor. Tek odalı ve banyolu evlerimize yerleşirken bize eşlik eden Luralennlerden biri, ayrılmadan önce yanımıza geliyor ve akşam yemeği servisinin bize gönderileceğini, herhangi bir problem yaşarsak evlerimizdeki çağrı düğmesine basabileceğimizi söylüyor. Çok nazik olan bu ırktan açıkçası toplu yemek gibi bir şey beklerdim ama demek ki, onların kültürlerindeki misafir ağırlama şekli böyle oluyor.

Yarın neler olacağı ile ilgili aklımdan geçen olasılıklar aralarında yarışıp, birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışırlarken, kendi kendime her şeyin sırayla olduğunu söylüyorum ve ilk iş olarak sıcak bir duş alıyorum. Ardından, diğerleri gibi yanımda giyecek herhangi bir şey getirmediğim için, az önce çıkarttığım kıyafetlerimi yeniden üzerime geçiriyorum ve hem hava almak, hem de Lura manzarasının tadını çıkarmak için bahçeye çıkıyorum. Misafirlerinin oturup rahatlaması için tasarlanmış koltuklardan birine yerleştiğim sırada, Minla ve Ent de sanki bana eşlik edercesine yanıma geliyorlar. 

GaiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin