5.

78.6K 4.4K 360
                                    

Hani okulda bütün zor derslerin üst üste geldiği, yorgunluktan öldüğünüz ve eve gidince akşam yemeğine kadar uyumanın hayalini kurduğunuz anlar olur ya... İşte o bizim apartmanda mümkün değil!

Elimdeki çantayı artık zor taşırken, kapımızın önünde duran ayakkabı yığınına baktım. Yine bütün apartman bizim evde toplanmıştı. İçeri girince yaşanması muhtemel diyalogları yazıyorum hemen aşağı:

"Minel, çay koy!"

"Minel, çayları tazele!"

"Minel, bulaşıkları yıka!"

"Minel, bi keyif kahvesi yapıver de içelim."

"Minel, çocukları senin odanda oynat!"

"Akşam yemeğini de burada yiyiverelim bari, Minel tatlı yap!"

Offf, yazarken bile yoruldum ve birazdan bunları bizzat yaşayacağım... Acaba arkama bile bakmadan kaçsam mı?

"Muhittin Berk buraya gelir misin anneciğim?" Açılan kapıyla birlikte özgür birey Muhittin Berk ve anası Müjgan halamla burun buruna geldim. "Müjgan hala ben şu özgür bireyi apartman boşluğundan bi sallandırayım, bak bi daha evden kaçabiliyor mu?" Cümlelerimle birlikte şoke olan halama kaşlarımı hızlıca kaldırıp indirdim birkaç kere. "Denemesi bedava halacığım."

Halam yuvalarından fırlamak üzere olan gözleriyle bakarken bir yandan carladı. "Ayyy caniiii! Muhittin Berk, kapat kulaklarını anneciğim. Duymazdan gel sen bu deliyi!" Yerdeki ayakkabı yığınına basmamaya çalışarak içeri bir adım attıktan sonra tısladım. "Tabii bu apartmanda herkes çok akıllı, tek deli benim!"

Muhittin Berk bana dil gösterip sırıttı. "Deli Mübeyya! Deli Mübeyya!" Elimde neden hâlâ taşıdığımı bilmediğim çantayı adeta fırlattıktan sonra elimi savurdum. Biraz eğilip Muhittin Berk'e yaklaştım. "Birazdan şu elimi bi özgür bırakırım, görürsün dünya kaç bucakmış bacaksız!"

Müjgan halam hışımla elimi itekleyince daha fazla dayanamayarak içeri girdim. "Apartmanın en nadide ve eşsiz üyesi geldi, benim geniş ötesi ailem!" Ben gelişimi anons ederken gördüklerim oldukça şaşırtıcıydı.

Üçlü koltuğun ortasında oturan Kaan'ın bir yanına Ferhunde yengem, diğer yanına Meral halam oturmuş; biri Kaan'ın ağzına elindeki sarmalardan, diğeri de böreklerden tıkıştırmaya çalışıyordu. Kaan'ın omuzuna çıkan, Meral halamın oğlu İhsan Mert'i saymış mıydım?

Ağzına tıkılanlardan dolayı boğulmak üzere olan Kaan'ın gözleri "İMDAT" diye bağırıyordu.

Babaannem sağına soluna baktıktan sonra bana baktı. "Hani, nerede Sedat'ım?" Nadide üye denince aklına Sedat'ın gelmesine şaşırmış gibi yapın lütfen. Yapamadınız değil mi?

"Nadide üye dedim babaanne, embesil üye demedim." Ferhunde yengem ile aynı anda çıkardığı terlik tekini sallayan babaanneme bezgin bir bakış attım. "Sedat'ım hakkında düzgün konuş kız mesmursuz!"

"Embesile embesil demek de suç olmuş a dostlar." Kafamın üstünden uçan terlik teklerinden yine yırttığım için kendimle gurur duyarak üstümü değiştirmek için odama girdim. Gitmez olaydım.

Odamda Tiktok videosu çekiyorlar, help!  "Odam kötü yola düşmüş imdattt!" Ergen Seda bana gözlerini devirdikten sonra, telefonunu sabitlediği çalışma masamdan aldı. Koşarak masamı okşadım. "Sana sahip çıkamadımmm, yapamadımmm! Affet beni yol arkadaşım..."

Seda bana uzaylı görmüş gibi bakıp odamdan çıktı. Üzerime mint yeşili eşofman takımımı giydikten sonra yüzümdeki makyajı temizleyip yatağıma uzandım. İçerideki canım ailem ve sarı kafayla uğraşacak tek bir mecal parçası bile yoktu üzerimde.

"Minel, şu çayları bi tazeleyiver halacığım."

Yine yangınlar yine sen be Minel.

Bileğimdeki tokayla saçlarımı gelişi güzel topladıktan sonra mutfaktan bir çay tepsisi bulup içeri geçtim. Boş bardakları toparlarken Kaan'ın alaycı bakışlarını üzerimde hissediyordum. "Benim çayım açık olsun lütfen, Mine Hanım."

O yuttuğun L harfini çıkarmasını iyi bilirim ben sarı yeLLoz. Dudaklarımda beliren yalandan bir tebessümle ona baktım. "Olsun tabii, olmaması için hiçbir sebep yok sonuçta." Çayları doldurduktan sonra içeri geçip babaannemin çayını verdim. Gözlüğünün üstünden bana bakıp kaşlarını çattı. "İçine bir şey katmadın değil mi kız Müberra?"

Allah'ım bu kadın neden bana hiç güvenmiyor? Neden?

"Akonitin koydum içine, afiyetle iç ninem benim." Kaan güldüğünü belli etmek istemese de kendine hakim olamamıştı. Söylediğim kimyasal bileşenin adını bir tıpçı olarak sadece o anlamıştı zaten. Ben diğerlerinin çayını ikram ederken babaannem sinirle soludu.

"Kaan evladım, ne dedi bu mesmursuz? Nedir bu netonitin?" Kaan gülmemek için dişlediği dudaklarını serbest bırakıp babaanneme döndü. "Bir çeşit zehir denilebilir Müberra teyze." Babaannem feryat figan dizlerine vurmaya başladı. "Vay başıma gelenler! Yetişin a dostlar, adam öldürüyorlar!"

"Az önce de Muhittin Berk'imi apartman boşluğundan sallandırıyordu anne, zor kurtardım evladımı bunun elinden!" Abart Müjgan hala abart, az oldu bu! Tüm bakışlar benim üstümde buluşurken, babaannem hışımla ayağa kalktı.

"Kalkın çocuğum kalkın! Durulmaz bununla aynı ortamda! Kalkın, çıkın, aman aman! Düşman başına!" Kendimi, bulduğum boş koltuğa atıp sırıttım. "Sahi mi ya? Yapar mısınız böyle bir iyilik? Yapın lütfen!"

"Terbiyesiz!" vb. nidalarla ayaklanırlarken Kaan'ın şaşkın bakışlarını görebiliyordum. Alış Kaan alış, Özkaya Apartmanında hayat böyle! Hepsi salondan çıkarken en arkada kalan Kaan'a bakıp sırıttıktan sonra bacak bacak üstüne atıp koltuğa iyice kuruldum ve bana bakan Kaan'a mottomuzu söyledim.

"Özkaya Apartmanında sıradan bir gün..!"

AİLE APARTMANIWhere stories live. Discover now