48.

63.1K 3.2K 609
                                    

Bu bölüme de kısa derseniz artık bileklerimi dikine kesicem dermişim hdjdjdk Yazarken eğlendiğim bir bölüm oldu, iyi okumalaaar ♥

/Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Görünce dünyaya gönül verdin mi?/

Kazım eniştem, arkadaşından ödünç aldığı minibüsün şoför koltuğuna kurulmuş, neşe içinde Neşet Baba'ya eşlik ediyordu. Ön koltuğa Kaan ve Sedat oturmuş, hemen arkasındaki ikili koltuğa ise, Meral halam ve ben kurulmuştuk. Çocuk sesleri arkada bir ahenk oluştururken, neşe içinde pikniğe gidiyorduk.

En arka köşeye sinen babaannem ve Ferhunde yengeme, kaçamak bir bakış attım. Babaannem, ağlamaklı surat ifadesiyle yengemin omzuna yatmıştı. Gözleri benimkilerle kesiştiğinde, ona dil gösterip neşeyle önüme döndüm. Dikiz aynasından beni dikizleyen Kaan'la da, kesişmeyi ihmal etmemiştim tabii ki.

Şarkı bitince, yeni bir Neşet Ertaş türküsü çalmaya başladı. Kazım eniştem, bıyıklarını burdu ve dikiz aynasından, Meral halamın gözlerine bakarak şarkıya eşlik etmeye başladı bu defa.

/Senin galbin benim galbim
Sana malumdur her halım
Kaçma benden nazlı gülüm
Kaçma benden nazlı gülüm
Sen benimsin ben seninim
Sen benimsin ben seninim

Kalpten kalbe bir yol vardır
Gözünen görünmez sırdır
İkimizin kalbi birdir
İkimizin kalbi birdir
Sen benimsin ben seninim
Sen benimsin ben seninim/

Türkünün, bana göre en can alıcı kısmı geldiğinde gözlerimi diktim dikiz aynasına. Kaan'ın yeşilleri üzerimde, dili sussa da kalbiyle eşlik ediyormuş gibi bakıyordu. Allah'tan,  Kazım eniştem cilveleşmeye dalmıştı da bizi farkedecek durumda değildi. Yoksa yine her an SİZ ŞEY MİSİNİZ, suallerine başlayabilirdi. Aman aman, hafazanAllah.

Elindeki telefonu hafifçe kaldırıp, kendiminkine bakmamı işaret etti. Arka taraftakilere göz gezdirip, hepsinin kendi aleminde olduğunu görünce mesajı açtım.

Kimden: SARI KAFA'M
Kazım abi türküye çöreklendi ama gün gelecek, ben de özgürce senin gözlerine bakarak şarkılar söyleyeceğim ♥

Niye böyle şeyler yapıyorsun şimdi? Milletin içinde kendimi tutamayıp, ağzını yüzünü mıncırayım diye mi?

"Ay Kazım, içim şişti. Şöyle şen şakrak bir şarkı yok mu ayol?" Var, romantizm katili kötü gelin Ferhunde. Açalım da babaannemle karşılıklı göbek atın. Siz zaten, Neşet Baba'nın türkülerini dinlemeyi haketmiyorsunuz! Kazım eniştem, radyodan frekansı ayarlayınca Ankara havaları çalmaya başladı. Arkadaki minik boşlukta, İhsan Mert ve Muhittin Berk karşılıklı oynamaya başladılar. Hepimiz, gülerek onlara alkış tutuyorduk.

Oldukça eğlenceli bir yolculuğun ardından, her sene cümbür cemaat gittiğimiz ormana pikniğe gelmiştik. Babam, Mehmet amcam ve Kaan'ın ailesi babamın arabasıyla gelmişti. Fulya'ya minibüse binmesi için ısrar etsek de, orada sıkış sıkış oturmayı tercih etti haspam. O toton büzüşmüştür inşallah arkada, kendini beğenmiş uyuz görümce. Neyse ki yarın gidiyor da kurtuluyorum.

Mehmet amcam ve babamın yer keşfine çıkmasını fırsat bilip, Seda ile kenarda voleybol oynamaya başladık. Seda'ya attığım topa Sedat salağı müdahale ettiğinde, kavga çıkarmaya hazırlanıyordum ki bana gelen topu da Kaan karşılamıştı. Sinirle arkamı döndüm ve Sedat'ı işaret ettim.  "Kaan ya, hadi bu daha olgunlaşamadı. Sen ne diye ona uyup bozuyorsun oyunumuzu?"

"19 yaşındayım kızım. Daha ne kadar olgunlaşacağım?" Ay kıçımın kenarı, ne kadar da büyükmüşsün sen öyle? Bana aldırış etmeden, topu birbirlerine atmaya devam ediyorlardı. Boyunuz uzun diye, bu yaptığınız reva mı acaba fasulye sırıkları? Sedat'ın attığı topu tutmak için hamle yaptığımda, Kaan'ın üstüne adeta abandım ama yine o tuttu. Topu almak için zıpladım. "Ya versene şu topu!" Kaan, gülerek topu iyice havaya kaldırdı.

AİLE APARTMANIWhere stories live. Discover now