46.

56.8K 3.5K 719
                                    

Sabahın köründe bölüm yükleyecek kadar seviyorum bu hayatı hdjdksk iyi okumalaaar ♥

"Düştüm mapus damlarınağ, öğüt veren bol oluuur. Toplasam o öğütleriii,  burdan bizim apartmana yol oluğr. Anam, babam, ninem ve Sedat dar günümde el olur.
Namus belasına gardaş, döktüğümüz kan biziğğmm"

İçine düştüğüm nezarethanenin, hemen karşısındaki masada oturan polis memuru içine derin bir nefes çekti. "Bir sus artık be kızım! Geldiğinden beri iki dakika susmadın." Ne var, şurada yanık sesimle iki şarkı söylesem sanki? Bu da mı suç? Gerçi, Ahmet'i dövmek niye suç onu da anlamadım şimdi? Hele Cemre salağı, insan bile değil. Oturduğum yerden kalkıp, demir parmaklıkları sımsıkı tutarak salladım. "Siz de, çıkarın o zaman beri buradan. Benim tek suçum adaleti sağlamak."

"Herkes kendi adaletini sağlarsa, ne olur bu ülkenin hâli hiç düşündün mü?" Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Ülke sanki çok normal de, düzeni bozan tek kişi benim komiserim." Arkamı dönüp, elimle nezarethanenin içini işaret ettim. "Görünüşe bakılırsa öyle galiba, burada niye benden başka kimse yok anasını satayım? Arka Sokaklar'da hiç böyle boş olmuyordu. Onlar, olay yerine hep yakın olduğu için mi acaba?"

"Devlet dairesindesin, laflarına dikkat et. Ayrıca burada dizi çekmiyoruz." Sanki anana sövdüm. Ne kızıyorsun? "Pardon komiserim." Oturduğu sandalyeyi döndürüp iyice kuruldu. "Ben, senin ifadeni okumadım daha. Niye dövdün bakayım o kızı?" Sakalını kaşıdıktan sonra güldü. "Hadi kızı geçtim de, sen bu çelimsiz halinle o adamı nasıl haklayıp küçük düşürdün?" Cüssemiz küçük, karakterimiz değil çok şükür.

"Şimdi komiserim, bu iki salak yüzünden ben sevdiğim adama kavuşamayacaktım az daha. Benim damarıma bastılar, ben de bir güzel kaşıdım ikisini. Siz olsanız ne yapardınız?" Ellerini ensesine götürüp gerindi. Yorgan atsaydın şuraya, çekinmeseydin. "Bir polis olarak, bunu söylemem ne kadar etik bilmem ama sanırım ben de kaşırdım."

"Ya hu, o zaman bırakın beni. Ne işim var benim burada?" Küçük bir kahkaha attı. "Ben yapardım dedim, devletin kanunları öyle demiyor. Yapmamalıydın yani." Oturduğum yere geri dönüp, hızlıca oturdum. "Yaptıklarımdan pişman değilim, aklım hâlâ yapamadıklarımda."

Biraz sonra içeri, simsiyah takım elbiseli bir adam ve onu içeri sürükleyen polis memuru girdi. Adamı yandaki nezarethaneye tıktıktan sonra, diğer polise bilgi verip gitti. Adama kaçamak bir bakış attım. Dizilerdeki mafyalara benziyordu, bu yüzden korkuyla köşeye sinip büzüştüm. "Allah kurtarsın bacım. Hayırdır, sen niye düştün buraya?" Yine korkuyla bakışlarımı adama çevirdim.

"Beni buraya getiren bir hikaye var. Anlatabilir miyim?" Başıyla onayladı beni. "Bu bir hikaye. Şimdi şöyle, yaşanmış bir hikaye." Çatık kaşlarıyla yüzüme baktı. "Ne diyon bacım?" Hakikaten ne diyorum ben? Bahar Candan, defol git içimden. "Pardon abi. Şey, ben adam darp etmekten düştüm." Sağ elimi kaldırıp savurdum. "Adam dediysem, sıfat olsun diye yani." O ürkütücü sesiyle, küçük bir kahkaha attı. "Sen, bu cüsseyle nasıl becerdin kız onu? Helal olsun!"

"Eyvallah abi." Ayağa kalkıp, aramızdaki parmaklıklara dokundu. Yaklaşmasana be adam, korkuyorum zaten.  "Gözüm tuttu seni. Anlat bakayım ne oldu da dövdün, buraya düşecek kadar ne olmuş olabilir?" Derin bir nefes aldım. "Şimdi güzel abim, ben Ahmet diye bir salağı seviyordum. Onun, Allah belasını versin! Şerefsiz, angut!"

"Şşş, devlet dairesindesin diyorum! Laftan anla biraz." İkazı üzerine polise kaçamak bir bakış atıp, anlatmaya devam ettim. "Neyse, ben babaannemin impartorluğu olan aile apartmanında yaşıyorum. Gerçi artık onun değil, ona darbe yapıp ben geçtim başa. Bugünden itibaren yani." Parmaklıkların ardından elini sallayıp güldü. "Hay Allah iyiliğini versin kız, sende o potansiyel var yalnız. Ee, devam et."

AİLE APARTMANIOnde histórias criam vida. Descubra agora