28.

60.6K 3.8K 295
                                    

Elif ile beraber bizim eve yaklaşırken, heyecanla kolumu dürtükledi. "Seninki balkonda, seninki balkonda!" Tamam da, bir kere söyleyince ben anlamıyor muyum yani? "Oha, sana bakıyor kızım!" Elif'in yanına biraz sokulup, ağzımın içinde mırıldandım. "Elif sus, rezil edeceksin beni ya!"

"Ay gülümsedi. Vallahi sana bakıp gülümsedi." Allah'ım, şimdi düşüp bayılacağım!  "Susacak mısın, yoksa pekmezini mi akıtayım?" Yavaşça koluma girdi. "Kaldır başını da iki cilve yap şu çocuğa salak! Sonra yok efendim beni arkadaş olarak görüyor." Omzuma vurup itti. "Ben olsam, asker arkadaşım olarak görürdüm seni. Bu zavallı da gülümsüyor saf saf."

Ona aldırış etmeden bahçenin kapısını açtığımda, babaannemin kaşları her zamankinin iki katı kadar çatıldı. "Mesmursuz birdi, iki oldu." Hoşbuldum, çok hoşbuldum yav babaannem... "Müberra teyze beni yine çok özlemiş anlaşılan." Elif gülerek saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken, babaannem yüzünü buruşturdu. "Tabi tabii, burnumda tüttün!"

Sedat, Elif'i görünce sandalyesinden kalkıp sırıttı. "Hoşgeldin Elifciğim. Gel otur şöyle." Elif, Sedat'ın saçlarını karıştırdı. "Ah canım benim, teşekkür ederim." Babaannem, dayanamayıp araya girdi. "O senin ablan, ablan!" Ben, gülmemek için dudaklarımı dişlerken, Sedat sinirle söylendi. "Abartma babaanne, alt tarafı 3 yaş büyük."  Sedat yürümüyor, uçuyor a dostlar!

Babaannem, başını kaldırıp bana baktı ve eğilmem için eliyle işaret yaptı. Korku ve endişe karışımı bir hisle söylediğini yapıp eğildim. Allah bilir yine ne isteyecekti. "Kaan'ın yanına git hemen. Boş bırakma çocuğu." Ben, yüzüne boş boş bakarken başıyla apartmanı işaret etti. "Yürü kız, zilli."

Ben zaten Kaan'ın yanına gidecektim de, bu kadın benim ayarlarımla oynuyor. Kapısının önüne gelince, kendime bir çeki düzen verdim. Zile basmama kalmadan kapıyı açtığında, endişeli yüzüne baktım merakla. "Minel, seni bana-" Allah'ın bildiğini kuldan saklamaya gerek yok diye, araya girip gerçeği söyledim. "Babaannem gönderdi."

Başını uzatıp etrafı kolaçan ettikten sonra, kolumdan tutup içeri çekti. Tövbe bismillah, ne oluyor? "Lan dur, n'apıyon manyak?" Dudaklarını dişledi telaşla. "Ocağına düştüm Minel." Ne olduğunu oldukça merak etmiştim. "Onu anladım da, bari ayakkabılarımı çıkarsaydım."

"Bırak şimdi ayakkabıyı falan." Çekingen bir tavırla gözlerime baktı. "Erhan yurttan atılmış. Tutturdu sende kalacağım diye. Olmaz diyorum, anlamıyor." What dedin gülüm? "Müberra teyzeye söylemeye çekiniyorum, vallahi kapının önüne koyar beni. Kontrat imzalarken dedi ki bana, peşine birilerini takıp gelmek yok ev arkadaşı diye. Kıçına güveniyorsan, öyle tut evi."

Alt dudağımı ısırıp başımı iki yana salladım. "Sen bitmişsin sarı kafa. Toprak atam mı üstüne?" Küçük Emrah moduna girip başını eğdi. "Bana yardım etmen gerekiyor." Bakma şöyle, mıncırasım geldi. "Tamam da ben ne yapabilirim? Ara, gelmesin." Kaan'ın cevap vermesine kalmadan, telefonum çaldı. Elif arıyordu.

"Neredesin kız? Eve çıktım yoksun." Ben, bende değilim onu biliyorum başka da bir şey bilmiyorum. "Kaan'ın yanındayım. Gelirim birazdan." Telefonu kapattıktan sonra, Kaan hınzır bir gülüş attı. "Elif burada mı? Lütfen burada de!" Başımı iki yana salladım. "Burada da, sen hayırdır?"

"Bak şimdi planı anlatıyorum." Şaşkınlıkla gözlerimi belerttim. "Sana yardım edeceğimi söylemedim ki." Omuzlarımı tutup beni kendine yaklaştırdı ve sırıttı. "Rol icabı da olsa sevgilim olduğunu unuttun sanırım?" Merakla tısladım. "Ne alaka?"

"Erhan, beni sevgilimin aile apartmanında yaşıyorum sanıyor. Oldu da babaannenle yüz yüze geldi, ne olacak?" Elif'in okulda söyledikleri beynimde yankılanmaya başladı. Sahiden, bu çocuk neden Erhan'a gerçekleri söylemiyordu ki? "Sen, niye Erhan'a gerçekleri söylemiyorsun sarı kafa? Senin en yakın arkadaşın değil mi?"

AİLE APARTMANIWhere stories live. Discover now