66.

28.9K 2.2K 740
                                    

Apartmanda oluşan hunharca kalabalıkla başa çıkabilmek için, akşam yemeğini kadınlar ve erkekler ayrı yemek zorunda kalmıştık. Video görüntüsünü bulduktan sonra, Kaan'a akşam Ekin'i de alıp gelmesini söylemiştim ama Erhan ve Esat'ta peşlerinden gelmişti. O gün herkes olaya şahit olduğu için de, bütün aile üyeleri bizim evde toplanmıştı haliyle. Aile meselesinin bu kadar yayılıp, Fulya'nın da bu kadar kişiye rezil olmasını istemezdim ama olaylar benden bağımsız gelişmişti bir kere. Bundan sonrası Allahu Teala'ya emanetti artık.

Salonda oturan erkeklere çay ikramı yapması için Sedat'ı çağırdım ama o, her zamanki gibi iş görünce ortadan toz oldu. Bu çocuk dünyada iş olduğunu bilse kafasını geri sokup doğmazdı kesin. Bu arada Ferhunde yengem de gelmiş, olanları öğrenince Fulya'ya sayacağı lafları hazır ediyordu. Çay tepsisini alıp yer olmadığı için kapı kenarında ki sandalyede oturan Kaan'a seslendim. "Aşkım." Başını çevirip bana baktıktan sonra, elimdeki tepsiyi görünce gülümseyerek hemen ayağa fırladı. Elimdeki tepsiyi alırken, merakla sordum. "Ne zaman gelecek babangil?" Bilmem anlamında dudağını büzdü. "Bilmem ki, gelirler herhalde birazdan."

Ekrandaki görüntüleri Fatih dedeye anlatıp, ne yapmam gerektiği konusunda fikrini almak istemiştim. Büyüklerin fikri önemli, sonuçta görmüş geçirmiş adamdı. O da bana fikir sunmak yerine, Hilmi amcayı arayıp "Sana akşama kadar mühlet. Bu akşam karınla kızını da alıp Özkaya Apartmanı'nda olmazsan eğer, Muğla'ya gelip, ağzına ..." deyip kapatmıştı. Şimdi de maaile onları bekliyorduk. "Aşkım, bu ailevi bir mesele ve kız kardeşinin de bu kadar insanın önünde küçük düşmesini istemezsin belki. Herkes dağıldıktan sonra halledelim istersen." Başını iki yana salladı hiddetle. "Hayır Minel. O, bu kadar insanın içinde gencecik bir çocuğa iftira atarken utanmadıysa başına gelecek her şeyi hak ediyor demektir."

Bir şey söylememe fırsat vermeden içeri geçip çayları ikram etmeye başladı. Mutfağa gireceğim sırada zil çalınca, elimi heyecanla kalbime götürdüm. "Allah'ım bismillah, başlıyoruz." Mutfakta oturan Ferhunde yengeme bakıp, çekingen bir tavırla söylendim. "Bu gece herkes sinirlerine hakim oluyor, tamam mı canım ailem? Bu işin sonunda benim geleceğim var. Allah kitap aşkına laflarınızı tartıp biçip konuşun, sarı kafamı da üzmeyin." Babaannem ve annem onaylar şekilde başlarını salladılar ama Ferhunde yengem konusunda emin değildim. Zil birkaç kez daha üst üste basılınca, koşar adımlarla kapıyı açtım. Kazım eniştemin elindeki büyük pakete baktım şaşkınlıkla. "Sürprizzz! Bu sefer pasta almadım."

Yüzündeki kocaman sırıtışla, paketi kucağıma bıraktı. Ağlamaklı ses tonumla, içeri giren Kazım enişteme baktım. "Sen ne ara evden çıktın enişte?" Elini savurup mutfağı işaret etti. "Hadi hadi, çabuk servis edin de çayın yanında yiyelim." Mutfağa girip, içinde ne olduğunu bilmediğim kutuyu açtım. İçinde sayamayacağım kadar çok ekler vardı. "Elif, şuradan tabak versene." Elif gösterdiğim dolaptan tabakları çıkarırken, Ferhunde yengem merakla  başını kutuya uzattı. "Bunlar nereden çıktı?"

"Kazım eniştem almış yenge." Sinirle homurdandı. "Kazım'ın da işi gücü boğazı. Benim oğlum yokluğumda iftiraya uğramış, beyimizin derdi pasta." Meral halam, gözlerini belerterek araya girdi. "Kocam kanıtlar ortaya çıktı diye kutlama yapmak istemiş kendince, ne var? Yediğimizde gözün mü var yenge?" Elif'e kaş göz işaretiyle kapıyı gösterdim. "Şu tepsiyi al da şuradan topuklayalım hemen." İkimiz de elimize birer tepsi aldıktan sonra, erkeklerin oturduğu odaya girdik. Kadınların çoğu mutfakta olduğu için, babaannem de baş köşeye kurulmuştu bile. Tatlıları ikram ederken, Kazım eniştem gururla söylendi. "Tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye tatlı aldım."

"Aman ne kadar şaşırdık bilemezsin." Fuat eniştem gözlerini devirirken, Kazım eniştem tepsiyle tuttuğum tabaklardan birini hışımla asıldı. "Bir kere de sen yapsan, ben şaşırırdım mesela." Erhan dudaklarını O şeklinde açmış, birazdan ortalık kızıştırmaya başlayacak gibi görünüyordu. "Erhan, sakın ortalığı kızıştırayım deme!" Elini ağzına kapatıp hafifçe bize doğru eğildi. Gençler bir kenarda toplandığı için diğerleri saf dışı kalmıştı. "Yenge ben eniştelere değil, sizin ihtiyarlara bakıyordum." Esat, anlam vermek ister gibi kaşlarını çattı. "Lan, dedenin nineye bakışlarına bakın salaklar! Ship ship ship!"

AİLE APARTMANIDove le storie prendono vita. Scoprilo ora