20.

65.3K 4K 390
                                    

Okunma sayısı her geçen gün artıyor ve belirli bir kitle oluşmaya başladığı için o kadar mutluyum ki :) Hepinize teşekkürler ve iyi okumalar ♥ Pamuk elleriniz yıldıza ve yoruma :))

Elimdeki oklavayı kenara bıraktıktan sonra,  açtığım baklava hamurunun yırtılan yerlerinden birine gözümü dayayıp babaanneme baktım. Her yeri delik deşik olan muhteşem yufkama şeytan görmüş gibi bakan babaannem, homurdanmaya başladı. "Bir kere de düzgün aç kız şunu mesmursuz, kaç yaşına geldin hâlâ belleyemedin gitti!"

"Ben sana dedim, köşedeki pastaneden mis gibi soğuk baklava alalım dedim." Hiddetle daha da çatılan kaşları yetmezmiş gibi, bir de işaret parmağını salladı. "Soğuk baklava da neymiş, eski köye yeni adet getirme!"

"Öyle deme ama babaanne. Geçen gün babam almış, nefisti." Anlatırken bile, ağzımın suyu akmaya başlamıştı. "Ah ah, benim kafasız oğlum. Paraları böyle çar çur etsin bakalım." Yedik işte be kadın, niye çar çur olsun?

"Hadi hadi, kuruttun yufkayı iyice beceriksiz!" Yufkayı borcama yerleştirip, elime yeni bir beze aldım. Özene bezene açmaya başladığım hamurun kenarını yırtıp ağzına atan Muhittin Berk'e, baktım şoke olmuş gözlerle. "N'apıyon lan, manyak velet!" Babaannem, Muhittin Berk'i kucağına alıp öptükten sonra güldü. "Aman, sanki o yırtmasa pek güzel açıyordun da..."

"En azından uğraşıyorum, değil mi babaanne?" Omuz silkti umursamaz bir tavırla. "Boşa uğraşıyorsun." Cevap vermeme kalmadan Muhittin Berk'in gözüme attığı un, artık sabrımı taşıran son damla oldu. Elimi gözüme kapayıp sinirle ayağa kalktım. "Ben zaten ne yapsam yaranamam sana. Bundan sonra hiçbir şey yapmayacağım, en azından boşa kürek çekmemiş olurum."

Kapıyı çarpıp babaannemin evinden çıktım ve tek gözümle terliklerimi aramaya başladım. "Terliklerimi hangi faydasız sakladıysa versin, vallahi döverim!" Merdivenlerden bana doğru gelen Kaan'a baktım. "Terliklerimi gördün mü sarı kafa?"

"Gördüm. Senden bıkmışlar, nedir bu çektiğimiz deyip kendilerini Galata'dan atmaya gittiler." Gözümdeki unları silkeleyip elimin tersiyle sildim. "Gebersinler o zaman anasını satayım!" Gözlerimi devirdikten sonra başımdaki yazmayı düzelttim. "Sedat, ver lan terliklerimi! Senin sakladığını biliyorum."  Babaannem hiddetle kapıyı açtı. "Hem başladığın işi bitirmiyorsun, hem de kapımın önünde ne bağırıp duruyorsun zır deli!"

"Bu apartmanda herkes çok akıllı ya, en zırı benim zaten." Gözlerini kısıp tehditvari bir sesle homurdandı. "Yarışma kız benimle, zilli!" Apartman boşluğundan annemin sesi geldi. "Minel, İhsan Mert hiç durmuyor kızım. İşin bittiyse çocukları biraz parka götürüver."

Kollarımı önümde birleştirip duvara yaslandım. "Bence, biz bu apartmandan toplu olarak Bakırköy'e taşınalım. Park falan kesmez annem ya."

"Akşam babana en sevdiğin bitter çikolatadan ısmarlayacağım, hadi benim güzel kızım." Bitter çikolatanın, daha adı geçince bile gözümün önünde dönmeye başladı. "Üç tane isterim."

"Tamam, üç tane." Mutlulukla babaanneme baktım. "Terlik versene bana kız, en ortopediğinden." Babaannem, yüzünü buruşturup ayakkabılığı açtı. "Sanırsın 5 yaşında, mesmursuz!" Önüme koyduğu terliği giyip yanaklarını öptüm. "En çok beni seviyorsun, biliyorum." Beni tınlamadan Kaan'a döndü.

"Kaan evladım, işin yoksa sen de bunlarla git. Bu deli şimdi kaybeder çocukları." Keşke ben kaybolsam da kurtulsan be kadın. "Olur Müberra teyzem. Şu elimdekileri eve bırakıp geliyorum hemen." Onların muhabbetine aldırış etmeden bağırmaya başladım. "Parka gidecek olanlar 5 saniye içinde burada olsun. Bu müessese kimseyi daha fazla bekleyemez."

AİLE APARTMANIWhere stories live. Discover now