AİLE APARTMANI

77.

Bu bölümü Armyama_fakirinden 'e ithaf ediyorum. Hepinize iyi okumalaaar ❤️

Gördüğüm rüyanın etkisiyle kan ter içinde uyanıp, baş ucumdaki suyu tepeme diktim. Saçlarımı geri itip saate baktığımda, gecenin 2'sini çoktan geçmişti. Yanımda yüz üstü uzanmış, yanağı yastığın üzerinde toplanan Kaan'ı dürttüm. "Kaan, uyan!" Tepkisiz uyumaya devam ederken,  bu defa daha sert dürttüm. "Kaan, uyan çabuk! Çok önemli!" İrkilerek gözlerini açıp etrafına şaşkın bakışlar attıktan sonra bakışları beni buldu. "Hı, ne oldu? Geldik mi?" He geldik, hadi in... "Aşkım, ben bir rüya gördüm. Çok gerçekçiydi."

"Güzelim sabah anlatsaydın ya. Vallahi çok uykum var." Sinirle kaşlarımı çattım. "Sabahı falan bekleyemem. Muzaffer dedem rüyama girdi. Karşımda şapur şupur yeşil erik yiyordu ve benim canım şu an aşırı derecede yeşil erik çekiyor!" Dirseklerinin üzerine gelip yavaşça doğruldu. "Rahmetli, dedem babaannenle 2 güne evleniyor diye intikamını benden mi almak istiyor anlamadım ki?" Ellerini havaya açıp söylendi. "Dedeciğim, vallahi benim bir suçum günahım yok ya." Kolunu tutup çekiştirdim. "Yeşil erik istiyorum!"

"Canımın içi ben bu saatte, üstelik de bu mevsimde yeşil eriği nereden bulayım? Ha kurban olduğum, sen söyle?" Ağlamaklı surat ifademle omuz silktim. "Bana ne, bul işte. Hem ben istemiyorum ki. Fasulyelerimiz istiyor." Elini karnıma koyup derin bir iç çekti. "Babacığım, siz niye böyle yapıyorsunuz? Bana gareziniz mi var? İki haftadır anamı ağlattınız ama aşk olsun size." Evet, iki haftadır olmadık şeyler aşermekten bir hal olmuştum ama bu, şu an canımın yeşil erik istediği gerçeğini değiştirmiyordu. "Bulacaksın değil mi kocacığım?" Üzerime eğilip dudaklarıma uzandı. "Sen böyle konuşarak bana istediğin her şeyi yaptırabileceğinden habersiz misin, yoksa numara mı çekiyorsun?"

"Aa öyle miymiş? İyi oldu bunu öğrendiğim." Gülerek gözlerime baktı. "Kendi topuğuna sıkmada benim gibi ol. Fatih Kaan Rumi~" Yataktan kalkıp üzerindeki tişörtü sıyırırken, ben gülmekle meşguldüm. Dolaptan bir kazak çıkarıp üzerine geçirdikten sonra saçlarını eliyle düzeltti. "Bindim bir alamete, gidiyorum kıyamete." Kendi kendine söylenirken bana el salladı. "Görüşürüz güzelim." Kapıdan çıktığında arkasından seslendim. "Pantolonunu değiştirmeyecek misin? Şort üzeri kazak da fena olmadı ama yine de sen bilirsin." Geri dönüp şapşal bir şekilde güldü. "Bunlar hep uykusuzluktan."

Pantolonunu da giyip odadan çıktıktan kısa süre sonra kapının kapanma sesi duyuldu. O gelene kadar biraz uyumak istesem de, uykum olmasına rağmen bir türlü uyuyamıyordum. Telefonumu alıp Instagram'da gezinmeye başladım. Birkaç story izleyip çıktığımda, Ferhunde yengemin postu karşıma çıktı. Üzerinde ayet yazılı HAYIRLI CUMALAR mesajı paylaşmıştı. Tüm sülaleyi birbirine kattıktan sonra yengemin sıfat-ı eşgal, diye yorum yazmak istesem de kendime mani oldum. Dedim size, ben artık kendimi dizginleyebiliyorum. Atım çünkü ben.

Biraz daha aşağı indiğimde, nefisyemektarifleri sayfasının paylaştığı soğuk baklavayı görünce ağzımın suları akmaya başladı. Bu sayfayı takip etmek, Kaan'ın deyimiyle kendi topuğuna sıkmak demekti. Baklavanın fotoğrafını yakınlaştırıp dudaklarımı yaladım. Bu neydi şimdi gece gece? Derhal Instagram'dan çıkıp Sedat'ın numarasını tuşladım. "Bu saatte beni aradığına göre, kesin işin düştü kuzen. Söyle, dinliyorum." Vallahi aynen öyle oldu. "Aaa, hiç olur mu öyle şey canım kuzenim? Sadece yeğenlerinin canı soğuk baklava çekti de, pastanede var mı diye soracaktım."

"Pastanem kurban olsun onlara ya. Var, getiririm yarım saate." Dudağımı büzüp iç çektim. "Yarım saat çok değil mi sence de?" Gülerek cevap verdi. "İyi, babamın arabasıyla gidip geleyim. 10 dakikaya getiririm." Sedat dayııı, oley! "En sevdiğim kuzenim olduğunu söylemiş miydim Sedatcığım?" İşime gelince... "Her işin düştüğünde evet Minelciğim." Ciğerimi bilir, bu çocuk ya. Ben de onunkini bilirim. Az şerro değildir. Neyse, en azından süper bir dayı.