AİLE APARTMANI

63.

Bu sefer bölümü hızlı yetiştirdiğimi düşünüyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum. İyi okumalaaar ❤️

"Elif yaaa, bu makyajla bu elbise kel alaka oldu sanki?" Elif, kendisine üçüncü kez sildirip yaptırdığım makyajı tekrar beğenmediğimi duyunca gözlerini kapatıp derin bir soluk verdi. "Minel, sarı yeğenlerimin hatrına alttan alıyorum diye sabrımı fazla zorlamasan mı kanka?" Gözlerimi belertip ona yavru köpek bakışlarımı sunarken, başını yana eğip yüzüme baktı. "Ama ya Kaan beni böyle beğenmezse?" Beni kendi etrafımda döndürüp aynaya çevirdi. "Kız, adamın elinden gelse şu dakika nikahı basacak sen hâlâ beni beğenmezse diyorsun."

"Beğenir değil mi beni?" Elini çeneme götürüp bebek sever gibi sevdi. "Gözleri bile kamaşacak. Seni beğenmeyen ölsün kızım." Odamın kapısı açılınca, içeri annem girdi. "Kızım, hâlâ hazır değil misin? Birazdan gelecek insanlar." Elif'e kaçamak bir bakış atıp annemin kulağına  eğildim. "Anne, babamı iyice tembihledin değil mi? Bir aksilik falan çıkarırsa vallahi kendimi camdan atarım!" Başıma sertçe vurup söylendi. "Sus kız! Öyle bir şey yaparsan seni gebertirim!" Öyle bir şey yaparsam, gebermem sana kalır mı acaba reis?

"Mehtaapp! Şu lanet kravatı bağlayamıyorum. Şuna bir el at yoksa ben kesip atacağım bunu!" Annem, başını hayret bir şey anlamında salladı. "Bir de onca işimin gücümün arasında bu deliyle uğraşıyorum iyi mi?" Kıyamisu be anam. "Mehtap! Duydum seni! Hem bana zorla kravat taktırıyorsun, hem de ben deli oluyorum." Annem kapıdan çıkacağı sırada onu durdurup hızlı adımlarla babamın yanına gittim. "Dünya'nın en yakışıklı babasına, kravat ne de yakışırmış böyle? Aman da aman." Kravatı üçgen biçimine getirdikten sonra babamı öptüm. "Dünya'nın en güzel evladını birazdan sarı bir oğlana mı vereceğim ben şimdi?" Ben ağlayacağım galiba, babamın resmen gözleri doldu.

"Vereceksin yani değil mi? Bir sorun çıkarmak yok?" Dudaklarını birbirine bastırıp başını yana çevirdi. "Ben burada acılar içinde kıvranırken, senin derdine bak kızım ya." Bir yandan gülerken, kollarımı babamın boynuna sıkıca sardım. "Baba, alt tarafı karşı daireye gelin gideceğim. Bu kadar ajitasyona gerek var mı cidden?" Geri çekilip gözlerine baktım. "Tamam, Kaan'ın karısı olacağım ama senin kızın olmaya devam edeceğim yani. Ağlatma bak beni, makyajım akar." Elini yanağıma koyup okşadı. "Elimde değil ki be kızım. Sen daha dün minicik bir bebektin. Ne ara bu kadar büyüdün? İçime bir öküz oturdu vallahi."

Kapı çaldığında, heyecanla yerimde kıpırdandım. Ben daha kendimi hazır hissetmiyordum ki, niye bu kadar erken geldiler? İçimden, bu gece bir aksilik çıkmaması için dua ederek kapıyı açtım. Hayaller Kaan, hayatlar Sedat... Yalnız bu da takım elbiseyle jilet gibi olmuş he. "Vallahi kuzen, böyle bir geceyi kaçıramazdım. Ben de geldim." Elimle içeriyi işaret ettim. "Geç bakalım velet." Elimi saçlarına götürüp karıştırdım. "Lan ben bu saçı fönleyeceğim diye ne çektim, senin haberin var mı?"

"Onun yerine oturup besmele çekseydin. Yüzüne biraz nur gelirdi. Şu surat ifadeni bir düzelt be." Bunun aşk acısı da hiç çekilmiyordu. "Sen tabii birazdan sevdiğine kavuşmak için bir adım atacaksın. Sedat ölsün zaten." Oyy kıyamam ki. "Ya Sedat, seni şu durakta çektiğim kız fıstık gibiydi. Sen tekrar ona yürüsene, niye ayrıldınız ki siz?" Elini 'siktir et onu' der gibi savurdu. "İşsizim diye terketti beni. Neler kaçırdığından haberi yok daha onun. Ben bir ticarete atılayım da görsün herkes." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Sedat içeri babaannem ve halalarımın yanına geçerken, tekrar kapı çaldı. Bu defa Kaan ve ailesinin geldiğini bildiğim için üstüme başıma çeki düzen verip kapıyı açtım. "Ben geldiiimmm!" Gözlerimi kırpıştırarak Kazım eniştemin elindeki pastaya baktım. Elimle içeriyi işaret ettim gülümseyerek. "Buyur geç, pastalara fısıldayan adam." Kazım eniştem içeri geçerken, ben daha kapıyı kapatmadan Testere abim ve iki korumasını görünce artık şaşırma kotamı doldurdum. Allah'tan bugün kalabalık olmasını istemiyorum demiştim ya, demesem nasıl olurdu bilmiyorum. "Bacım, benim bir kardeşim yok. Seni kardeşim belledim. Bu geceyi de kaçırmak istemedim. Rahatsızlık vermiyorumdur inşallah?" Ay yok, bunlar benim makyajımı aktırmaya yemin etmiş gibiler.