Yarın vizelerim başlamıyormuşçasına bölüm yayımlayan, koca yürekli ben hdjdjkdk Bölüme geçmeden bana dua edin lütfen, sınavlarım güzel geçsiiin 🙏 Bu bölümü kontrol etmedim, yazım yanlışlarım varsa affola. İyi okumalaar ♥♥♥
"Bu soruyu da bize Minel arkadaşımız cevaplasın!" Hocanın adımı söylemesiyle, çenemdeki elimi çekip şaşkınlıkla belerttim gözlerimi. "Hı, ney?" Sınıfta en sinir olduğum kişilerden biri olan Eren, araya girdi. "Ney değil, zurna. Zoortt!"
"Komik misin sen?" Benden önce Eren'e cevap veren biricik yaverim Elif'e döndü tüm bakışlar. "Ben değil zaten, yanındaki komik canım. Okula geldiğinden beri ağzı açık ayran budalası gibi sırıtıyor." Elif, sol kaşını kaldırıp nefesini dışarı verdi. "İnsanların mutlu olması size komik geliyorsa, gidin tedavi olun."
"Canım ya, sen de keşke avukat olsaymışsın." Eren'in sevgisi Cemre, ağzının yırtılmasını istiyordu. Ona ders arasında istediğini veririz o halde. "Canına kaşanırım senin, gerizekalı!" Kendime hakim olamayıp söylediğim şey, hocanın sabrının son damlasını da taşırınca Elif ve beni dersten attı. Hayatımda ilk defa dersten atıldım, hayaat ağlamaklııı.
"Kız Minel, biz ne halt yedik?" Umursamazca omuz silktim. "Ne bileyim, ben kendi halimde takılıyordum öyle." Muzur bir sırıtışla koluna vurdum. "Sen ne güzel savundun beni öyle kız, be-be-yim benim ya!" İmalı bakışlarını üstümde hissedince, başımı iki yana salladım. "Ne bakıyorsun öyle?"
"Ben seni her daim savunurum orası ayrı da, hakikaten sen ne diye sırıtıp duruyordun öyle?" Huzurlu bir iç çektim. "Bilmiyorum. Bu aralar bi haller var üstümde. Hadi hayırlısı." Omuzlarımdan tutup sarstı beni. "Kız, yoksa tahmin ettiğim şey mi?" Tahmin ettiği şeyi çok iyi biliyordum. Konuyu değiştirmek için bir şey bulmam gerekiyordu.
"Kahve alalım. Canım kahve çekti benim." Elif'in imalı bakışları iyice delici bir hâl alırken, kendimi köşeye sıkışmış hissediyordum. "Fındıklı alalım. En güzeli o bence." Yavaş adımlarla merdivenleri inmeye başladım. "Minel, kaçışın yok. Biliyorsun değil mi kuzum?" Bilmez olur muyum hiç? Biliyorum.
Ben kafeteryada ki ablaya iki fındıklı kahve söylerken, Elif masalardan en kuytuda olanı seçmişti bile. Küçük tepsiyi elime alıp, küçük bir çocuk gibi dudaklarımı büzerek Elif'e doğru yürümeye başladım. "Bisküvi de mi alsam? Karnım acıktı sanki benim."
Elif sinirle kolumdan tutup yamacında duran sandalyeye zorla oturttu beni. "Minel, sabrımı zorlama da anlat artık. Senin ketumluğun bana sökmez be-be-yim." Kahvemden bir yudum aldıktan sonra dudaklarımı yaladım. "Ne anlatmam gerekiyor tam olarak?"
"Bu aralar sende bir haller olduğu malum. Şöyle kısaca bir olay özeti istiyorum öncelikle." Kaan'la son günlerde yaşadığımız şeyleri kısaca anlattım. Bir de sabah bana 'iyi ki varsın' dediği kısma sıra gelince gülüşüm iyice büyüdü. "Bilmiyorum Elif, bana o kadar iyi geliyor ki... Beni dinliyor, beni anlıyor, gerektiğinde savunuyor, bana değer veriyor."
Derin bir nefes aldım. "Onun yanındayken, kendimi hiç olmadığım kadar mutlu ve huzurlu hissediyorum." Elif, anlattıklarımı masal anlatıyormuşum gibi dinleyip sırıtıyordu. "Bir hareket yapıyor ayaklarım yerden kesiliyor. Bir söz söylüyor, kendimi prenses gibi hissediyorum."
"Kızım siz abayı yakmışsınız." Omzuma vurup kıkırdadı. "Sarı yeğenlerim is loading anam." Kahvemin son yudumunu içtikten sonra kağıt bardağı avuçladım. "Bunun adı ne bilmiyorum. Daha önce hiç böyle şeyler hissetmedim ki."
"Daha önce, o Ahmet salağını uzaktan izleyip izleyip kendine acı çektirdin tabii. Nereden bileceksin gerçek aşkın ne olduğunu?" Haklıydı. Zaten ona aşk demek, şimdi ki hissettiklerime haksızlık olurdu. "Minel, evden kaçtığınız kısmı bir daha anlatsana kız. Okey romantizmine biraz daha güleyim."
"Ne romatizmi kızım? Okey oynarken, kasap Mahmut abiye bağlıyorum ben. Çocuk tiksinmiştir benden." Gözlerini kısıp ya he he bakışı attı. "Benim aklıma ne takıldı biliyor musun?" Başımı iki yana salladım merakla. "Ne takıldı?" Elini çenesine götürüp biraz düşündü. "Bu Erhan, sana ilk tanıştığınız gün Kaan'ın en yakın arkadaşıyım dedi değil mi?" Sorusunu başımla onayladım. Bir yandan da nereye varacağını merakla bekliyordum.
"Şimdi, sen bana her şeyi anlatıyorsun çünkü ben senin en yakın arkadaşınım. Ama Erhan seni gerçekten Kaan'ın sevgilisi zannediyor. Madem en yakın arkadaşı, neden gerçeği anlatmadı ki ona?" Dedektif olsaymışsın. "Ne bileyim ben? Garibim yenge aşağı, yenge yukarı takılıyor yazık."
Bu soru ciddi anlamda kafama takılmıştı ama cevabını nasıl öğreneceğimi bilmiyordum. Pat diye sorsam da olmaz ki... "Minel, Erhan yakışıklı mı?" Bu soru kafama takılandan daha çok dikkatimi çekmeyi başarmıştı. "Yani, gideri var." Başımı imalı bir şekilde sallayıp sırıttım. "Sen hayırdır şekerim?" Umursamazca omzunu silkti. "Hiiç. Öylesine. Sadece merak."
"Hadi hadiii! Yeme şimdi beni." Kaşlarımı aşağı yukarı hızlıca hareket ettirerek bir ritim tutturdum. "Instagram hesabını vereyim stalk yap. Fazla merak ciğere zarar sonuçta." Sinirle omzuma vurdu. "Allah senin diline düşürmesin be! Aman, bir daha bir şey sorarsam iki olsun."
"Kızma papatyam." Muzurca sırıtıp elimi omzuna koydum. "Şöyle bir düşündüm de, Erhan'dan bana iyi enişte olur." Omzundaki elimi tutup indirdi ve sol kaşını kaldırdı. "Sen şimdi bırak çöpçatanlığı da, önce Kaan'ı bana enişte yap salak!"
"İyi de... Bence o beni arkadaş olarak görüyor. Öyle didişmeyi falan seviyor, o kadar." Elindeki kahvenin son yudumunu tepesine dikti ve gözlerime baktı. "Nah."
Şaşkınlıkla gözlerimi belerttim. "Bakma şöyle saf saf! Sen, sırf senin için yaptım dedin diye alerjisine rağmen bir tabak tarçınlı kurabiye yemiş. Ben adamı bakışından anlarım kızım. Olur bu iş, olur." Merakla sıraladım sorularımı. "Nasıl olacak? Onun bana hangi gözle baktığını nasıl anlayacağım?""Şimdi ilk otobüsle eve gidiyorsun. Kaan'a şöyle güzel bir çorba yapıyorsun." Ben büyük bir merakla söylediklerini dinlerken, işaret parmağını masaya vurdu. "En önemli nokta şu: Çorbayı kendi ellerinle içireceksin." Başımla onayladım. "Ee sonra?"
"ve gözlerinin içine bakıp diyeceksin ki: Hastaysan iç çorba, aşıksan söyle bana, beni arkadaşın olarak görüyorsan şu kaşığı indiririm kafana!"
Parmaklarını şıklatıp ayağa kalktı. "Hatta ben de seninle geliyorum."
Elif, napıyon Eliif shdfhsjsksk
Nasıl buldunuz bölümü?
Minel yavaş yavaş duygularını açığa vurmaya başladı sanki, darısı sarı çocuğumuza ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AİLE APARTMANI
HumorHer şey; aslında bütün aile fertlerinin yapmak isteyip de yapamadığı, ailenin küçük oğlu Murat ve eşi Nalan'ın isyanıyla aile apartmanını terkedip, onların boşalttığı daireye yeni bir kiracının gelmesiyle başladı. Minel ve Kaan'ın sıcacık hikayesini...