12.

70.1K 4K 757
                                    

Özel bir pazarlama şirketinin yurtdışı departmanında çalıştığı için sık sık yurtdışına çıkan Mehmet amcam, yaklaşık 1 aydır bulunduğu Gürcistan'dan bu akşam üzeri döndü. Son derece gürültülü geçen bir akşam yemeğinin ardından, apartman ikiye ayrıldı.

GS-BJK futbol maçını izleyen eniştelerim ve babam Müjgan halamın evine, geri kalan üyeler de Mehmet amcamın evine toplandık. Televizyonda öylesine açılmış bir siyaset programı, tv'nin biraz uzağında bu gürültüye rağmen huşu içinde namazını kılan babaannem, tv ünitesinin tam karşısındaki tekli koltuklarda karşılıklı oturan Mehmet amcam ile Kaan ve son olarak da; üçlü koltukta sweatshirtümün kapüşonunu kafama geçirip iplerini gırtlağıma kadar sıkıp, hayatla bağlantımı kesen ben, aynı odanın içinde bir ahenk oluşturuyorduk.

Ergen Seda ise, Muhittin Berk ve İhsan Mert'i odasına götürüp muhtemelen saçma tiktok videolarına alet ediyordu. Yoksa Muhittin Berk'in şimdiye kadar çoktan kaçması gerekiyordu.
Amcam, Kaan'a kaçamak bir bakış atıp geldiğinden beri ağzında tuttuğu baklayı sonunda çıkardı.

"Ya hu ben hâlâ bu apartmana bir kiracı gelmesine, hatta üstüne üstlük genç ve bekar bir beyefendi olmasına alışamadım. Gerçi Ferhunde telefonda bahsetti ama görünce de bir tuhaf oldum doğrusu." Kaan, gülümseyerek amcama baktı. "Nasip kısmet bu işler efendim. Ev benim nasibimmiş demek ki." Bezgin bir bakışla telefonuma gelen mesajı açtım. Yine ve yine Elif'tendi. İkindin üzeri bizim evden çıktığından beri mesaj atıyordu gerizekalı.

"Minel, senin bana o görüldü atan gözlerini oyarım kızım!"

"Bak sana söylüyorum; çocuk hem çok yakışıklı, hem efendi, hem komik, hem düşünceli, hem de üstüne üstlük doktor! Sen Ahmet de Ahmet diye sayıkla dur hâlâ beyinsiz!"

Mesajlarını yine görmezden gelip amcamların muhabbetine kulak kesildim. "Demek aslen Rizelisin ha delikanlı? Pek severim oraları, çok güzel memlekettir." Zaten bildiğim bir konu olduğu için pek dikkatimi çekmese de, dinlemekten başka çarem yoktu. "Evet çok güzeldir, eskiden yaz tatillerinde giderdik ama birkaç yıldır gitmiyoruz." Amcam, anlayışla başını sallayıp bir soru daha sordu. "Peki ailen? Onlar hangi şehirde?"

"Babam Almanya'dan emekli olduktan sonra Köyceğizden bir arazi aldı. Orada küçük bir ev var, bir de organik tarımla falan uğraşıyorlar işte." Allah'ım bana da aynısından, amin.

Yanındaki kızla fotoğrafını çektiğim ve fotoğrafı babaanneme göstermemem için kölem olmayı kabul eden Sedat, içeri girdi. "Offf, bulaşıklar bitti ama ben de bittim." Canım ailemin bana kitleyeceği orduluk bulaşığı, Sedat'a kitlemenin haklı mutluluğunu yaşıyorum. Amcam, bıyığının altından gülerek Sedat'a baktı. "Oğlum, görüşmeyeli bir işe yarar olmuşsun." Sedat bozulup homurdanırken, ben keyifle olanları izliyordum. Telefonuma gelen mesajı açtım yine umursamaz bir tavırla.

"Alo Minel! Dünya'dan Minel'e!"

"Kız senin beyin hücreleri terliği yiyince cidden öldü herhalde? "

Telefonun ekranını kilitleyip yerimde dikleştim ve tam oturmak üzere olan Sedat'a baktım. Elimi omzuma attıktan sonra sırıttım. "Sedat, omuzlarıma bir ağırlık çöktü birden. Sana zahmet bir masaj yapıver." Sedat bezgin bir şekilde itiraz etmeden yanıma gelirken, namazını bitirip selam veren babaannem araya girdi. "Kız mesmursuz, sen bu çocuğu kendine köle belledin iyice. Hayırdır, bilmediğimiz bir şey mi var?"

Kafama attığı terlikten sonra onunla konuşmayı kestiğim için, cevap vermeden Sedat'a baktım. Kaş göz işaretiyle omuzlarımı işaret ettiğimde, itirazsız masaj yapmaya başladı. Odadaki bütün gözler benim üstümdeydi ama bu benim umurumda mı sizce?

AİLE APARTMANIWhere stories live. Discover now