2.

102K 5K 278
                                    

Ona hayatını kurtaracak bir tavsiye verdiğim halde beni dinlemeyen Kaan'ın arkasından, Bihter'in aptallıklarından bıkan Firdevs Yöreoğlu bakışımı atarken babam, Kaan'ı tekrar eve aldı. Sevgili babaanneciğim ona indirim yapacağını da söylemişti üstelik, Kaan'ın bundan sonra ki hayatının kararmasına birkaç dakika kalmıştı sadece. "Kızım, ne dikiliyorsun orada?  Kapıyı çek de içeri gir." Babamın söylediğini yapıp kiralık dairenin kapısını kapatıp eve girdim. Babaannem ve Kaan Bey el sıkışıyorlardı. Kaan'ın bana attığı imalı bakış karşısında kaşlarımı kaldırdım. 22 yıllık tecrübelerimden sen de faydalan diye uğraştım ama sen bana imalı bakışlar atıyorsun. Sana en fazla 2 ay veriyorum Kaan Bey. En fazla 2 ay. O da belki...

"Ben artık müsaadenizi istiyorum efendim. Eşyalarımı ancak toplarım değil mi?" Kaan'la birlikte ayağa kalkan babaannem, bana o delici bakışlarından birini attı. "Müberra, Kaan oğlumu kapıdan yolcu ediver. Bir de benim tansiyon hapımı al da gel, akşam yemeğini burada yiyeyim bari." Elindeki anahtarı bana uzattı. Onu reddetmek imkansızdı ve el mecbur elindeki anahtarı aldım.

Şıpıdık terliklerimi ayaklarıma geçirirken, yeni kiracımızın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Kenara çekildiğimde, o da ayakkabılarını giydi. "Görüşmek üzere Müberra Hanım." Sinirle nefesimi dışarı soludum. "Sana en fazla iki ay veriyorum tamam mı? İki aya kalmadan arkana bile bakmadan kaçacaksın bu apartmandan!" Onu arkamda bırakıp aşağı kata inmek için merdivenlere yöneldim. Arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyordum. "Var mısın iddiaya Müberra?" Arkamı dönüp ona baktıktan sonra sol kaşımı kaldırdım. "Ne iddiasıymış bu?"

"Eğer iki aya kalmaz kaçarsam, ben senin istediğin herhangi birşeyi yapacağım. Ama eğer olur da ben kazanırsam, bu defa sen benim istediğim bir şeyi yapacaksın!" Serçe parmağını bana doğru uzattığında, kendimden emin bir şekilde ona karşılık verdim. "Emin ol, iki ay çok fazla bir süre. Hiç sanmıyorum o kadar dayanabileceğini!" Serçe parmağımı geri çekerken, yüzünde yine imalı bir tavır belirdi. "Sen önce bir özür dilemeyi öğren, sonra bana akıl ver Müberra."

"Adımı doğru söylemeyen birinden özür dileyecek değilim. Hadi git eşyalarını topla." Onu arkamda bırakıp hızla merdivenleri inmeye başladım. Babaannemin evinin kapısını açıp ilaç çekmecesini karıştırmaya başladım. Tansiyon ilacı burada yoktu. "Babaannelerin en güzeli neredeymiş acabaaa? Kapıyı da açık bırakmış."

Sedat'ın sesini duyunca, duvar dibine geçip saklanarak içeri girmesini beklemeye başladım. Böyle yağ çektiğine göre kesin para istemeye gelmiş olmalıydı. "Babaanneciğimmm!" Bana arkası dönük olmasını fırsat bilip hışımla sırtına atladım. "Gel lan buraya, hıyar suyu!" Kolumun birini boğazına sarıp kendimi güvenceye aldıktan sonra kafasına vurmaya başladım. "Ne oluyor lan?"

"Kendi ayaklarınla eceline geldin oğlum! O kafama attığın taşın hesabını sormayacağımı mı sandın?"
Boğazındaki kolumdan kurtulmaya çalışırken, ben halâ kafasına kafasına indiriyordum. "İmdaaaatt! Adam öldürüyorlar!"

"Ben, ortada bir adam göremiyorum ama!"  Sedat yere yıkılıp, ben de onun üstüne oturduğum sırada kapıdan ses geldi ama aldırış etmeden vurmaya devam ettim. "Müberra Hanım, ne oluyor burada?" Bu sarı kafa Kaan, halâ gitmemiş mi? Sinirle soluyup adeta carladım. "Başlarım senin Müberra'na da ama he!"

"Kalksana kızım üstümden!" Sedat'ın serzenişini duyan Kaan, beni kaldırmak için hamle yaptığında elini ittirdim. "Ya gitsene sen! Benim bununla daha işim bitmedi!" Kapıdan giren babaannem çığlığı basıverdi. "Sedat'ımmmm!" Aman da aman, kıymetli torununu da nasıl sahiplenirmiş. "Kalk kız torunumun üstünden!" Sinirle başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Bu salak senin torunun da, ben ağaç kovuğundan mı çıktım Müberra Hanım?"

"Oğlum!" Heh, bir sen eksiktin Ferhunde yenge! "Ay bu kız öldürecek bir gün benim oğlumu anneee!" Babaanneme ajitasyon da yaptığına göre, cenaze namazımı kılabilirsiniz. "Muhittin Berk, gel buraya oğlum!"  Müjgan halam ve oğlu olmadan şenlik olur mu sandınız? Asla!

"Başlayacağım ama Muhittin Berk'inize! Alın şu manyağı üstümden!" Sedat kısık çıkan sesiyle adeta inlediğinde, tehlike çanları çalmaya başlamıştı. Babaannem beni kolumdan çekiştirip hışımla Sedat'ın üstünden kaldırdı. "Bir gün de uğraşma kız, şu çocukla!" Bezgin bakışlarımı babaannemin üstünde gezdirdim. "Kafama taş yiyeyim, bir de suçlu ben olayım. Dışla bakalım sen beni böyle."

"Ben de kafama terlik yedim, olay mı çıkarmam gerekiyordu?" Allah'ım, apartmana yeni gelen kiracı bile bana karşı. Neyle sınıyorsun sen beni, ya Rabbim? Elimi saçlarımın arasına daldırıp Kaan'a baktım. "Özür dilerim tamam mı? Elim kırılsaydı da atmasaydım o terliği!" Çıkış kapısına doğru yönelip durdum ve yavaşça arkamı dönüp hepsini birden süzdükten sonra burnumu kırıştırdım. "Allah'ım, bana da Nalan yengemin şansından ve cesaretinden ver de kurtulayım şunlardan!"

Kafama atılmak için çıkan, üç tane terlik tekini  görünce arkama bile bakmadan koşarak aşağı inmeye başladım. Apartmandan dışarı çıktığımda, yüzüme çarpan soğuk bahar havası içimi ürperttiği için üstümdeki hırkanın önünü çekiştirdim. Ayaklarımın üşüdüğünü hissettiğimde başımı eğip terliklerime baktım. Nereye gittiğimi bilmiyordum ama bakkala uğrayıp bitter çikolata almalıydım. Sinirim başka türlü geçmezdi çünkü. Üşüdüğüm için adımlarımı hızlandırmaya başladım.

"Özrünüzü kabul ediyorum, Müberra Hanım." Şaşkınlıkla başımı çevirip sesin sahibine baktım. Kaan, ne ara apartmandan çıkıp bana yetişmişti ki? Aniden durduğumda, o da hemen yanımda durdu. Soğuktan kuruyan dudaklarımı ıslattım ve başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Bir daha bana Müberra dersen..." İşaret parmağımı alnının sağlam olan yerine bastırdım. "Sağlam kalan tarafı da diğer terliğimle yararım, sarı kafa!"

Bir şey söylemesine fırsat vermeden hızlı adımlarla bakkala doğru yürümeye başladım. Arkamdan bağırsa da dönüp bakmadım. "O zaman özrünü bu kadar çabuk kabul etmem, Minel!"  Ben bakkaldan koli koli bitter çikolata da alsam, hayatıma yeni giren bu yabancıyla, kolay kolay sakinleşecek gibi durmuyordum. Sanki hayatım o kadar kolaymış gibi, bir de bu yabancı çıkmıştı başıma. Hiç sanmıyorum ama kolay gelsin, Minel Özkaya. Hayırlı başarılar.

AİLE APARTMANIWhere stories live. Discover now