14- Fazla Kıskanç

17.9K 549 34
                                    


Beliz, Nevra ve Eylül.


——————


EYLÜL DELEN...


Nevra suratıma yara bandını yapıştırırken nefes almakta zorlanıyordum. Kemiğim sızlıyordu sanki. Güçlükle nefesimi verirken Nevra endişeli bir şekilde suratıma bakmıştı. Gözlerimi kapatıp açarken 'iyiyim' mesajı vermeye çalışmıştım.  Suratımı son defa bezle sildi ve ayağa kalktı.
Önümde diz çöken Uraz'a kaydı gözlerim.

Uraz gözleri ile parmaklarını takip ederken ablamın huzursuzlandığını hissettim.  Doğrulmaya çalışırken Uraz hızla kolumu tuttu. Dişlerimi sıkarak sesimi çıkarırken kolunu seri bir şekilde çekti. Çok ağrıyordu.

Ablam bana gözlerini devirirken herkesin gözünün bizde olduğunu gördüm.
Neden gözlerini devirmişti ?
Uraz Aksel'e kaş göz yaparken Aksel hızla ablamı alıp bir tane kapıdan içeri sokmuştu. Endişelenmeme engel olamıyordum. Saçlarım ile oynarken hafifçe yaklaştı yüzüme doğru.
"sadece uyuyacak, sakinleş" demesi beni rahatlatsa da onun bana bu kadar yakın olması beni tedirgin ediyordu.

"Uyumak ister misin"
yine sadece ben duymuştum. Gerçekten uyumak istiyordum. Olumlu anlamda kafamı sallarken, o da kafasını salladı. Bu gülmeme neden olurken derin bir nefes alıp ayağa kalkmıştı. O sıra da Aksel içeri girmişti.

Kucağına alırken belimin acısı ile dişlerimi birbirine bastırdım.
Gözlerimi zorlukla açık tutarken Uraz'a daha çok sarılmıştım. Nevra şaşkın gözlerle bize baksa da gözlerimi kapatıp sessizliği dinlemiştim.

Deponun sonuna kadar gidip açık kapıyı ayağı ile iterken merdiven olduğunu fark ettim. Merdivenleri çıkarken etrafın ışıklanması şaşırmama neden olmuştu.  Bir dakika. Otel mi ?! Biz otelin altında mıydık ? Asansöre binerken 18 numaraya basınca gözlerim istemsizce büyümüştü. Uraz bu Halime sırıtırken ben kaskatı olmuş vücudumu daha çok sıkıyordum.

Bir adam bize öncülük ederken Uraz kafamı iyice omzuna gömmüştü. Aynen Uraz bilincim yerinde değil, mecburi taşıyorsun beni. Herkes inandı buna tamam. Evet, evet.
Odaya girerken uyku sersemliği ile daha fazla dayanamadım. Gözlerim yavaşça kapanırken beni yumuşak yatağa bırakmıştı. Hızla üstünü çıkarırken 'dua et halim yok. Yoksa ben onu sana giydirmeyi bilirdim Uraz Delen" diye içimden geçirirken ona sırtımı dönüp uyumaya karar verdim.

Ellerini hızla belime yerleştirirken uyuyomuş gibi yaptım. Çünkü ona karşı koymak içimden gelmiyordu. Gözlerimi daha fazla tutamazken Uraz'ın kollarına teslim ettim kendimi...






----——————




URAZ DELEN..





Uyuduğunu düzenli nefes alış verilerinden anlarken daha çok sarıldım ve kokusunu olabildiğince içime çektim.  Kokusu melekleri hissettirirken kardeşim gibi kokuyordu.

Uzun bir süre onu incelerken elimi yaraların da gezdirmeye başladım. Kafasında ki yara bandının üstünde elimi gezdirirken acı ile mırıldanması canını yaktığımı gösteriyordu. Kendime küfrederken saçına uzunca bir öpücük bıraktım.

Ona bunları yaşattığım için kendimi yeterince suçlarken şimdi iyice canını yakmıştım. Mırıldanıp kaşlarını çatarak bana doğru dönmesi gülmeme neden olmuştu. Uyku da bile cadıydı.
Ona dokunmaya kıyamıyordum, öpmeye kıyamıyordum. Bu kadar masum ve güzel olması beni çıldırtırken saçının teline zarar gelmesi beni delirtiyordu.


Saat 7:30 olmuşken hâlâ onu izliyordum. Gece boyu arada kaşlarını çatarken bazen sızlanıyordu. Son kez kokusunu içime çektim ve kalkıp duş almak için banyoya yöneldim.

Küçük KadınWhere stories live. Discover now