100- Aile💜

3.9K 139 61
                                    


EYLÜL VE URAZ 💜


Bol beğenili ve yorumlu bir bölüm istiyorum sizden. Beni kırmayacağınızı düşünüyorum değil miii🙈💛

——————


1 yıl önce..

Merdivenden inerken içeriden gelen ses ile duraksadım ve merdivenlere oturdum.
"Peki sen evlat ?"

Ali amcanın sesiydi bu. "Sen nasıl dayandın ?"
Bir basamak daha indim ve izlemeye devam ettim. Urazın suratında acı bir gülüş vardı. "Eylül intihar ettiğinde peşinden atlayacaktım ama kafamda bir silah hissettim o an sadece. Ve uyandığım da bir depodaydım."
Kaşlarım çatıldı istemsizce. Peşimden mi atlayacaktı ?
"O adamlar mı ?"
Uraz kafasını salladı olumlu anlamda. "Konuşturmaya çalıştılar. Benim tek derdim Eylülü görmekti. Onun iyi olduğunu bilmekti."

"Sen oradan nasıl sağ çıkabildin Uraz ?"

"Sağ kalmak umrumda değildi. Ta ki Eylülün hastane yatağında fotoğrafını görene kadar."

"Anlattın mı her şeyi?"

Uraz kafasını olumsuz anlamda salladı. "Kollarımdan kelepçeleyip bir tavana astılar. Vücudumda sayısını dahi bilmediğim kadar kablolar vardı. Düzenli bir şekilde iğneler verildi, saat başı elektrik verdiler. Ölmem için her şeyi yaptılar. Her yolu denediler. Ama hesap edemedikleri bir şey vardı ki, ben ölmek istemiyordum."

Ağzımdan kopan hıçkırığı engellemek için elim ile ağzımı kapattım. "Eylülün sağlıklı bir şekilde yaşadığını görmeden ölmeyeceğim. o benden nefret ettiğini söyledi yıllarca, ama ben onu tanıyorum. Onun nefreti dünyanın adaletindeydi. O yüzden, ben istemediğim sürece kimse beni öldüremeyecek. "



Ben bencil bir insandım. Sadece kendimi düşünüyordum. Kendi acılarımı, kendi yaralarımı gören bencilin tekiydim. Hiç bakmadım. Uraz ne halde diye dönüp bakmadım. Evet, benim bedenimi çivilerle sabitlediler, ama Urazın ruhu aynı çiviler ile birleştirilmişti. Ayağa kalktım ve odama doğru ilerledim. Yorganı başıma çektim ve tüm gözyaşlarımı bıraktım.
Tüm günahlarımı Urazın üzerine yüklemiştim.



URAZ DELEN..

"Sen hiç kendi evladının ölümü ile suçlandın mı ?"
Karşımda ki adam anlamaz bir ifade ile gözlerime bakıyordu. Ben suçlanmıştım. Kendi canımı öldürülmekle suçlanmıştım. Hemde kendi canım yapmıştı bunu.

Evet, ben duygularını belli etmeyen bir adamdım. Hislerini söyleyemeyen, acısını belli etmeyen, sinirli bir adamdım. Anneler, çocuğu hissetmeye başladığı an annelik içgüdüsü onlara verilirmiş. Yani bir kitapta okumuştum. Ama babalar, onu gördüğünde hissedermiş bazı şeyleri.

"Ben onun göz rengini dahi bilmiyorum."

Adam gözünde ki yaşı sildi usulca. Benim ailem yoktu. Annem, babam..
Kız kardeşimi yıllar sonra bulmuştum. Yaptığım işi her zaman savundum. Utanmadım. Ben karanlığın içinde ki adaleti sağlamak ile yükümlüydüm. Ama benim camıma sebep oldu bu adalet. Onu ilk öğrendiğim de o kadar korktum ki..
Ailesi olmayan, babalığı bilmeyen bir insan nasıl baba olacaktı ? Ben nasıl koruyacaktım onu ?
"Yıllarca bu korku ile yaşadım."

Savaşı kazanan gözüme dolan yaş oldu. Hırsla sildim yaşımı. Benim kızım ölmüştü.





"Annesi ölene öksüz, babası ölene yetim derlermiş. Ama çocuğu ölene hiçbir şey diyemezmiş insan. Onun tesellisi olmazmış. Çok anlam veremezdim. Anne ve babanın açısından ne kadar ağır olabilir diye düşünmüştüm."

Küçük KadınWhere stories live. Discover now