90- Geçmiş

2.4K 151 22
                                    



4 YIL SONRA..

—————————




"Anne!"
Duyduğum ses ile kafamı mutfak kapısından uzattım. Mavi gözleri ile bana bakan kızıma baktım. "Sen şansını kaybettin küçük hanım. Daha çok anne dersin."
Gözlerimi kısarak ona bakmaya devam ettim.
"Kim benim prensesime baskı yapıyor acaba ?"
Merdivenlerden inen Emre'ye çevirdim kafamı.
"Baba !"
Al işte. Bir insan sinir bozmakta bu kadar babasına benzeyemez ama. "Babası kurban !"
Emre'nin söyledi şöyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Salonun ortasında oynayan Yağmura ve Emre'ye  baktım.
İçimde ki heyecanı durduramıyordum. Bugün Yağmurun 3. Yaş günüydü. Güzel bir organizasyon ayarlamıştık bahçeye. Onlarda birazdan gelip kurmaya başlarlardı.
Ben ise güzel bir Pazar kahvaltısı hazırlıyordum.
Çok güzel bir gün olacaktı.
Hazırladığım tabakları elime aldım ve salona adımladım. Kahkaha atan Yağmura ve Emre'ye kaydı gözlerim. Emre çok değişmişti. Belki de ben ondan daha çok değişmiştim, bilmiyorum. Hamile olduğumu öğrendiğimde aylarca kendime gelememiştim. Kabullenememiştim hamile olduğumu. Eylül'e, kardeşime ihanet etmişim gibi hissetmiştim kendimi. Bana yardımcı olan tek kişi ise Emreydi bu dönemde. Sakinleşmeme, destek almama yardımcı olmuştu. Kendimi geçip karnımda ki bebeğe sığınarak savaşmıştım. Emre ise Yağmur doğduktan sonra bazı şeyleri idrak etmişti. Çok zor olmuştu bizim için aslında. Ama pekte anlatılacak gibi bir durum değildi. Bol ağrılı, sancılı bir hamilelik dönemi geçirmiştim. Ve Belkide hayattan kopacağımız anda Yağmur gelip hepimizi toplamıştı. En azından bazılarımızı..

Elimde ki tabakları masaya koydum ve arkamı dönüp mutfağa adımladım. Giriş kapısının solunda ki duvarda olan fotoğraflar girdi görüş alanıma. Merdivenlerin olduğu duvardı. Duvar onlarca fotoğraf ile doluydu. Hepimizin fotoğrafları vardı. Gözüm hepsinin arasından tek bir fotoğrafta kaldı. Adımlarımı ilerlettim ve fotoğrafa baktım uzunca.

 Adımlarımı ilerlettim ve fotoğrafa baktım uzunca

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


19 yaşında çekildiğimiz bir fotoğraftı. Tam 8 sene sonrasındaydık bu fotoğrafın. Üçümüzde 27 yaşındaydık. Şu 8 senede her şey çok daha farklı olmuştu. İçimde ki acıya engel olamıyordum. Elimi fotoğrafın üzerinde gezdirdim ve gözyaşımın akmasına müsade ettim. Elim, ayağım, kolumdu onlar benim. "Teyze."
Duyduğum ses ile Arkamı döndüm. Emre kucağında tuttuğu Yağmur ile bana bakıyordu. Gözyaşlarım daha çok akmaya başlamıştı. Kafamı salladım olumlu anlamda ve Yağmura baktım. "Teyze." Titreyen sesimin ardından derin bir nefes aldım.

——————————

"Hello!"
Elinde birsürü poşet ile bahçe kapısından içeri giren Denize baktım. "Teyze."
Yağmurun ona doğru paytak koşuşlarını izliyordum. Deniz kucağına aldı ve yanaklarını sulu sulu öpmeye başladı. Yanıma doğru adımladı ve kollarını sardı Deniz.
"Prensesimin annesi ?"
Gülümsedim ve daha sıkı sarıldım.
"E ama hiçbir şey hazır değil daha."
Kafasını Yağmura çevirdi. "Bu prenses hanım hazır değil."
Yağmur ise kafasını Denizin omzuna koymuş bana bakıyordu. "Hadi siz hazırlanmaya gidin. Buraları ben hallederim."
Yağmuru kucağıma aldım ve Denize Kocaman bir öpücük bıraktım. "Meleksin sen Melek !"
Güldü ve mekanı ayarlamaya çalışanlara yardım etmeye başladı hemen.
İçeride oturan Emre'ye ve Furkan'a baktım. "Hoşgeldin amcası."
Yağmurun kolunu salladım ve koşarak merdivenlere yöneldim.
"E bi öpseydim."
Kafasını çevirip bize bakıyordu.
"Acelemiz var."

Küçük KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin