16- Mafyanın Tesadüfü

14.6K 510 15
                                    

AKSEL AK.


—————



Ani fren ile arabadan inip evin kapısından girecekken herkesin durmuş birşey izlediğini gördüğüm de sesleri dinlemeye başladım.

Hızla evin etrafında dolanırken arka bahçede ki merdiveni alıp mutfak kapısından girdim. Emreler beni ne kadar fark etse de Eylül ve babası yukardaydı belli. Merdiveni korkuluğun iç kısmına dayarken çok az bir ses çıkmıştı ama konuştukları için duymaları imkansızdı.

Merdivenleri çıkacakken Eylülün söyledikleri ile olduğum yere çivilenmiştim. Bir süre dinledim konuştuklarını.
Bacaklarımı korkuluklardan atıp sağımda kalan Eylül'e çevirdim kafamı. Eylülün kalbinin üstünde ki silah afallamama sebep olmuştu. Şu an tehlikede olan Eylüldü ve asla risk alamazdım.

Yavaş adımlarla ilerlerken herkes ağzı açık bizi izliyordu. Eylülün kızarmış suratını görünce daha hızlı adımlarla yanına gittim ve onu sağa iterek silahın namlusunu kendime yönelttim.

Eylüller aşağı indikten sonra piçvari bir gülüş ile babasından gözlerimi ayırmamaya dikkat ettim.

"Nasıl beceriyorsun lan ?"
Şaşkın suratı ile gözlerimi bakıyordu.
"Neyi ?"
Birde soruyordu puşt.
"Bu kadar şerefsiz olmayı. Vuracak mıydın lan kızını ?"
Dudakları yukarı kıvrıldı.
"Birazdan bunu yapacak mıydım, yapmayacak mıydım, göreceğiz. Bu sefer onu kurtaramayacaksın. Son kez bak ona."
Keyifle gülmesi iyice gerilememe sebep oluyordu. Sözlerine devam ederken bir bana bir de kapıya bakıyordu.
"Çok güzel bir kız.Nazlıma çok benziyor. Annesine de tabi."

Gülümsedi ama bu gülümsemesinde acı vardı.
"Sen gelmeden tam 3 dakika önce seni anlattı bana. Seninde onu sevemeyeceğini gayet iyi biliyor ama merak etme. Sen onu sadece koruyabilirsin, ona sevgi veremessin."

———————

"Buradan sağlam çıkmayacaksın biliyorsun değil mi ? Akıttığın her göz yaşı için her bir yerini kaybediceksin. Vurduğun her bir yeri tek tek kesicem."
Seslice yutkundu ve gözlerini kapıda sabitledi.

"O ölmeyi hak ediyor."
Elinde ki silahı çekti ve merdivenlere doğru adımladı. Sertçe kolundan tuttum ve elinde ki silahı kalbime bastırdım.

"Onu öldürmen için ilk önce burayı halletmen lazım. Sen kızını kalbinden yaralarken, o beni tam ordan vurdu. O yüzden, en baştan başlaman gerekiyor." Silahı aşağı indirmeye çalıştığın da hızla kolundan tutup ters döndürdüm.

"Sana artık tek nefes uzaklıkta olacağım."
Tetiğe bastığında bacağımda hissettiğim şey ile dişlerimi birbirine bastırdım. Eylülün çığlığı ile kafamı kapıya doğru çevirdim.

Bileğinden tuttum ve sol kolum ile silahı elinden alıp fırlattım.
Suratına güçlü bir yumruk attığım da yere tıkılmıştı.
Yumruklarımı suratına yapıştırmaya başladığım da kimseden ses çıkmıyordu.
"Nasıl ağlatırsın lan onu ? Nasıl kıyarsın lan göz yaşına ? Ne dedim lan ben sana ? Öldürürüm demedim mi ?"
Suratı kan içinde kalırken tüm sinirimi ondan çıkarıyordum. Eylül onu bu kadar severken, onun gözünü kırpmadan öldürmek istemesi benim canımı bile acıtmıştı.

Sağ yumruğumu kaldırdığım da adamın suratında ki gölgeye doğru döndüm.
Gözlerim sol tarafımız da yere çökmüş, acı ile gözlerime bakan Eylül ile kesişmişti.

"Yapma"
Söylediği şey ile kaşlarım daha çok çatıldı. Hala bunu mu düşünüyordu?
"Öldürme onu."
Gözünden akan yaşı izledim.
Bu kadar olamazdı. Bu kadar masum ve merhametli olamazdı. Bu aptallıktı !
O adam onu öldürecekti. Kim olursa olsun, onun canına kıyacaktı. Yumruğumu daha çok sıktım. Tırnaklarım avucuma girmişti. Şu an daha çok öldüresim vardı o adamı.
Acı dolu gözleri ile bana bakıyordu. Dişlerimi birbirine bastırdım ve gözlerimi kapattım.
Tiksinerek babasını yere ittim ve ayağa kalkıp evden çıktım.
"Uraz !"
Eylülün sesini umursamadan ilerledim.
"Uraz !"
Hızla ona doğru döndüm suratımı ve işaret parmağımı ona doğru uzattım. Bu hareketim ürkütmüş olacak ki 2 adım geriledi.
"Kendi aptallığının bedelini ödüyorsun. Az önce o silahı sana doğrultmuştu. Seni öldürecekti. Korkaksın !"

Küçük KadınWhere stories live. Discover now