52- Yaralar.

5.1K 221 18
                                    

Keyifli Okumalar.....

---------

Gün bazılarımıza karanlık olarak doğar. Ağlayarak dünyaya geldiysek, ağlayarak devam ettiren taraf oluruz. Beklentileri az, en ufak şeye şükredenlerden oluruz.

Geçmiş başımıza silah dayamış bekliyor. Hadi diyoruz. Eğer öldürecekse öldürsün. Ama hayır. Geçmiş ısrarla o silahı hissettiriyor. Ölmekten beter edeceğini kazıyor. Ve bazen, ölmek için dua ettiğiniz anlar olmaya başlıyor.

Urazında şu an böyle hissettiğini düşünüyorum. Duygusuz, kafasına takmayan bir adam gibi görünür her zaman. Kırıkları kalbine battıkça acı çekmiş bir adam. Uraz ağlardı, gülerdi, korkardı, heyecanlanırdı....
Bu duyguları hepimizden çok hissederdi.

Eğer bir gün kaybetmenin ne demek olduğunu anlarsanız, işte o zaman duygularınızı yitirmiş gibi davranacaksınız insanlara. Duvarlarınızın arkasında ağlayacak, güleceksiniz.

Bırakın, herkes size soğuk,itici deyip gözlerini kısarak baksın.

Eminim, hayatınızda soğuk ve iticiliğinizi bozup, yadırgamayan biri olacaktır...

Ve eminim, Uraz şu an annesini ya görmezden gelecek, ya da yaka paça evinden kovacak.

Daha sonra eve girip duvarlarının arkasına saklanacak. Ve ben yine karanlıkta sarılacağım ona...

Kafamı Nevraya çevirdim tekrar.

Ah benim atarlım...
O duygularını saklamadan yaşardı. Üzgünse bunu hissettirirdi.
Bazı insanlar ise Nevra gibidir. Duvarları olmaz insanların. Daha çok kırılır ve yıpranırlar. Ama o duvarın arkasında boğulmaktansa, duvarın ön kısmında herkesle beraber boğulmayı tercih edenlerden.

Nevra biraz daha yaklaşırken kadına çevirdim kafamı.

Bazıları da böyledir işte. Sizi yarı yolda bırakır, daha sonra sorun yokmuş gibi devam etmeye çalışır. Duygularınızı umursamaz. Acılarınızı yok sayar. Gecelerce akıttığınız göz yaşlarınız yokmuş gibi davranıp üzerine basarak geçer gider. Onun yüzünden bu hale geldiğinizi umursamaz ve pişkin pişkin bakar size.

Urazın kafasını Nevraya çevirdiğini gördüm. Yeni fark etmişti sanırım. "Eylül, Nevrayı da al içeri geç."

Sesi o kadar değişikti ki. Tehlike kırıntıları vardı sesinde. O aşık olduğum sesinde buz kesmişliği yakaladım. Ruhsuzluğu yakaladım. Hissizliği...

Nevra yanıma gelip kolumdan tuttu. "Ne oluyor ?"

Kısık sesi ile bana yaklaşırken kafamı yukarı kaldırdım. Daha sonra tekrar Nevraya döndüm. "Biz içeride bekleyelim."

Urazın kolunu son kez sıktım yanında olduğumu hissetmesini istercesine. Daha sonra arkamızı dönecektik ki o kadının sesi ile tekrar o tarafa döndük. "Nevra !"

Kadın Nevraya seslenirken yutkundum. "Nevra..." deyip bir adım attı kadın bize doğru ve o an Urazın sesi ile olduğum yerde sıçradım.

"İçeri dedim !"

Nevranın kolundan tutup içeri geçecekken Nevra olduğu yere çivilendi sanki. "O kadın kim Eylül ?"

Gözlerimi kaçırabildiğim her yere kaçırdım. "Bilmiyorum canım. Biz biraz bekleyelim olur mu ?"

Kolundan tutup onu eve soktum. Daha sonra o koltuğa oturdu. "Eylül sen bir bak istersen."

Odanın içinde ayakta beklerken Nevranın söylediği ile kafamı salladım ve kapıya yöneldim.
Dışarı çıktığımda hâlâ aynı şekilde duruyorlardı. Uraz bana doğru dönerken kadın kolunu uzattı.

Küçük KadınWhere stories live. Discover now