40- Oyun

8K 288 12
                                    

Multimedia: Eylül Delen.

~~~~~~~~

URAZ DELEN...

Valiz ve küçük çantalar arabaya yerleştirilirken Eylül elimi sıkmıştı. Bırakmak istemiyor gibi, bırakırsa düşecek gibi. Muhtaç gibii.
Gülümsedim. Bana güvenmesi hoşuma gidiyordu. Arkasını dönüp babaannesi ve dedesi ile vedalaşırken bana döndü suratını. Gözleri dolmuştu.
Abisi ve ablası aynı anda sarılırken kollarını önce ablasına doladı. Abisi alnından uzunca öperken yumruğumu sıkmıştım. Yalancı bir öksürük koparken ağzımdan Eylül geri çekildi. Bana döndü bu sefer. Gözleri dolmuştu. Ağlayacaktı. Annesi ve babası ile vedalaşmamıştı. Anlam veremediğim bir şey vardı ama çözecektim. Annesi "Eylül !" Diye bağırırken Eylül dolu gözleri ile bana baktı tekrar. Annesi gelirken yan dönmüştü Eylül'e. Boynundan öperken hıçkırarak ağlamaya başladı. Karım acı çekiyordu ve ben burda izliyordum !
Eylül gözlerini kapatırken ağlamamak için zorlandığı net belli oluyordu.
Gözlerimi kapattım. Ah kadın !
Annesi ayrılırken saçlarını tuttu usulca. Saçlarına dokunulmasını sevmezdi ki o ! Annesi suratının her bir yanını öperken kıskanmıştım.
Eylül kollarını kaldırıp annesinin kollarına tutundu. "Özür dilerim" diye ağlıyordu. Canı acıyordu, anlayabiliyordum. Annesinin yanaklarına ufak ellerini yerleştirdi.
"Seni seviyorum" dedi. Ellerimi saçlarıma daldırdım. Kendi ailem geldi aklıma. Olmayan ailem. Acaba bende anneme sarılabilecek miydim ? Veya o beni böyle öpecek miydi ?
Yaşadıklarım gözümün önüne gelirken dolmuş gözlerimi kapalı tuttum.
Sakin olmam gerekiyordu, Eylülün yanında olmak zorundaydım.
Bana ihtiyacı vardı. Kapalı gözümden bir yaş gelirken hızla sildim ve sağ elim ile suratımı ovuşturdum. Önümü dönüp Eylül'ü izlerken suratında ki yorgunluğu görebiliyordum. "Özür dilerim." Diye fısıldadı Eylül tekrar. Babası yanına gelirken dizlerinin üstüne çöktü. Onlara doğru adımlarken ne yapacağını ölçmeye çalışıyordum. Annesini tutarken Eylül'ün yanağına koydu elini. Alnından öptü uzunca. "Bu gün özel bir gün Eylül Delen. Bu günü asla unutma kızım. Bugün sincabımızın ve senin günün."
Eylül suratı donmuş bir şekilde bakarken hiçbirşey anlama
mıştım. Suratı ifadesizdi. Babası Ender hanımı kollarından tutup kaldırırken Eylül öylece bakıyordu. Koşarak yanına giderken ellerimi yanaklarına koydum. "Güzelim. "
Gözlerime baktı. Gözünden bir yaş aktı. O mavi gözleri kocaman olmuş ve kıpkırmızıydı. Ağzı hafif aralanmıştı ve gözlerinde acının kırıntıları görünüyordu.

EYLÜL AKAY.

Tırnaklarım ile avuç içlerimi sıktım. Bugün, Nazlının öldüğü gündü. Bu ima o yüzdendi. Unutmamıştım, ama takvimlere bakan bir insan değildim. Annemin bu kadar feryatla ağlaması bı yüzdendi.
Babam, gerçekten deşişecek mi sanmıştım ? Oysa, silahlarını hiç indirmemiş ki.
Uraz suratımı avuçlarken aşık olduğum sesi ile "Güzelim" diye fısıldadı
. Canım acımıştı. Yine, yine, yine...
Gözümden bir damla yaş aktı. Artık kendimi sıkmama gerek yoktu. Ağlayabilirdim. Kocam ve ben vardık artık. Rahatlıkla ağlayabilirdim. Kocam deyişime gülümsedim. Değişik hissettiriyordu.
"Hatun!" Dedi beni hafif sarsarak. Gözyaşlarım ardı ardına akarken üstümde gölgeler hissettim. Babannem ve dedemdi sanırım. Uğultulu gelen seslerinden anlıyordum.
"Götür beni buradan. " Kafasını sallayıp alnımdan öptü. "Ben hallederim." Dedi arkamdaki kişilere. Kucağına alırken kollarımı boynuna doladım. Arabanın kapı sesini duyarken deri koltukla buluştum. Üstüme eğilip kemerimi taktı. Dudaklarıma buse konudururken gözümden yaş geldi.
Kapıyı kapattı. Kafamı sağa yatırıp onu izledim. Dedemle konuşuyordu. Arabanın kapısı açılınca temiz hava doldu burnuma. Derin bir nefes aldım. Babaannem elimden öptü. "Geleceğim kuzum. Yanına geleceğim. Buraları halledeyim."
Gülümsedim. Elimden öptü. "Özür dilerim. " Gözlerimi kapattım.
"Kocana sahip çık kızım."
Kafamı sol tarafa çevirdim.
Gitmek istiyordum.

Küçük KadınWhere stories live. Discover now