Küçük Kadın

Kar.

Multimedia: Eylül Akay.

-------

"Eylül" diye duyduğum Beliz'in sesi ile üstümde ağırlığı hissetmem bir oldu.

Gözlerimi yarım yamalak açarken "Noluyo' ya" diye çırpınma eylemine geçtim.

Beliz üstümden kalkıp camın önüne giderken gözlerimi ona diktim. Bu sırada yataktan kalkıp ayakta geriniyordum.

"Kar yağıyo kızım. Kar."

Söylediği ile pencereye koşarken etrafta beyazın hakimiyetini görmem tebessüm etmeme neden oldu.

"Bugün çok eğlenicez."

Nevra kapının ordan gülerken Beliz dolabımdan eşyalarımı çıkarıyordu.

"Güzel bir gün. Umarım..."

-----

Son olarak postallarımın fermuarını çektikten sonra kapıyı araladım.

Karşım da siyah botları, siyah pantolonu, gri kazağı, siyah montu ve siyah beresi ile bir Uraz delen duruyordu.

Beresinin önünden çıkan saçlar onu öpme isteği uyandırırken gülümsedim.

Sinirli suratı gözlerim ile buluşurken dudakların da ki düz çizgi hafif yayılarak gülümsemeye bıraktı kendini.

Kahverenginin en koyu hali olan gözleri ise şu an gülümsüyordu.

Kar oynamayı istemediğini biliyordum. Sırf mutlu olmam için kar da duracaktı. Bunu da biliyordum.

Kapıyı kapatıp gülüşüne aşık olduğum adamın kucağına atlarken o da bunu bekliyormuş gibi sıkıca kavradı belimden ve kafasını boyun girintime soktu.

Kafamı geri çekip alnımı onun alnına yaslarken ikimizde gülümsüyorduk. "Teşekkür ederim. "

İlk konuşan ben olurken onunkiler kapanışı yapmıştı.

"Sonucu böyle olucaksa her türlü yapmaya hazırım."

Gülümsemesi yayılırken uzanıp sakallarının arasında bana gülümseyen gamzesini öptüm.

Geri çekilirken üzerime doğru eğildi ve gülüşümün üzerinden öptü.

Gülüşlerinden öpmek...
Daha iyi bir sevgi belirtisi olamazdı ki...

Kucağından inip beline sarılırken elini omzuma atmıştı.

Kar diz kapağımın 1 karış aşağısında iken yürümek zor oluyordu.

Siyah postallarım, siyah pantolonum, gri kazağım, siyah montum, gri bere'm, gri boyunluğum ve gri eldivenlerim ile Urazla birbirimizi tamamladığımızı fark ettim.

Ayarlasak bu kadar olmazdı belkide.

Suratım da hissettiğim kar ile çığlık atıp arkamı dönerken pis pis sırıtan Beliz'i gördüm.

Eğilip kar topunu alırken beceriksizde olsa ona atmıştım.

Kafamı Uraz'a çevirdiğim de ise yoktu.

Gözlerimi etrafta gezdirirken bahçenin arka kapısında elinde sigarası ile beni izlediğini gördüm.
Bir yandan Emre ve Aksel'in anlattıklarını dinliyordu. Biraz gergin olduğu gözümden kaçmamıştı tabikide.

Elleri kıpkırmızı olmasına rağmen inatla eldiven takmaması beni deli etse de gülümseyip önüme döndüm.

-------