75- Çocuk

3.8K 140 7
                                    



Multimedya: Uraz Delen..


———————





"Hayırdır ?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. "Sıkıntı büyük.." dedi yutkunarak. Sonra gözünden bir damla aktı.

"Sıkıntı çok büyük.."

Ne oluyor lan !

Derin bir nefes daha aldı Sonat bey. "Son kontrolü vardı bugün." Dedi ve gözlerini karşıya dikti. "Bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim."

Şimdi sıçmıştık işte. "3 gün. Vücudu en fazla 3 gün dayanabilirmiş."
Adamın ses titremişti resmen. "Karım ölecek." Gözlerinden yaşlar akmaya başladı Sonat beyin. Elimi sırtına koydum. Böyle bir durumda ne denilebilirdi ki ? Bir süre sessizce ağladı. Koskoca adam gözlerimin önünde ağlıyordu. Erkeklerde ağlar  sözünün sonuna kadar arkasındaydım zaten. "Kendi canımın alınacağını bilsem bu kadar acımaz canım biliyor musun ?" Dedi gözlerini tekrar karşıya dikerek. "Hazırım sanıyordum, atlatabileceğime inanıyodum. Ama şimdi her kapımı açtığımda onun mezarıyla nasıl karşılaşacağım !" Dedi sert sesi ile. Kaşlarım çatıldı. "Biz sizin yaşlarınızda Ne deliydik biliyor musun ? Gönülü vermezlerdi bana. Kaçırır dururdum. En sonunda baktılar ben deliyim, bırakmıyacağım. Al Ne yaparsan yap dediler."

Gülümsüyordu. "Olan hep kalana oluyor. Giden bir şekilde gidiyor. Görmüyor. Ama kalan.. O gidenin ayak izlerine bakarak geçiriyor hayatını. Ve o izler hiç silinmiyor."

Durdu ve sustu bir süre. Cebimden sigaramı çıkardım. İkimizde yaktık bir dal. Ne yapabilirdik ki ?

"Erkek olmak Ne zor ama dimi. Çok piç bir gururun vardır. Anlayamazsın sanıyorlar, sevemezsin yanıyorlar. Ağlayamazsın sanıyorlar."

Sigaramdan çektim bir nefes daha. "O nasıl ?" Dedim.
"Öleceğini bilen bir insan nasılsa öyle. Yol boyunca konuşmadı hiç. Tepki dahi vermedi.. Bu kadar çaresiz olmak." Dedi ve elini önünde ki demirlere vurdu. "Gözlerimin önünde kayboluyor ve ben bir şey yapamıyorum." Demir'i daha çok sıktı. Biraz bekledi ve elini ceketinin cebine attı. "Bunu Eylüle yazdı." Beyaz kağıdı elime doğru uzattı. "Zamanı gelince sen verirsin."
Beyaz kağıda baktım ve daha sonra elime aldım. Herkesin sevdiği gidecekti işte.. Gerek isteyerek,  gerek istemeyerek..

—————



EYLÜL DELEN...

"Nasıl acıkmış kıyamam ya." Elimi beyaz tüylerinin üzerinde gezdirmeye devam ettim. Hayatta ki en mutlu insan olabilirdim herhalde. Şaka gibi ama düzenli ve güzel bir hayatım vardı şu an. Bu Trabzon bana 2 tane güzellik katmıştı. "Ee adı Ne olacak ?" Dedi Beliz sevmeye devam ederken. "Sütlaç." Dedim gülümseyerek. "Sütlaç ne be !" Dedi Nevra ve Deniz aynı anda. "Bence çok tatlı." Dedi Yusuf. Elimle çak işareti yaptım ve birbirimize güldük. "Sütlaç." Dedim ve sevmeye devam ettim. Kapıdan içeriye Uraz ve Dedem girdi. Dedemin suratı oldukça kötüydü. Uraz da pek iyi görünmüyordu. Ayağa kalktım. "Babaannem nerede ?" Dedim sesimde ki telaşa engel olamadan. Bir şey mi olmuştu ?
"Sakin Kızım." Dedi Dedem. "Yukarıda." Diye ekledi. Sütlaç havladı ve Urazın yanına gitti. Merdivenleri çıkacaktım ki Urazın lafı ile durdum. "Kızım senin yürümeyen lazım dedikçe sen depar atıyorsun."
Kaşları çatıktı. Ben daha çok çattım. "Babaanneme bakacağım."
Arkamı döndüm ve merdivenleri çıktım. Kapısını tıkladım ve kapıyı açtım ama kapı açılmadı. "Babaanne." Kapıyı tıklattım tekrar. "Babaanne içeride misin ?" Diye seslendim. İçimi korku kaplamıştı. Daha sert vurdum kapıya. "Babaanne iyi misin !"
Biraz daha vurdum kapıya. Merdivenleri indim koşarak. Ah şu sancılarım ! "Dede !"
Dedem Kafasını bana çevirdi direk. "Babaaanem Kapıyı açmıyor. Seste gelmiyor içeriden." Dedim dolan gözlerim ile. "Özgür, Eylül'ü al."
Uraz ve Dedem koşarak merdivenleri çıktılar. Sütlaçta arkalarından havlayarak koşuyordu. "Uraz !"
Özgür kolumdan tuttu. Bir şey var demiştim işte !
Yukarıdan kapının kırılma sesi geldi. "Özgür bırak !" Kolumu sinirle çekmeye çalıştım. Uraz merdivenleri indi. Derin derin nefes alıyordu. "Kadın uyuyormuş Eylül." Dedi yutkunarak. Neden inanasım gelmiyordu ?

Küçük KadınWhere stories live. Discover now