8.Bölüm

10.2K 1.1K 565
                                    

(Ella)

Güneş ışınlarının "daha fazla uyuma" diye baskı yaptığı gözlerim açılırken yönümü usulca Taehyung'a doğru döndüm. Hâlâ gözleri kapalı olduğundan uyuduğunu anlayabiliyordum. "Keşke aynı anda uyansak" diye içimden geçirdim çünkü sessizce beklemekten sıkılıyordum. Zihnimde bir sürü kelime anlam bulmaya çalışıyordu ve ben hepsini keşfetmek için yeni bir gün olduğunu düşünüyordum.

Ellerimi yatağın iki tarafına sabitleyip kalçamı yukarı doğru çekerek yatar pozisyonumdan kurtuldum. Bu şekilde Taehyung'un yüzünü daha net görebiliyordum. Aramıza dizdiği o yastıkları görüş alanımı daralttığı için sevmiyordum ama Taehyung kızar diye de kaldıramıyordum.

İçimden saymaya başladım bir yandan da Taehyung'u kontrol ediyordum. "Üç yüz beş"  sayı ilerlediğimde Taehyung'un yatakta gerindiğini görüp gülümsedim.

"Uyandın mı?"

Gözlerini zorlukla açıp bana baktığında gülümsedi.

"Erkencisin bakıyorum."

"Senin gözüne güneş çarpmıyor çünkü" diyerek kendimi savundum.

"Bacağın nasıl, ağrıyor mu?" diye sorduğunda başımı olumsuzca salladım.

Taehyung yerinden yavaşça kalkıp yanıma doğru ilerlediğinde beni kucağına alacağını sandım fakat o siyah geniş çantadan bacağıma sardığı malzemelerden çıkardı.

"Bakalım ne durumdasın?" dedikten sonra üzerimdeki pikeyi kaldırdı ve bacağımdaki sargıyı etrafına bir çeşit sıvı dökerek acıtmadan açtı.

"Düşündüğümden daha çabuk iyileşiyor" dedi şaşırarak ve yumuşak beyaz pofuduk şeye sıvı bir şeyler sürüp yaramın üzerinde dikkatle gezdirdi. "Canını yakmayacaksa bugün yürümene yardım edebilirim" dediğinde çokça sevindim. İnsan bacaklarına sahiptim fakat yürümenin nasıl bie duygu olduğunu bilmiyordum.

"Çok istiyorum" dedim sevinçle ve Taehyung'un gözleri kısılana kadar gülümsemesine sebep oldum.

Bacaklarımdaki yarayı yeni bir sargı ile kapatan Taehyung önce kollarımdan tutup iyice doğrulmamı sağladı ardından belimden kavrayıp beni biraz yana doğru çevirdi. Şimdi ayaklarım yere basıyordu ama hala yatakta oturur konumdaydım.

"Deneyelim bakalım" dedikten sonra ellerini yeniden belime sabitledi. "Zor olan kısmı ben halledeyim" diyerek belimdeki elleri yardımı ile beni kendine doğru çekti ve ayakta durmama yardım etti.

"Şimdi tüm yük ayaklarında ve sen yere sağlam basmak zorunda olduğunu unutma" diyerek yavaşça ellerini belimden çekip hâlâ karşımda duruyorken ellerimi tuttu.

"Bana doğru bir adım atmaya çalış ve canım acırsa söyle."

Taehyung'un düşmeye kalkarsam beni tutacağını bildiğimden korkmadan ona doğru bir adım attım. En az benim kadar heyecanlı olduğunu düşünüyordum. Merakla adımlarıma bakıyorken ben bir diğerini daha attım ve canımın çok yanmadığını fark ettim.

Taehyung bir iki adım geri giderken ben ileri adımlarımla ona ayak uydurup güldüm.

"Bu çok güzel" dediğimde karşılıklı gülüştük.

"Yürüyen bir balık oldun artık, bunu kutlamalıyız" diyen Taehyung'a karşı bir şey söylemedim. Ona balık olmadığımı iddia ettikçe daha çok "balık" diye hitap esedi geliyordu belli ki.

"Kutlama nasıl yapılır?" diye sordum. Daha önce böyle bir şey duymadığıma emindim.

"Sen öyle sorunca şampanya eşliğinde kutlama yapasım geldi. Sarhoş bir balık görmek istediğimden eminim."

Blue Side ❧ VOnde as histórias ganham vida. Descobre agora