(Ella)
Kocaman yatağın bir köşesine sinmiş, dizlerimi karnıma doğru çekmiş, gözlerimi kapatmış, kasıklarımda hissettiğim ağrının geçmesini bekliyordum.
Odanın kapısının usulca açıldığını fark ettim. Aynı zamanda ağır adımlarla yanıma yaklaşmakta olan kişinin Taehyung olduğunu hissedebiliyordum. Öyle ki; onu adımlarından, zili çalma şeklinden, kokusundan bile tanıyacak hale gelmiştim. Buna benzer bir durumu okyanusta da yaşıyordum. Örneğin; her deniz kızı veya erkeğinin çıkardığı ses kendine özgü bir frekansa sahipti. Bu sayede yardım çığlığı atan bir deniz kızının kim olduğunu anlayabilmek mümkündü. Gerçi karada, attığı adımlardan bile tanıdığım tek kişi Taehyung olmuştu.
"Ella, uyuyor musun?"
Kalın sesi kulaklarımı doldururken bir an hissetiğim ağrının yerini Taehyung'a duyduğum özlem alsa da bu çok kısa sürdü. Kıvırcık saçlı kız ile görüşmek için bizimle yaptığı planı yarıda bırakması tuhaf hissetmeme sebep olmuştu. Cambridge'deki her şey çözüldüğüne göre o kıvırcık ile yeniden görüşmesine ne gerek vardı? Hem bu kasıklarıma saplanan ağrılar ne zaman geçecekti?
Taehyung başucuma ilerleyip yatağın bir köşesine oturdu ve bana doğru eğilip saçlarımın bir kısmını kulağımın ardına yerleştirdiğinde elini yavaşça geriye doğru ittim.
Ellerinin saçlarımda dolaşmasını istiyordum ama bir yandan da damarlarımda dolaşan tuhaf bir gerilim sebebiyle onu yanımdan uzaklaştırmak istiyordum.
Dudaklarımı büküp kısa bir süreliğine düşündüm. Yanımdan gitmesini istesem yine o kıvırcık kıza gitmesinden korkuyordum.
"Kızdın mı bana sen?"
"Evet!"
Taehyung'a ters bir bakış atıp yatakta diğer tarafa doğru döndüm. Bunu yaparken kasıklarıma saplanan yeni bir ağrı yüzünden ufak bir inlemenin peşinden gelmesine engel olamadım.
"Neyin var? Bir yerin mi ağrıyor senin?"
Taehyung ona arkamı dönmemi umursamadan yatağa uzandı. Dirseği üzerinde yükselip elini, kasıklarıma bastırdığım elimin üzerine koydu ve endişeli ses tonuyla "Kasıkların mı ağrıyor?" diye sordu.
Bir cevap vermek yerine ondan uzaklaşmayı denediğimde sırtım göğsüne yaşlanacak şekilde beni kendine doğru çekti. Saçlarıma kondurduğu öpücükler arasında "hadi söyle bana, neyin var?" diye sordu. Bedenime sardığı kolları ve burnuma dolan kokusu yumuşamama sebep oluyordu.
"So Ra regl olduğumu söyledi."
"Ne?"
Taehyung neredeyse yataktan fırlayıp omuzlarından tutarak beni kendine doğru çevirdi. Üzerime doğru eğilip şaşkın bakışlarını yüzüme odaklamışken şüpheyle ona bakmaya başladım.
So Ra regl olmamla birlikte tıpkı deniz kızları gibi artık bebek sahibi olabileceğimi söylemişti. Taehyung bu yüzden mi bu kadar tepki göstermişti? Zaten oyuncak dükkanında benimle bebek yapmak istemediğini açıkça belli etmişti. Zorla bebek yapmak isteyeceğimi mi düşünüyordu?
"Merak etme, bebek falan istemeyeceğim!"
Kaşlarımı çatarak neredeyse bağırdım.
Sinirleniyordum ve Taehyung sanki bana inat olsun diye birbirine bastırdığı dudaklarının titremesine ve gözlerinin kısılmasına engel olamıyordu. Gülmemek için kendini tuttuğu her an bunu yapıyordu. Bu durumda komik olan neydi?
