Final Bölümü

8K 782 652
                                    

(Ella)

Ay ışığının altında, okyanusun serinliğinin içime işlediği, okyanus kıyısında bir yerde yemek yemeye gelmiştik.

Taehyung oturmak üzere olduğum sandalyeyi çekip oturmamı işaret ettiğinde giyindiğim pembe elbisenin eteklerini tutarak dikkatli bir şekilde oturdum. Bir filmde de bu sandalye çekme olayına rastlamıştım. Bir dahaki sefere bunu ben Taehyung için yapacaktım.

Karşıma geçen Taehyung'un ismine "papyon" dedikleri, gömleğini süsleyen o siyah parçaya baktım. Bana kalsa gömleğin düğmelerini sıkı sıkı iliklemesine müsaade etmezdim. Taehyung'un kokusunu içime çektiğim boynunu ve köprücük kemiklerini çok seviyordum. İşte tam bu noktada papyon denen şey canımı sıkıyordu. Onu oradan söküp almak istiyordum.

"Hoş geldiniz efendim, ne alırdınız?"

"Çilek!"

Heyecanla isteğimi dile getirirken Taehyung boğazını temizleyip "çilek aromalı kokteyl demek istedi" diyerek beni düzeltti.

Niye ki?

Burada çilek istemek yasak mıydı?

Her neyse çilek aromalı ise kokteyl de olurdu.

"Biz birer porsiyon fajita alalım. Bir de kırmızı şarap. Çilekli kokteyl ise alkolsüz olsun mümkünse."

Taehyung'un söylediklerini teker teker not alan adam yanımızdan ayrılırken Taehyung tek kaşını havalandırıp gülümsedi.

"Daha bu sabah bir kase çilek yedin. Sana inanamıyorum."

"Bu kötü bir şey mi?" diye hayıflanarak sorduğumda Taehyung derin bir iç geçirdi.

"Bu mevsimde çilek bulmak çok zor. Üstelik her seferinde hamile eşi olan insanlardan azar işitiyorum" diyerek güldü.

"Neden sana kızıyorlar ki?"

"Boş ver" dedi gülerek. "Senin için seri üretime başlayacağım. Yaz kış demeden sevgilime çilek bulmam icap ediyor."

"Gerçekten mi?" diye sevinerek sordum. Çünkü bu her gün çok daha fazla çilek sahibi olmamıza sebep olabilirdi. Böyle bir teklife asla hayır diyemezdim.

Taehyung başını iki yana sallayıp o çok sevdiğim gülüşünü takındı yine. Sanırım bu durum onu da çok mutlu etmişti.

Gülümseyerek bakışlarımı okyanusa doğru yönelttiğimde buradan çok daha net görünen iki katlı bina dikkatimi çekti. Beni kaçırıp götürdükleri yerdi burası. Taehyung artık hepsinin tutuklandığını ve bir daha bana zarar veremeyeceğini söylediği için ona burayı göstermiştim. Askerî üs sandıkları yer aslında alt katının petshop olarak kullanıldığı bir binaydı. Taehyung kaçarken duyduğum hayvan seslerinin aslında orada hayvanlara da deneyler yaptıklarının kanıtı olduğunu söylemişti.

Düşüncelere dalmışken masada duran elimi, Taehyung'un sıcacık eli hapsetti.

"Güzelim, başka yere gidelim istersen" dediğinde başımı olumsuzca iki yana salladım.

"Sen olduğun sürece her yer güvenli" dedim kendimden emin bir şekilde. Bu sıcaklığın beni her daim saracağından adım gibi emindim artık. Taehyung'a sonsuzdu güvenim.

Birbirimize olan derin bakışlarımız, az önceki adamın elindeki tabakları masamıza bırakması ile son buldu. Daha önce hiç görmediğim yemeğe merakla bakarken hemen sonra masaya konulan içeceğe göz attım. Yemekten önce bunun tadına bakabilir miydim?

Blue Side ❧ VWo Geschichten leben. Entdecke jetzt