33.Bölüm

7.8K 1.1K 747
                                    

(Taehyung)

İsteksiz adımlarım beni Cafe Unpulugged'e yönlendirirken karanlık zihnim beni rahat bırakmıyordu. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı ve bunun için yakın arkadaşlarımla birlikte geçireceğim bir gece iyi bir seçenek gibi görünüyordu. Buna rağmen neden bir yanım ihtiyacım olan tek şeyin yalnız kalmak olduğunu söylüyordu?

Soğuk havayı son kez derince içime çekip slow müzik eşliğinde dans eden kalabalığın arasından So Ra'nın mesajında belirttiği on dört numaralı masayı aramaya başladım.

Bir numaralı masaya ilişen bakışlarım, ikinciyi ve üçüncüyü takip etmeye başladı. On dört numara sahneye daha yakın olmalıydı. Adım adım ilerleyerek etrafa göz atmaya devam ederken bakışlarım, bir çift yeşil gözün sahibinde takıldı ve bununla birlikte dans eden kalabalığın ortasında durdum. Ne ileri ne de geri gidiyordum.

Açık bıraktığı saçları, hafif makyajı, siyah ceket elbisesi, topuklu ayakkabıları ile baştan aşağıya zarifliğe bürünmüş kadın Ella mıydı?

Gözlerimi birkaç kez kırpışırdım ve olduğum yerde dikilmeye devam ederken buraya nasıl geldiği ile ilgili zihnimde dönen onca soruyu bir kenara bırakıp içimde yükselen özlem duygusu ile birlikte olabildiğince hızlı adımlarla masaya doğru ilerledim.

Kolundan tutup kendime doğru çektiğim Ella'nın beline ellerimi doladım. Zaten bakışlarından benim Ella'm olduğunu anlayabiliyordum ama emin olmak için gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim. "Buradasın, gerçekten." diye mırıldanırken bir elim saçlarında dolaşmaya başladı. Sanki zaman benim için bir süredir durmuştu ve bu sürecin ardından ilk kez nefes alıyormuş gibi hissediyordum.

"Boğacaksın beni." diye sızlanan Ella'nın sesi ile birlikte kendime geldim ve gülümseyerek sımsıkı sardığım bedenininden ellerimi usulca ayırdım. Yüzünü görebilecek kadar geriye adımlarken ellerim yanaklarına uzandı. Özlediğim yüzünü avuçlarımın arasında hapsederken "İnanamıyorum." diyerek gülümsedim.

"Sen, Taehyung musun?" diye sorduğunda duraksadım.

"Ne demek o? Beni tanımıyor musun?" diye gülerek sordum fakat o başını abartılı bir şekilde daha sola salladı. Bana kızgın olmalıydı. Onu öylece bıraktığım için mi beni tanımadığını söylüyordu?

"Taehyung, küçük bir sorunumuz var." diyen So Ra dikkatimi dağıtırken bakışlarımı zor da olsa Ella'dan ayırıp So Ra'ya yönelttim.

"Benimle biraz gelsen iyi olacak."

So Ra bar tezgahına doğru önden ilerlerken bakışlarımı yeniden Ella'yı yönelttim. Yüzü hala avuçlarımın arasındayken ellerimi yavaşça aşağıya indirdim.

Sahi, ona sımsıkı sarılmama rağmen tepkisiz bir şekilde kalmasına şaşırmalı mıydım?

Yüzüne dökülen saç tutamlarını yavaşça kulağının ardına sıkıştırırken mırıldandım.

"Hemen döneceğim. Seni okyanusa gönderdiğim için kızgınsın bana anlıyorum fakat telafi edebilirim."

Elimi saçlarından usulca çekerken gözlerinde bir ışıltı fark ettim. Dudaklarında oluşan tebessüm, yanağında minik bir çukur oluşturdu ve ben eğilip oraya kuş tüyü kadar hafif bir buse kondurdum.

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now