28.Bölüm

7.8K 1K 778
                                    

(Ella)

Hoseok'un kapıyı açmasıyla birlikte gördüğüm tanıdık yüz duraksamama sebep oldu.

"Ella burada mı?" diye soran Judith'in bakışları beni bulduğunda rahat bir nefes verdiğini fark ettim. Buraya neden geldiğini ve beni neden aradığını oldukça merak etmeye başlamıştım.

"İçeri geçin isterseniz."

Judith, Hoseok'un daveti üzerine içeri geçerken bakışlarını benim üzerimde gezdirmeye başladı.

"Konuşacaklarımız uzun. Dilersen üzerini değiştirip gel."

Üzerimdeki ıslak kiyafetlere rağmen neler olup bittiğini merak ettiğimden bunu reddetmek istedim fakat So Ra elimi tutup beni merdivenlere doğru sürüklemeye başladı.

"Birazdan döneriz."

"Çok merak ettim. Konuştuktan sonra üzerimi değiştirsem olmaz mı?"

So Ra'ya merakla baktığımda başını olumsuzca salladı.

"Olmaz Ella. Buz gibi olmuşsun. Önceliği her zaman kendine vermelisin."

Usulca başımı salladım fakat aklım hâlâ Judith'in buraya hangi sebeple gelmiş olduğuydu.

"O elindeki ne?"

Elimde sıkı sıkı tuttuğum minik küreye baktım.

"Bilmiyorum. Judith karada yaşamaya karar verirsem yanıma mutlaka bunu almam gerektiğini söylemişti."

"Pekala, kendisine sorarız öyleyse." diyen So  Ra beni Taehyung'un odasına yönlendirdi. Kapının koluna tutunduğumda her zaman olduğu gibi orada Taehyung'u bulamayacağım gerçeği içimi sızlattı.

Usulca içeri süzüldüğümde So Ra da hemen arkamdan geliyordu. Bakışlarım odanın içinde gezinirken yatağın üzerindeki Yeontan gülümsememe sebep oldu.

"Yontan burada mıydı?" diye heyecanla sordum. Aynı zamanda ona doğru adımladım. Islak kıyafetlerimle yatağa oturmak istemediğimden eğilip yavaşça başını okşadım.

"Burada yatmayı seviyor." diyen So Ra elbise dolabına yöneldi ve kapağını açıp içinden iç çamaşırları, pijama ve bir havlu çıkardı.

Taehyung, benim için aldığı kıyafetlere dokunmamış olmalıydı. Hepsi öylece duruyordu.

"Banyo yapmanı biraz erteleyebiliriz ama üstündekileri çıkarıp bunları giyinmelisin.  Şu havluyu da saçlarına saralım."

So Ra'yı dinleyip üzerimdeki elbiseden kurtuldum ve önce kurulanıp ardından temiz iç çamaşırları ile pijama takımını giyindim ve So Ra'nın saç havlusu ile saçlarımı sarmasına izin verdim.

"Bilekliğine iyi bakmışsın." diye gülümseyip işaret parmağını bilekliğime dokunduran So Ra'ya karşılık usulca başımı salladım.

"Elbiseyi de bilekliği de çıkarmadım."

"Çünkü olmak istediğin yerin neresi olduğuna karar verdin."

Gülümseyişim genişlerken kollarımı So Ra'nın boynuna sardım. Beni çok iyi anladığını biliyordum. Kendimi ona çok fazla yakın hissediyordum.

"Yine çokça sarılacağız ama önce Judith'in neden geldiğini öğrenelim." diyerek kıkırdayan So Ra ile birlikte kollarımı yavaşça kendime doğru çektim.

"Hadi öğrenelim." dedim ve hızlı adımlarla kapıya doğru yöneldim.

.....

Hoseok hazırladığı kahveleri cam sehpaya bırakırken bana bir de çikolata uzattı. Gülümseyerek çikolatayı aldım ve paketini açıp bir parça ısırdım. Çok acıkmıştım.

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now