12.Bölüm

9.4K 1.1K 775
                                    

(Ella)

Güneş ışınları yine Taehyung'tan önce beni uyandırmayı başardığında yatakta usulca doğruldum ve üzerimdeki geceliği yukarı doğru sıyırıp solungaçlarıma baktım. Kaybolan solungacım yerine gelmese de diğerlerine bir şey olmadığı için gülümsedim. Kalan solungaç yarıklarımı koruyarak okyanusa geri dönmeliydim.

Tenimin görünüyor olmasına Taehyung'un kızdığını bildiğim için üzerimi geri örterken bakışlarımı da aramıza birçok yastık dizmeyi ihmal etmeyen Taehyung'a yönelttim.

O, beni kurtaran ve koruyan kahramanımdı ve ondan ayrılmak istemiyordum fakat okyanus benim yuvamdı, orayı da bırakamazdım.

Bir an Jungkook'un dün gece söylediklerini düşündüm. Benim hem deniz kızı hem insan olduğumu ve yaşamak istediğim yeri benim seçebileceğimi söylerken oldukça ciddiydi. Eğer okyanusa dönmemeyi tercih edecek olursam bunun sebebi muhtemelen Taehyung ile ayrılmanın zor geleceğini ve onu özleyeceğim halde göremeyeceğimi bildiğim gerçeğiydi ama Taehyung da okyanusa dönmemi istiyordu hem bana Seoul'e döneceğini söylemişti.

Asılan yüzümle birlikte yataktan yavaşça kalktım ve dizimde anlık hissettiğim sızıya aldırmadan odadan yavaşça ayrıldım. Diğerleri uyandıysa onlarla konuşabilirdim.

Biraz ilerleyip karşıma cikan ilk kapıyı usulca açtığımda So Ra ve Hoseok beni fark edip birbirlerinden hızla ayrıldı ve üstlerini pike ile hızlıca kapattılar. Az önce ikisi de birbirini kollarıyla sımsıkı sarmıştı ve aralarında hiç yastık yoktu.

"Günaydın Ella, bir sorun mu var?"

Hoseok yataktan doğrulup bakışlarını üzerimde gezdirirken "Taehyung uyanmadı, sizinle konuşsak olur mu?" diye sordum.

"Sen bizi salonda bekle. Biz üzerimize kıyafetlerimizi giyinip gelelim."

"Kıyafetlerinizi çıkarınca Taehyung size de kızmıyor mu?" diye sordum.

"Kızıyor tabi o yüzden sen ona söyleme. Hatta Jungkook ve Jimin de kızıyor. Onlara da söyleme."

Usulca başımı salladım ve "okyanusta zaten kıyafet giyen kimse yok, insanlar tuhaf " dedim gülümseyerek.

Hoseok ve So Ra usulca başını sallarken aklıma gelen şeyle birlikte duraksadım.

"Peki aranızda neden yastık yok?"

"Çünkü bize yastık kalmadı" diyen Hoseok'a gülümsedim ve "yastıklarımızdan birini size veririz" diye gülümseyip kapıyı ardından kapatarak odadan çıktım ve yandaki kapıdan çıkan Jimin ile karşılaştım.

"Günaydın Ella."

"Neden herkes günaydın diyor?"

"Sen de uyandıktan sonra bize günaydın demelisin.  Bu bir tür ritüel."

Usulca başımı salladım ve "günaydın" dedim kocaman gülümseyerek.

"Elini yüzünü yıkadın mı?"

"Hayır, Taehyung ile birlikte yıkayacağım."

Jimin gülerek bileğimi tuttu ve beni banyoya doğru sürüklerken "bugün benimle birlikte yap bunu ve ardından kahvaltı hazırlayalım" dedi.

Banyoya geçtiğimizde Jimin ardıma geçip saçlarımı bileğindeki toka ile bağladı ve önce kendisi elini yüzünü köpürterek yıkadıktan sonra avuçlarıma köpüren şeyden sıktı.

"Jimin bunun adı ne?" diye sorduğumda "onun adı yüz temizleme jeli ve sen bana Jimin Oppa diye seslenmelisin" derken göz kırptı.

"Jimin Oppa" dedim gülümseyerek. Bu tabiri sevmiştim. Taehyung da bana bazen Ella demek yerine balığım falan dediğinden ben de Jimin'e değişik bir şekilde seslenebilirdim.

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now