10.Bölüm

9.6K 1.1K 663
                                    

(Taehyung)

Ella gülümseyerek bana bakmaya devam ederken hızlanan kalbimi yok sayarak hafifçe öksürdüm.

"Gerçekten aranızda hiçbir şey yok gibi görünüyor" diyerek ironi yapan So Ra'ya bir yanıt vermek yerine yarım kalan pankeki Ella'nın eline sıkıştırdım.

"Yanağın çikolata oldu" diye gülümseyen Ella'ya karşılık derin bir iç geçirdim. Peçeteye uzanıp yanağımı silerken başımın belası balık ile ne yapacağımı düşünüyordum. Davranışları tamamen içgüdü ile geliştiğinden onu yönetmenin mümkün olmadığını biliyordum.

Ella'nın beceriksiz öpücüğünü zihnimden silmeye çalıştığım süre boyunca Jungkook'un konuşacak bir şeyler bulmuş olmasına sevinmiştim. Herkes pür dikkat Jungkook'un üniversitedeki son senesinde seçeceği tez konusuna odaklanmıştı.

Tabakta kalan son pankeki kaptığımda Ella'nın bakışlarının pankekte olduğunu yakalayarak ona uzattım.

"Sen yiyebilirsin" dedim ve heyecanla elimden alıp arasına nutella sürüşünü izledim.

"Bundan sonra her şeyin iki katını hazırlamamız lazım" diyerek iştahlı balığı işaret ettim.

Jimin "her şeyi yiyip kilo almayanlardan birine rastladık sanırım" derken Ella'nın kendisine bir yanıt vermesini bekledi ama o pankeki yemekle meşguldü. Zaten tabaktakilerin yarısını tek başına gömmüştü.

"Hey, beni yanıtsız mı bırakacaksın?"

"Bir pankek değilsin Jimin" diye yanıt veren Jungkook olunca alnına bir fiske yemesi kaçınılmaz oldu. Tabii böyle bir hamleyi hazmetmesi imkansız olan Jungkook yerinden hızla kalkıp Jimin'i salonun ortasında kovalamaya başlayınca Ella merakla ikisine döndü.

"Ne yapıyorlar onlar?"

"Onlar hep böyle aldırma sen" diye yanıt veren Hoseok Hyung da masadan kalkınca "karnın doydu mu?" diye sordum. Ella başını aşağı yukarı sallayınca kalkmasına yardım ettim.

"Taehyung, Ella'yı bizimkilerle bırakıp yanıma gel. Konuşacaklarımız var."

So Ra'yı onaylayıp Ella'ya üçlü koltuğa kadar eşlik ettim. Jimin ve Jungkook birbirleri ile olan itişmesine son verip Ella'nın yanına oturduklarında onlara "gözüm üzerinizde" bakışları atarak masayı toplamaya koyulan So Ra'nın yanına geçtim ve ona yardım etmeye koyuldum.

"Taehyung, sanırım ailene isteklerini kabul ettirene kadar dönmeyeceksin Seoul'e."

Derin bir iç geçirip başımı usulca salladım. "O sıkıcı şirkette çalışmak istemediğimi defalarca söyledim. Benim hayatımın da abilerim ile benzer olmasını istiyorlar."

Seok Jin ve Namjoon Hyung ailemin istediği gibi çeşitli şirketlerinden birinde yönetici konumundaydı. Yine ailemin istediği kişilerle evlenmiş, standart bir hayat yaşıyorlardı. Sıra bendeydi fakat benim böyle bir isteğim yoktu.

İşletme okumam için yurtdışına gönderdikleri ilk yıl okuduğum bölümü bırakıp yoğun çabalarım sonucunda Cambridge'de Elektrik Elektronik Mühendisliği okumuştum. Güney Kore'nin askeri elektronik sanayisinde çalışmak en büyük hayalimdi fakat gel gör ki ailem önüme büyük bir engel koymuştu.

İki yıl Cambridge Üniversitesi'nde yüksek lisans yapıp Profesör Watson ile birlikte çalışmıştım.

"Eğer istersen babamın bu konuda yardımı dokunur. Ailenin engelinin hicbir önemi kalmaz."

Blue Side ❧ VDonde viven las historias. Descúbrelo ahora