59.Bölüm

8K 887 775
                                    

(Ella)

Bedenimi saran sıcaklığın yerini hafif bir ürpertiye bırakması ile birlikte yerimde huzursuzca kıpırdandım ve arkama dönüp elimle yanımdaki yastığı yokladım.

Normalde Taehyung'tan çok önce uyandığım için problem olmuyordu fakat Cambridge'de olduğumuz süre boyunca Taehyung sabahın erken saatlerinde uyanıyor, karakola gidiyor, gelişmeleri takip ediyordu.

Dudaklarımın aşağıya sarkmasına engel olamadan gözlerimi açtım ve birkaç kez gözkapaklarımı kırptım. Taehyung gitmeden en azından bir kez görmeliydim.

Yataktan doğrulup yorganı üzerimden attığımda üzerimdeki tişörtü fark ettim. En son iç çamaşırlarım ile uyuduğumu hatırlıyordum. Ben uyurken Taehyung'un bunu bana giyindirdiğinden emindim.

Yüzümde oluşan minik gülümseyiş ile birlikte çıplak ayaklarımı yere basa basa salona doğru ilerledim ve telefon görüşmesi yapan Taehyung görüş alanıma girdi. Üzerine bir tişört ve hırka giyinmişti.

Bakışları beni bulan Taehyung, yüzünde oluşan o güzel gülümseyişi ile telefon konuşmasına devam ederken yanına doğru ilerledim ve tam karşısında durup tek elini tuttum.

"Hasta kayıtları ortaya çıkınca Yoongi'yi de bırakacaklardır," diyen Taehyung, hırkasının bir omzunu aşağı doğu düşürdü ve telefonunu omzu ile kulağı arasında sıkıştırıp hırkasını çıkardı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken bana doğru uzanıp hırkayı omzuma bıraktı.

"Giyin, soğuk," diye sessizce fısıldarken bir yandan da telefon görüşmesine odaklanmıştı.

Dediğini yapıp hırkayı üzerime giyindiğimde derin bir iç geçirip saçlarını elinin arasından geçirdi.

"Endişelerini anlıyorum ama Yoongi'nin suçsuzluğu çok yakında ortaya çıkacak. Kasetin olup olmaması çok mühim değil. Kanıtlar çorap söküğü gibi birbirini takip ediyor zaten."

Taehyung zaten görünüşü ile oldukça dikkat çekici biriydi ve buna ses tonu da eklenip biraz da ciddiyet kattığında onun eşsiz bir varlık olduğunu düşünüyordum.

"Seoul'e döndüğümde Namjoon Hyung ile konuşup bunu neden yaptığını öğreneceğim zaten."

Geçenlerde Taehyung, Yoongi'nin kamera kayıtlarının bulunduğu kasetin ortadan kaybolduğunu ve Hwa Mi'nin Namjoon'dan şüphelendiğini söylemişti. Bu durumda Hwa Mi ile konuşuyor olmalıydı. Bu arada, Hwa Mi ile Namjoon arasındaki ilişkiyi ben anlayamamıştım. So Ra bana defalarca anlatmıştı ama yine de anlam veremiyordum.

Mesela ben Taehyung'u seviyorsam Taehyung ile evlenirdim. Neden başkası ile evlenecektim?

Düşününce yine Hwa Mi'yi anlamadığım için gözlerimi devirdim ve aynı anda kaşları merakla çatılan Taehyung bir elini yanağıma yerleştirdi.

"Bunları sonra konuşuruz. Ben gelişmelerden seni de haberdar edeceğim. Zaten buradaki yetkililer ile görüştüm. Davaya yardım etmeye Seoul'de devam edeceğim."

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken Taehyung son olarak "görüşürüz," diyerek telefon görüşmesini sonlandırdı. Beni kolları arasına çekip saçlarımı kulağımın ardına sıkıştırdı.

"Neden uyandın sen?"

Taehyung'un sorusuna bir yanıt vermek yerine hakkından meraklandığım durumu dile getirdim.

"Seoul'e mi döneceğiz? Ne zaman döneriz? Yeontan'ı da özledim, bir dahakine Yeontan da gelsin mi?"

Peş peşe heyecanla sorduğum sorulara karşılık Taehyung başını geriye yaslayıp güldü ve ben parmak uçlarımda yükselip onu boynundan öptüm.

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now