31.Bölüm

8.4K 1K 1K
                                    

(Taehyung)

Mekanik-Optik Tasarım müdürümüz Bay Lee Dong Wook, aynı anda iki ayrı proje için ilerleme kaydetmemiz adına ekibi ikiye ayıracağını duyurmuştu. Zaten ekip arkadaşlarımın sayısı oldukça az olduğunda bana kalırsa pek verimli bir yöntem değildi.

"Min Yoongi ve Kim Taehyung sizin termal görüntüleme konusunda çalışmanızı istiyorum. Ekibin geri kalanı gece görüş cihazı üzerinde çalışmalarına devam edebilirler."

"Efendim, yeni bir proje üzerinde oldukça yeni bir mühendisi seçmenizin çok doğru olduğunu düşünmüyorum."

Song Joong Ki'ye baktığımda o hırsı hissedebiliyordum. Muhtemelen kendisini seçmesini bekliyor olmalıydı. Aslına bakılırsa haklı bile sayılırdı. Daha ilk haftadan beni seçmesi benim de beklediğim bir şey değildi.

"Kararlarımı mı sorguluyorsunuz Bay Song?"

Ortama büyük bir sessizlik hakim olurken benim meslektaşım olan Park Bo Gum tereddütle araya girdi.

"Yalnızca yeni projede çalışmayı çok istiyorduk ve bu zamana kadar sürekli ilerleme kaydettiğimiz için neden yerimize Kim Taehyung'u seçtiğinizi bilmek istiyoruz."

"Lisans tezini termal görüntüleme üzerine yapmış ve bu konuda Profesör Watson ile çalışmış. Bence oldukça yeterli bir sebep."

İtiraz etmeye kalkışan gruba karşılık Bay Lee son noktayı koydu. "Hiçbir itirazı kabul etmiyorum. Herkes işinin başına geçsin."

Bay Lee laboratuardan ayrılırken tüm bakışlar beni buldu.

"Profesörünün ismini kullanarak başarı elde etmeye çalışman oldukça rahatsız edici." diyen Hye Mi'ye karşılık bıkkın bir şekilde nefesimi dışarı verdim.

Profesör Watson'ın isminin ardına asla sığınmamıştım. Evet, Bay Watson'ın çalışmaları dünya geneline yayılmıştı ve onunla çalıştığımı bilen herkes iş teklifinde bulunmuştu. Fakat bunu yaparken onun deneyimlerinden benim de bir şeyler kaptığımı ve benim de başarılı olacağımı düşünüyorlardı. Bu konuda haksız değillerdi.

"Rahatsızlığınızı gerekli mercilere bildirin o zaman." dedim. Kimseyle bu konuda tartışmayacaktım.

"En azından bunu hak etmediğinin farkında olmanı isterim." diyen bu kez Song Joong Ki olmuştu.

Kimseden çıt çıkmadığına göre herkes bu konuda hemfikirdi. Cidden bu kadarı fazla değil miydi?

Song Joong Ki'ye haddini bildirmek için ağzımı açacakken araya Min Yoongi girdi.

"Kimin neyi hak ettiğine siz mi karar veriyorsunuz?"

Bakışlarım Yoongi'yi buldu. Sert bir tavrı vardı. Gözlerini devirip yan masaya ilerlerken mırıldandı. "Benimle gel Kim Taehyung."

.....

EASAN'da geçirdiğim sıkıntılı günün ardından kendimi eve atmıştım. TV önündeki koltuğa yayılmış, alakasız bir film açmış, gözlerimi kapatmıştım.

Yoongi'yi ekipte yakınlık kuramayacağım tek kişi sanmıştım. Soğuk tavırları, konuşulanlara olan ilgisiz yaklaşımı bana böyle hissettirmişti fakat yanılmıştım.

Bugün termal görüntüleme projesi üzerinde çalışmadığımız zaman diliminde konuşma fırsatımız olmuştu. Bana, ekip lideri olduğu için diğerlerinin ayağını kaydırmaya çalıştığını, başarısız olmasını beklediklerini söylemişti. Tavırları belli ki yalnızca bana değildi. Hepsi birbiri ile rekabet halindeydi. Ekip olmak bütün olmayı gerektiriyordu ve en önemlisi yaptıkları her iş ülkenin savunma sanayisine birer katkı iken bu tür küçük hesaplarla uğraşmaları oldukça saçmaydı.

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now