23.Bölüm

8.3K 1K 738
                                    

(Taehyung)

Ella'nın yürürken sürekli ardımızda bıraktığımız minik bebeğe dönüp bakıyor olması üzerine gülümsedim.

"Bizimle gelse olmaz mı?" diye sorduğunda başımı olumsuzca iki yana salladım. Zaten gördüğü her şeye fazla ilgi göstermesi sebebiyle bu soruyu sormasını bekliyordum.

"Bebeğin bir ailesi var ve onlarla yaşamak zorunda" dediğimde bir miktar üzüldü.

"Peki biz bebek yapsak olmaz mı?" diye sorduğunda duraksadım. Bazen soruları karşısında nasıl bir cevap vermek gerektiğini şaşırıyordum.

"Beraber sonsuza kadar yaşayamayacağız Ella ve bu durum bebek yapmamız için engel teşkil ediyor."

"Deniz adamları ile birlikte olmama da izin vermedin. Benim hiçbir şekilde bebeğim olmayacak mı?"

Derin bir iç geçirdim ve içimi büyük çaplı bir hüzün kapladı.

Ella ile birlikte geçirdiğim her an benim için büyük bir duygu karmaşası yaratıyordu. Bir tarafım onun içten tavırları, saf duyguları, şapşal hali yüzünden mutlu hissederken diğer tarafım onu eninde sonunda kendi yuvasına gönderecek olmanın burukluğunu yaşıyordu.

"Okyanusa döndüğünde sadece olması gerektiği gibi yaşamaya devam et. Sana söylediğim şeyler oraya döndüğünde geçerli değil."

Her şey eski düzenine kavuştuğunda elbette Ella da diğer deniz kızları gibi olacaktı. Hayatında bir deniz adamı olmamasını istemek bencillik olurdu.

Ella'yı başka biri ile düşünmek - deniz adamı da olsa - zor olduğundan nefesimi bıkkınlıkla dışarı verdim.

"Taehyung, seninle kalmak istesem izin verir miydin?"

Adımlarımı durdurdum. Rüzgar yüzünden Ella'nın kokusunu ve ellerimizin teması yüzünden Ella'nın sıcaklığını hissetmemeye çalıştım. Peki ya bunu sorarken ses tonundaki çaresiz isteği ne yapmalıydım?

"Üzgünüm Ella" dedim. "Yapamam."

Duygularıyla hareket eden biri olmamıştım hiç. Duygularımı Ella'nın hayatından daha önemli bir yere koyamazdım. O bu dünya için fazla saftı ve hep öyle kalmalıydı.

.....

Hoseok ile birlikte ikili koltuğa oturmuştuk. Hoseok izlediği basketbol maçı hakkında yorum yapıyor ben ise boş boş TV ekranına bakıyordum.

Yol boyunca o sevimli bir o kadar da karmaşık sorularından hiçbirini dile getirmeyen Ella, aldığımız hamburgerleri de tezgahın üzerine bırakmış, So Ra ile birlikte yukarı çıkmıştı. So Ra ile konuşmak istediği bir şeyler olduğunu söylemesi ve ona benimle kalmasına müsaade etmediğimi söylemiş olmam arasında bağlantı olmalıydı. Yoksa konuşmaktan geri kalmazdı ve çok acıkdığı halde hamburger yemeyi ertelemezdi.

"Hamburgerlerden birini yiyeceğim artık" diyerek bakışları hala maçta olsa da tezgaha ilerleyip paketlerden birini kapan Hoseok söylenerek geri döndü. "Dakikalardır ne konuşuyor bunlar? Tek acıkan ben miyim?"

"Ella'nın soruları ile uğraşıyorlardır" dedim. O soruların ne olduğunu fazlasıyla merak ediyordum.

"Sen de birini al istersen" diye paketi bana uzatan Hoseok'u reddettim. Hamburgere "hayır" diyebiliyorsam duygusal çöküntü yaşıyor olmalıydım. Üstelik bunu güzel balığıma da yaşatıyordum.

"Aslında Taehyung Hyung burada kalalım diye çok ısrar edince biz de onu kıramadık."

Bakışlarım merdivenlerden, kulağında telefon ile inen Jungkook'a kaydı. Kiminle konuşuyordu?

Blue Side ❧ VWhere stories live. Discover now