0.1

11.5K 326 193
                                    

Herkese merhaba,
Biz üniversite yıllarını kurgu oluşturmakla geçiren ve hayran kurgu kategorisinde uzun yıllar harcayıp, yazı yazmanın büyüsünden hala kurtulamamış iki ortağız.

Uzun süre okuyucularımız ile birlikte hayran kurgu kategorisinde yol aldık. Oldukça da kalabalık bir trenin içindeydik, her yeni kitabımızda farklı bir şeyler deneyerek yeni duraklardan yeni insanlar katmaya çalıştık aramıza ve şimdi de buradayız.

Bu iki ortağı şu an tanıyanlar olduğu kadar ileride ilk defa bu kitapla tanıyanlar da çıkacaktır, yani umudumuz o yönde.
Biz bu platformdaki kitaplarla büyüdük, olgunlaştık. Sizin de bizimle birlikte büyümenizi, belki de sizi bu kitapta okuyacağınız üniversite hayatının bir benzerine uğurlayacağımızı temenni ediyoruz.

Hayalini kurduğunuz o yılların sizi en güzel şekilde bulmasını dileyerek de bu kitaba başlıyoruz.

Başlama tarihinizi tam bu paragrafa bırakabilirsiniz, bu sefer ki durağımız olan genel kurgu belki bizi çok daha güzel yerlere getirir ve baktığınızda siz de bu yolculuğun başını görmüş olursunuz.

Artık beraber bir yolculuktayız, önceki okuyucularımız da, yeni aramıza katılacaklar da bu serüvenin bir parçası. Şen şakrak bir yolculuk olmasını çok isteriz, tabii her uzun yolculuğun gereği sohbetlerden de mahrum kalmamak gibi bir dileğimiz var. Yorumlarda hepinizin hayatından kesitler görmek, düşüncelerinizi okumak, çıktığımız yolculuğu keyifli hale getirecek, buna eminiz.

Hatta şimdiden başlasak ne güzel olur, paylaşmak istediğiniz tatlı anılarınızı bu paragrafta görmeyi çok isteriz. Karakterlerimizin hikayesini görmeden önce de herkesi gülümseten bir anımız olmuş olur.

Bizi yalnız bırakmayan eski okuyucularımıza teşekkürler ve yeni okuyucularımıza da hoş geldin ile kocaman bir keyifli okumalar.
Biri Nilay'dan♥️
Biri de Hazal'dan♥️

Ahu ÖZATA

Sert rüzgarların estiği, klasik Eskişehir akşamlarından biriydi.

Fakülteden çıkmış, Porsuk Çayına doğru hızla adımlarken üç arkadaş gülüşüyorduk. Bu akşamki yürüyüşümüze, çantaya sığdıramayıp elimizde taşıdığımız kanunlarımız değil; ilk defa tadacağımız türlü türlü makaronlar eşlik ediyordu.

"Bir Manisalı için bu şehir fazla soğuk, adaptasyon sağlayamıyorum," dedim, bir taraftan da şalımı tüm bedenimi saracak şekilde düzeltmeye çalışıyordum. "Abartma Ahu, sonbahardayız farkında mısın? Daha kış bile gelmedi."

Sare bir Kırıkkaleli olarak, uyum sürecini başarıyla tamamlamıştı ama işler benim için aynı hızda ilerlemiyordu. "Kısa kollu giymişsin, üstünde de kot ceket var Ahu," diyen Nisan da, bir nevi bana 'senin salaklığın' demek istediğinde fazlasıyla hak vermiştim. Gerçekten de benim aptallığımdı.

Manisama, güzel memleketime, kış bile gelmiyordu. Kar görünce eli ayağı titreyen İzmirlilerden hiçbir farkımız yoktu. İç Anadolu'ya geldiğimi ve dolabımı baştan düzenlemem gerektiğini aklıma yazmam lazımdı artık. "Allah'tan eksiklerimi tamamlayan arkadaşlar edindim, annemin duaları tutuyor," diyerek arkadaşımın şalına daha çok sarındım, Sare olmasa çoktan evin yolunu tutmamız gerekecekti.

"Yani inanç sistemim seninki gibi işlemiyor ama bu konuda haklısın Ahu," dedi Sare. "İki yüz kişilik sınıfta geldin ve daha ilk günden bizi buldun. Konuşmanın beşinci dakikasında telefon numaramı sana verdiğime hala inanamıyorum."

Ahu ile CengizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin