0.2

5.2K 264 131
                                    

Cengiz Asoğlu

"Paşam, istersen biz gözlerimizi kapatalım daha rahat çalarsın taşları?"

Batuhan yanında oturan Alperen'i muhatap alarak konuştuğunda "Beyler ayıp oluyor, yakışıyor mu iki hukukçuya?" diye dalga geçmiştim.

Batuhan ve Furkan'ın fakirhanesinde her zamanki gibi 101 oynuyorduk. Ben evimden şartlı tahliye edilmiştim, ev arkadaşımın sevgilisi Eskişehir'i terk edene kadar da oraya adım atmam yasaktı. Bu yasağı kendi kendime ben koymuştum ve bu yüzden de uymakta kararlıydım.

Dünyanın en kötü ev sahiplerinin bir süre misafiri olacaktım ve daha ilk günden, 101 partisi ile açılışı yapmıştık. "Hukukçunun şanındandır, dolandırmadan olur mu?" Furkan göz kırparak, ona attığım taşa baktı ve anında "Abicim birden küçük bir sayı yok mu? Utanma onu da at, bu ne ya?" diye isyan etti.

"Sana üçten büyük sayı yok, haydi oyna," diye ortadan çektiğim taşı avucunun içine bıraktığımda, taşa baktı ve bu sefer de "Ortadan da iki çekmiş, eli uğursuz pezevenk," dedi.

"Ortağıma laf etme, bir el önce elden bittiğini hatırlatırım. O tamamen senin cenabetliğin." Batu kendine atılan mavi üçe baktı ve güldü. "Şimdi bunu alıp bitmem yok mu?" Furkan ortağımın söylediğiyle dehşete düşerken "Yok artık amına koyayım," demişti.

Batu güldü ve göz kırparak, mavi üçü aldı. Bitmediğini bildiğimden sırıtarak Alperen ve Furkan'ın götlerinin tutuşmasını izliyordum. "Bir açalım da renk gelsin masamıza," diyerek taşları önüne dizdiğinde Alperen sandalyede geriye yaslandı.

"Vallahi bu cenabet Furkan'ı banyoya falan gönderecektim bitseydin," dediğinde Furkan ortağına yanında duran zarı fırlattı. "Ne zaman gördün benim cenabet gezdiğimi lan?"

"Lisede gusüllü gezdiğin zaman mı vardı oğlum? Konuşturma şimdi, kızı her öptüğün yerde halleniyordun." Batu'yla yüzümüzü buruşturduktan sonra Alperen'in bana attığı sekize kararsızca baktım.

"Besleme lise arkadaşını oyar gözünü işte, iyi ki seninle eve çıkmamışım." Furkan, Alperen'e söylenmeye devam ederken sekizi almayarak ortadan taş çektim.

Ortadan çektiğim kırmızı on ile per yaptıktan sonra, Furkan'a döndüm. "İstiyor musun büyük taş?" Anında kafasını olumlu anlamda salladığında sırıttım ve sarı dördü görebileceği şekilde masaya koydum. "Bu ne kardeşim ya? Ben bu iyiliğinin altından nasıl kalkarım? Lütfen yapma, bu ne böyle sonsuzluk falan mı?"

Abartılı tepkisine gülerek ortadan taş çekmesini izledim. "Cengiz," diyen Batu'ya döndüğümde önümdeki istakayı işaret ederek "Nasıl?" diye sordu. Sırıtarak göz kırptım, bu el de bizi şov bekliyordu.

"Oğlum ikinci dönem Roma'yı kimden alayım bu arada?" Alperen, elini açarak taşları önüne dizmeye başlamıştı ve aynı anda da konuşuyordu. "Valla Derya beni bitirdi, diğeri ondan beter değildir umarım?"

Bir sene mezuna kaldığı için bizden bir alt dönemdeydi ve liseden Furkan'ın arkadaşı olması dolayısı ile tanışmıştık. Biraz ilginç bir tipti Alperen, mezuna kalma olayları bile garipti.

Çocuk, lisesine yeni reis bulunamadı diye bir sene mezuna kalmış, okula kontrole gidip gelmişti.

Bu derece siyasete fanatik tipler beni oldum olası uyuz ederdi. At gözlükleri taktıklarını düşünürdüm ki Alperen de tam öyle biriydi. Yararsız faaliyetlerle üniversite içine milliyetçilik falan aşılamaya çalışıyordu, sanki kaç yaşına gelmiş adamlar Alperen gelsin de broşür dağıtsın; biz de ülkücü olalım diye gün sayıyordu.

Ahu ile CengizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin