3.3

2.3K 173 18
                                    

Wattpadde sorun vardı arkadaşlar, kusura bakmayın :(

Ahu Özata

İlk tanıştığımız zamanlarda Nisan ve benim çok ayrı karakterlere sahip insanlar olduğumuzu düşünüyordum. O bana göre daha soğuk görünen, kendi düşüncelerini ifade ederken sansürleme gereği duymayan, kendisine takılan sıfattan her ne kadar hoşnut olmasa da havalı bir tipti.

Bense tam tersiydim işte, ayıp olacak diye insanlara gerçek düşüncelerini söyleyemeyen, iletişimi sosyal anksiyetesi yüzünden devamlı baltalanan, tüm bunlara rağmen bir şekilde kendini sevdiren klasik biri.

Şu an kulağımdaki telefonda Sare'yle dedikodu yaparken birbirinden bu kadar farklı olan iki arkadaşın, insanlara bela olma konusundaki benzerlik yarışını objektif bir pencereden izliyordum. Dün gece yaşanmasa Nisan bu yarışı birincilikle bitirirdi ama yıl 2022 olmasına rağmen hala yakın geçmişimizi bile ne yazık ki silemediğimiz için şampiyonluk kupası bana kalacak gibi görünüyordu.

"Kızım var ya aklım gitti, Allah'tan Nisan uyanmadı. Yoksa içip içip kapıya gelen Batuhan bir daha bizimkinin yüzünü göremezdi."

Kahvaltılıkları masanın üstüne yerleştirmiş, doğradığım salatalıktan ufak ufak yerken "Harbiden," demiştim. "Hayır madem içiyorsun onu anladık da Hankişi'ye de yumruk atmazsın, çocuğun suçu ne?"

Şiddet mevzusu açılır açılmaz elim dün çizilen boynumu buldu ve üstü kapalı olan pamuğa dokunduğum an yüzüm ekşidi. Hala biraz acıyordu. "Of Ahu, iyi yaptı bence. Bana kalırsa dünkü yumruğu çoktan atması lazımdı, tamam Nisan'la evlilikleri kağıt üstünde ama bizimki bu çocuğa çok iyi davranıyor. Bir görsen aklını kaybedersin, kendimi çok kötü hissediyorum."

Arkadaşımın söylediğine görmese de göz devirdim, "Bence senin kıskançlığın tutmuş yine," dediğimde Sare beni kınar gibi cık cıkladı. "Dün çocuğa kahvaltı hazırlamıştı Ahu, çay bile koydu." dediğinde kısılan gözlerimle "Ciddi misin?" diye sordum. Kahvaltıyı bir miktar anlayabilirdim ama ona kalk çay koy demeden yerinden kalktığı anlar hafızamda çok nadirdi.

"Baya ciddiyim, asıl bombayı da vermedim hala," dediğinde bundan daha fazla ne yaşanabilir düşüncesiydim. Ta ki Sare, "Hankişi Turancıların liderlerinden çıktı, fakülteye girdiğimiz an tüm bıyıklı tayfa bize kafa selamı veriyor. Anlayacağın herkesin yengesi olduk," diyene kadar.

Duyduklarımın şokuyla kaşlarımı çattım ve "Allah Allah," söylentisiyle hala uyanmadım mı acaba diye düşündüm. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp telefonda Sare adını görmemle "Bir saniye, ben doğru duydum değil mi?" diye sordum. Teyit etmem gerekiyordu.

"Nisan'ın kağıt üstünde evlendiği çocuk Hankişi Paşarov, Azerbaycan'ın önde gelen zenginlerinden biri. Ayrıca bu çocuk Turancı liderlerinden olduğu için fakültede size yenge diyorlar?" dediğimde Sare beni anında onaylamıştı ama gözlerim mutfak kapısında uyku mahmurluğuyla bana bakan Cengiz'deydi. Şaşkınlıktan yukarı kalkan kaşları, dağılmış saçları ve az önce elini yüzünü yıkadığını anlayabileceğim boynundan göğsüne doğru akan su damlacıklarıyla birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. "Nisan evlendi mi?"

Cengiz henüz ona vermediğim bilgiler yüzünden afallasa da insan ne diyeceğini bilemiyordu. Mesela arkadaşımın "Cenk mi uyandı?" diye sorması gibi.

Burada yaşadıklarımı ikisine de dönünce anlatacağım için "Evet," dedim kısaca. "Ben en iyisi seni sonra arayayım, daha diğer haberleri alamadım," dedim imalı imalı konuşarak. Sare ise aşk sarhoşluğundan tatlı tatlı gülmüş ve "Yarın Erdem buraya geliyor Ahu, nihayet," demişti. "Buluştuktan sonra özet geçerim, Cenk'e selam söyle, ayrıca Furkan'ın da mesajlarına cevap ver. Dün görüldü atmışsın."

Ahu ile CengizWhere stories live. Discover now