❄ 5. BÖLÜM ❄

4.2K 388 55
                                    

Duydukları karşısında şaşırdıkça şaşıran Arden'in bakışları yeniden Mehir'i buldu. Neler yaşamıştı kim bilir orada? Sekiz yaşında bir kız çocuğu nasıl direnebilmişti o mahzene? Yine de genç kıza, dudak bükerek hor gözle bakmaları hiç de hoş değildi ve asla onaylamıyordu.

"Bu ona olan bakış açınızı etkiliyor mu? Yaşadıkları onu bu hale getirmişse sizin elinden tutmanız gerekmiyor mu? Ne olursa olsun, kardeş değil miydik biz? Yaptığınız yanlış. Ne yaşadığını bilmediğinizi söylediniz. Demek ki kolay şeyler yaşamamış. Ne diyorum biliyor musunuz? Şu ön yargılarınızdan arının ve kendinize gelin."

Arden'in sözlerine karşılık ayaklanan Ceyhun az önceki sakin tavrından sıyrıldı ve arkadaşlarının, en önemlisi de Mehir'in duymasına aldırmadan bağırdı.

"Arkadaşlarıma zarar veren, insanları acımazsızca katleden bir deliyi onlarla aynı kefeye koymam ben. O kız normal değil! Anladın mı seni ahmak? O bir katil! Ve benim çevremde katillere yer yok!"

Ayakta, sinirden şekilden şekle giren Ceyhun'u, yerinden kalkıp yanlarına gelen Poyraz elini omzuna atarak yeniden oturttu. Dişlerini sıkarak dışarıyı incelemeye koyulan Arden'i de dürterek kendine getirmeye çalıştı. Yaptıkları koca bir saçmalıktı ve bu hareketleri diğerlerinin dikkatini çektiği gibi yan vagondaki güvenliği de uyandırdı. Bıkkınlıkla soluyan Poyraz başını sıkıntı içinde eğdi. 

İri yarı, sarı saçlı ve soluk benizli güvenlik çok geçmeden kapıda belirdi. Şüpheli bakışları vagonu hızlı bir şekilde turladı ve gürültünün sahiplerini buldu.

"Bir sorun mu var gençler?"

Poyraz güvenliğin sorusu üzerine başını kaldırdı ve umursamazca cevap vermeye çalıştı. Böylesi daha az dikkat çekerdi. "Hayır. Bir sorun yok."

Bıyığını kaşıyan güvenlik gencin şüphe uyandıran tavrına karşılık, kendisine bakmayan adamlara gözlerini kaydırınca elindeki ışın kılıcını gençlere doğru salladı.

"Emin misiniz? Arkadaşlarınız tam tersini ima ediyor gibi."

Net duruşu, Poyraz'ın biraz daha ürkmesine sebep oldu.Boğazına takılan yumru ile baş etmeye çalıştı. Teknolojiden ve onu kullanan mekatronik insanlardan korktukları gözle görülür bir gerçekti. Onlar için elle tutulabilir tek gerçek buydu. Ulaşamadıkları teknoloji... ve şimdi bu korkuyla baş etmeleri gerekecekti. 

Çünkü Asperatus, 2161 yılının en korkutucu şehriydi.

"Eminiz. Sorun yok," diyen Poyraz adamın elindeki korkutucu kılıca bakmamaya çalışarak kendinden emin bir şekilde başını salladı. Güvelik ise hala, sinirli bir şekilde oturan iki genç adama bakıyordu. Diğer ekipleri çağırmadan önce sarı bıyığının altından alayla gülümsedi. İçinden 'Beni kandırabileceğini mi sandın, ufaklık?' diye geçirerek belindeki düğmeye dokunacakken çaprazında duran ince bir sesin kendisine yönelik sorusu ile işi yarım kaldı.

"Sizden bu denli korkarken mi? Sadece onlarca teknolojiyi bir arada görmedikleri için aşırı tepki veriyorlar."

Arden, birkaç saat önce duyduğu sesi, şimdi uzun bir cümle ile kulaklarında evirirken uğuldayan sesin sahibine çevirdi başını. Yine aynı umursamazlığı üzerindeydi. Gözleri kapalı, sessizce fısıldadı. Vagondaki gençlerin nefesine karışan ürkütücü sesi iliklerine işlerken ilk defa Ceyhun'a hak verir gibi oldu. Mehir tuhaftı. Hem de fazlası ile.

Beyazlamaya başlayan sarı saçları ile genç kıza dönen adamın kemerli burnu öfkeden kırışırken sinirden ve korkudan kıpkırmızı oldu. 

Asperatus Nevm ✓Where stories live. Discover now