❄ 37. BÖLÜM ❄

1.8K 245 25
                                    

Saliseler sonra kapanan duvarın arkasından dehşet içinde bakan Kira, "Vay be!" demekten kendini alamamıştı. Doğrularak ayağa kalktığında kendisi ile birlikte ayaklanan genç adamlara baktı ve kendisine bağıran bir adam daha...

"Bir canavarla bile tek başınıza baş edemiyorsunuz! O, siz bencillerle uğraşmak yerine Mehir'e yardım edebilseydi, şu an Mehir bu halde olmayacaktı."

Kira'yı, susmak nedir bilmeden paylayan Ian'nın kahve rengi gözleri sinirle öfke saçıyordu. Duvarın dibine bıraktığı Mehir'in yanına oturmuş, bir yandan da kanayan yarayı inceliyordu. Alnından akan terleri umursamadan Mehir'in pantolonunu ucundan tutarak yukarı çekecekken Nolan'ın sesi duyuldu. Diğerleri şok olmuş, oturan ikili izliyorlardı.

"Hey. Hey. Hey. Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Mehir'in yanına bir çırpıda geldi ve Ian'ın elini uzaklaştırdı. "Sana bu hakkı kim veriyor?"

Gözlerini deviren Ian, yeniden öfke içinde baktı arkadaşına. "Ne hakkı? Salak salak konuşma. Takım kaptanıyım ve grup arkadaşım ölüyor. Şimdi elini çek. Dizine bakmam gerek. Morarıyorsa işimiz çok zor. Dayanamaz."

Öfkesini dindiremeyerek bakan Nolan'a, sinirle soludu. "Yaşamak için üzerindeki bile çıkarmış. Sence umurunda mı?"

İfadesi değişmeyen Nolan'ın cevabı gecikmedi. "Benim umurumda."

Yavaş yavaş nefes alan Mehir, tartışmalarına daha fazla dayanamayarak söylendi. Gözleri hala kapalıydı. "Kes sesini, Nolan. Bir an önce çıkalım şuradan." Mehir'in çıkışı ile sinirleri bozulan genç adam ayağa kalkarak birkaç adım uzaklaştı.

Nolan'ın yanından kalkması ile, genç kızın pantolonu biraz yukarıya çekti ve morarmış dizini inceledi, Ian. Yüzünü yana çevirip nefes aldığında yine bir lanet okumuştu. Morarmayı geçti, kararmıştı.

"Ne durumda?" diyen genç kızın tavana bakışını ve acı içinde soluklanışını izleyerek konuştuğunda, ilk defa zorlanmıştı. "Tuhaf..." dedi, genç adam. "Morarma gibi değil bu. Kararmış. Bu melet nasıl bu hale gelmiş olabilir? Ne saplandı buraya?"

Nefesini düzenleyen Mehir, elini dizinden çekmeden konuştuğunda, Nolan yeniden arkadaşının yanına gelmişti. "Ayağım..." Boğazı kuruyunca durdu ve sesli bir şekilde yutkundu. "Ayağıma bak. Eğer o da siyahsa sorun yok."

Ian, hızlı bir şekilde siyah botları çıkardı ve ayağını görünce dehşet içinde başını kaldırdı. "Kızım kangren falan mı bu? Ne bu ayağının hali?" Yeniden aşağı inen başını, koyu mora çalan tırnaklarından çekip Mehir'in açtığı gözlere dikti.

"Geri çekilin." Kızın dediklerini anlamayan Nolan ve Ian, birbirlerine bakarken Kira şokunu halen üzerinden atamamıştı. Arden, Kira'yı dürterek kenara çekti. O da oldukça şaşırmıştı ancak Oyuncu'nun dediği bir söz vardı ki, iradesini onunla kamçılıyordu.

Duygusal davranmak yoktu.

"Geri çıkın." Mehir'in sert sesi ile ayağa kalktıklarında "Neden?" demişti, Nolan. Fakat cevabını alamadan uzaklaşmıştı. Arkadaşının düzensiz olarak aldığı nefesleri, zor durumda olduğunu adeta bağırıyordu.

"Yarayı dağlamam lazım." Mehir'in, kesik kesik kurduğu cümleye şaşkınca karşılık verdiler. "Ateş yok." diyen Kira, kendine yeni yeni gelmişti. Mehir'in bitik halini görünce kendini suçlu hissetmişti bir an. Ama şu vardı ki herkes kendisini korumaya çalışıyordu. Belki bencilceydi düşüncesi ama korunması lazımdı.

Asperatus Nevm ✓Where stories live. Discover now