❄ 28. BÖLÜM ❄

2.3K 245 16
                                    

Mührün üzerinde hissettiği acı ile ellerini kalbine götürüp yere diz çöken genç kız, arkadaşlarının dikkatini çekerken Oyuncu'nun umurunda olmamıştı. Mehir'e bir kez olsun başını çevirmeden dışarı çıkıp talim alanını terk etmişti. Kira, hızla yanına koştuğunda, Mehir'in beyaz tenindeki siyahlaşmış kana dehşet içinde baktı. Başını çevirip mide bulantısını geçiştirmeye çalışarak panik içinde, Nolan'a doğru konuştu.

"O ölüyor! Bön bön bakacağına yardım etsene!" 

Kesik kesik nefes alan Mehir'in terleyen başını elleri arasına alıp "Nefes almaya çalış," dediğinde gözlerinin içine bakıyordu. Başını sallayarak aynı tepkiyi onunda vermesini sağladığında "İşte böyle.. Derin derin," dedi. Gülümsemeye çalışan Kira, yüzündeki ifadeyi silip arkasını döndü ve yanına ulaşan Hannah, Doris ve Arden'den yardım alarak Mehir'i ayağa kaldırdı. Ardından da kendine hakim olamayarak yeniden bağırdı.

"Nolan! Kendine gel artık. Mühürden süzülen kan siyah ve bu normal değil!"

Bir yandan baygın haldeki Mehir'i kolundan tutmaya çalışıyor bir yandan da tepkisizce duran öğrencilere bakıyordu. Durumun tezatlığını fark eden Arden, sinirle grup arkadaşlarına bağırdı. Diğer taraftan da hiçbir şekilde yardım etmeyeceğini özellikle dillendiren Ian'a bakıyordu. Eğitmen'in arkasından çıkıp gidiyordu, oda arkadaşı.

"Hani dün onu savunuyordunuz?! Bu mu sizin arkadaşlığınız? Lanet olsun! Birisi hekimi çağırsın!" 

Yaşadıkları şokun etkisinden yavaş yavaş çıkan öğrenciler korkudan cevap veremezken sanki her şeyden haberi varmış gibi davranan Nolan, kimseye fırsat vermeden hareket ederek Mehir'i kucağına almış, Kira'ya ve yanındakilere doğru kısık sesle bir şeyler söylemişti. Bu hareketinde, kargaşayı fark ederek yanlarına gelen Poyraz'ın da etkisinin olduğu açıktı. Diğerlerinin duymamasına özen göstererek "Odaya çıkaralım. Anlatacaklarım var," dediğinde diğer kızlar şüphe içinde baksa da, Kira, Nolan'ın gözlerinde gördüğü ciddiyeti fark ederek kabul etmişti.

Yaklaşık yarım saatin ardından Mehir'in ateşini yeniden ölçen Hannah, elleri ile kıvırcık saçlarını geriye atıp "Ateşi halen çok yüksek," dediğinde Kira daha fazla dayanamadı.

"Onu revire götürmeliydik."

Uzun ince bedeni ayağa kalkıp pencereye yönelmiş ve kollarını birbirine dolamıştı. Doris, yattığı yatakta doğrularak "O haklı," dedi.

Mehir'in sağ tarafında oturan Nolan, sakin olmaya çalışarak elini kaldırdı ve arkadaşının ateşini kendisi de kontrol etti. Sıcaklığın farkına vardığında çenesi kasılırken baygın halde yatan Mehir'e bakan Arden araya girdi.

"Nolan... Bence bize de bir şeyleri anlatmalı ve yardım etmemizi kolaylaştırmalısın."

Ellerini birbirinden kurtaran Arden, ayağa kalktı ve Nolan'ın kendi ile verdiği savaşın son bulmasını bekledi. Odadaki beyaz ışığın tüm şiddeti üzerilerine yağıyor ve biraz olsun sakin kalmalarını sağlıyordu. Belkide bu sebeple her yeri beyaz ışıkla aydınlatıyorlardı. Çünkü her hangi bir kargaşa halinde baş edebilecekleri yeterli birlikleri yoktu. Bir başkaldırı halinde yapabilecek çok az şeyleri vardı. Düşüncelerinden bir çırpıda uzaklaştı ve sorununu çözen arkadaşını dinlemeye koyuldu. Kararsızlığı halen yerinde sayıyordu.

"Nehir," dedi Mehir'in solgun yüzüne bakarken. "Asıl adı Nehir."

Bakışlarını arkadaşının bedeninden çekerek gerçekleri zorlukla anlatmaya koyuldu.

"Sizlere gerçekleri anlatıyorum, çünkü..."

Gözleri, kalbinin üzerindeki, tıpkı tırnakları gibi kararmış mühre çevrildiğinde yutkundu. Kısa süren sessizliğin ardından devam etti.

Asperatus Nevm ✓Where stories live. Discover now